St. Antuan Kilisesi rahipleri, Beyoğlu’nda her Salı sessiz sedasız onlarca kişinin derdini, sırrını dinliyor. İstiklal Caddesi’nin yüksek volümlü sesinin bir anda dingin bir sessizliğe büründüğü ziyaretçi odası, her dinden, her mezhepten insanın yıllardır iç dünyasını paylaştığı, güven duyulan bir çatı olarak biliniyor.
Agos’tan Elif Atalay’ın haberine göre, h
er gün binlerce insanın önünden geçtiği, yerli-yabancı turistin eksik olmadığı Beyoğlu St. Antuan Kilisesi, şehrin kimi sakinleri için çok farklı bir anlam ifade ediyor: Dert ve sır ortağı.
Psikologlarla arası çok iyi olmayanlar, özel hayatını başkası ile paylaşmak istemeyenler, pederin alçak sesli, sakin ve itidalli öğütlerinden nasiplenmek arzusunda olanlar, kelimenin tam anlamıyla kilisenin müdavimlerinden. Yıllardır geleneksel hale gelen ‘Salı Ziyaretleri’nde her din ve mezhepten insana rastlamak olası. Bunu sıranızı beklerken kendi aranızda yaptığınız küçük sohbetlerde anlayabiliyorsunuz. Ancak yüz yüze görüşmeye girdiğinizde bu tür bir açıklamaya ihtiyaç duymanız mümkün değil. Zira Peder’e göre “Dua etmek için din sormaya gerek yok.”
Kilise’nin içerisinde yer alan ziyaret odasının önünde sıralanmış sandalyelerde, düzenli olarak gelenlerle karşılaşmak da mümkün. İçerideki turistik atmosfere hiç mi hiç aldırmadan Peder’in camı tıklatıp sizi içeriye davet etmesini beklemek ise kendi başına bir deneyim. Zira St. Antuan o anlarda; öfkenin, tasanın, kaygının zihninde ve yüreğinde eksik olmadığı modern insanın sığındığı sade bir ibadethane haline dönüşüyor…
St. Antuan Kilisesi’ndeki Salı ziyaretleri, ziyaretçiler kadar Kilise’nin din insanları için de özel bir anlam taşıyor.
İstanbul’da bulunduğu 16 yıldır kesintisiz bu görevi yerine getiren Peder için, bu tür bir diyaloğun oluşması kendileri açısından da anlamlı bir hizmet ve tecrübe. “Bütün gün buradasın ve biliyorsun ki biri seni arıyor. 16 yıldır hiç sıkılmadım. Onlar için, onlarla dua etmek çok güzel bir hizmet” diyen, ziyaretçileri için ser verip sır vermeyen Peder’in ifadesi ile “Çok yara taşıdığımız için öfkeliyiz. İnsan iyileşmemiş bir yara taşıdığı için öfkeli. Kalbimiz yaralı ve burada birlikte kalpleri iyileştiriyoruz.”
Yıllardır sayısız insanı dinleyen Peder’e göre en genel korku, gelecek korkusu. İş, aile, ağır yükler gibi geliyor; insan taşıdığı yükü hangi taraftan kaldırması gerektiğini bilmiyor. Oysa “Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya, Sezar’ın hakkı Sezar’a verilmeli”…
Beyoğlu St. Antuan Kilisesi pederlerinin kapıları her salı 9.00-11.30 ile 14.30-18.00 arası ziyaretçilere açık.