19 Mart 2024 Salı

Bangladeş’te Binlerce Hristiyan Arazi Konusunda Zulüm Gördü

Bangladeş’te yaşayan Hristiyan azınlık, zorunlu kamulaştırma korkusuyla yaşıyor. Dinajpur’da bir arazi anlaşmazlığının ardından yaklaşık 1,500 Hristiyan yerinden edildi. Dhaka’da Katolik bir adam, yaşadığı ev Bangladeşli bir radikal tarafından yasadışı olarak işgal edilmiş olsa bile evinin faturalarını ödemeye devam ediyor. Rahibe göre, “hükümet ve kamulaştıranlar bizi güçsüz görüyor.”

Bangladeş’te, çoğunlukla kabile kökenli ve düşük gelirli binlerce Hristiyana, arazi konusunda zulüm ediliyor. AsiaNews, onlardan, günlük yaşamı korku, tehdit veya evsizlikten ibaret olan bazılarının hikayelerini derledi.

2016 yılında, Dinajpur Piskoposluğu bölgesindeki Gaibandha’da bir toprak anlaşmazlığı, polisin suç ortaklığıyla ülkedeki radikaller tarafından azınlık bir kabilenin mensuplarına karşı şiddeti tetikledi. Çoğu etnik Santal Katolik olan dört Hristiyan öldürüldü ve dokuz hükümet temsilcisi de dahil olmak üzere 30 kişi yaralandı.

Our Lady of Sorrow Kilisesi’nin rahibi Peder Samson Marandy, AsiaNews’e, “Geçtiğimiz hafta, evleri kamu kurumları tarafından kamulaştırılan bir Santal kasabasında aileleri ziyaret ettim.” dedi.

“Yaklaşık 1,500 Hristiyan insanlık dışı koşullarda yaşamakta.” diye açıkladı. “Bazı Yardım Kurumları, geçici barınak inşa etmek için onlara metal levhalar sağlamış.”

“Mağdurlar resmi olarak şikâyette bulunmuş ve hükümeti müdahale etmeye çağırmış olsalar da, onlara sahip çıkılmamış ve yönetim sessiz kalmış. Bunun arkasında ne olduğunu bilmiyorum.  Adaletin sağlanması için daha fazla protesto etmeleri ve yazılı şikâyette bulunmaları gerektiğini düşünüyorum.”

Dinajpurlu Hristiyanlardan biri olan Joseph Murmu, “hükümetin halka kötü davrandığını” söyledi. Topraklarımızı geri almak istiyoruz. ”

Dakka’da, Tejgaon’daki Katolik kilisesinin yanındaki küçük dört odalı evini kaybeden 65 yaşındaki bir Katolik olan Abraham Cruze’nin benzer bir hikayesi var. Md Saifulla adında bir yerel radikal, elli silahlı eskortun eşliğinde 15 Ekim 2015’te arazisini işgal etti. Eve girdiler ve ailesini evden dışarı attılar.

Olanlar hakkında konuştuğunda duygusallaşıyor. “İki yıl boyunca, Dakka başpiskoposu ve diğer Hristiyan liderler gibi önemli insanlardan yardım istemekteydim. Ancak şimdiye kadar bütün çabalarım boşa gitti.” dedi. Abraham, gözyaşları içinde, “Küçük bir evim vardı ve şimdi evsiz bir insanım, bazı akrabalarımla yaşıyorum” diye ekledi.

Emekli olan Katolik adam, mantıksız bir şekilde hala ödemek zorunda olduğu faturaları (gaz ve elektrik) gösteriyor. “Evim işgal edildi, artık orada yaşamıyorum, ancak faturalarımı ödemeye devam ediyorum. Başbakan Sheikh Hasina ile görüşmeye çalıştı ve iki kez mektup yazdı ama cevap almadı.

“Mektuplarımın Başbakanlığa ulaşabildiğinden şüpheliyim” diye yakınıyor. “Benim durumumu bilseydi, derhal gerekli müdahalede bulunurdu ve evimi geri alırdım.”

Katolik bir kadın olan Jumur Gomes de Dakka’da Kafrul Quasi kilise bölgesinde yaşıyor. Birkaç yıl önce evinin karşılığında ona bir daire vermesi gereken bir inşaat şirketine sattığını söyledi.

Ev yerine sadece ölüm tehditleri aldı. Dul annesi ve kız kardeşi ile birlikte, şimdi aynı mahallede kiralık bir evde yaşıyor.

“Bizler Hristiyanız ve bu nedenle zulmediliyoruz” diye yakınan kadın, polisin bile kendilerini korumadığını belirtti.

Sylhet Piskoposluğundan genç Katolik bir kadın olan Babaly Talang, yüzlerce Khasia kabile ailesinin, Srimangal kilise bölgesinde çay yetiştirmek için arazileri gaspedenler tarafından evlerinden atılma korkusu yaşadığını söyledi.

“Khasia, betel yaprakları yetiştiren bir dağ kabilesi halkıdır, ancak yerel nüfuz sahibi insanlar bizi topraklarımızdan atmak istiyor” ifadelerini kullandı.

Dhaka Başpiskoposluğu için Adalet ve Barış Komisyonu koordinatörü Peder Liton Hubert Gomes, “Mymensingh Piskoposluğu’nda binlerce Katolik topraklarını kaybetmekten korkuyor. Hükümet Madhopur ve Netrakona Bölgesi’nde bir doğa parkı oluşturmayı planlıyor. Eğer bu doğru olsaydı, Hristiyanlar kamulaştırmanın kurbanı olurlardı. Bangladeş’in dini azınlıkları özellikle Hristiyanlar, tam da Hristiyan oldukları için, zorunlu olarak kamulaştırmanın kurbanlarıdır. Hükümet ve kamulaştıranlar bizi güçsüz olarak görüyorlar” dedi. (Herald Malaysia, AsiaNews)

İskenderun’da Oruç Dönemi Öncesi Bağışlama Pazarı Ayini

Önceki hafta sonu ‘Et Orucu’na başlayan İskenderunlu Ortodokslar, geçtiğimiz hafta sonu da ‘Peynir Orucu’na başlayarak 40 Gün...

Gazzeli Genç Kız, SAT-7’ye Konuştu

SAT-7 EKRANLARINDA SAVAŞIN SONLANDIRILMASI VE OKULA DÖNME ÇAĞRISINDA BULUNDU Gazze'de 625.000'den fazla çocuk ve genç aylardır okula gidemiyor...

Ermeni Kilisesi, Surp Krikor Lusavoriç Yortusu’nu Kutladı

Ermeni Kilisesi, İman Atası Surp Krikor Lusavoriç'in, İsa Mesih'e olan imanı uğruna Khor Virab'a (Derin Kuyu) Atılışı...

İskenderun’da Paskalya Öncesi Et Orucu Başladı

İskenderunlu Ortodokslar, geçtiğimiz hafta sonu ‘Et Karnavalı-Merfağ’ gerçekleştirerek, Paskalya öncesinde et orucuna başladı. Bu hafta sonu ise Peynir Karnavalı...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi