CNA’in haberine göre, Malezya’nın Papua Yeni Gine’de yaşayan Katolik bir rahip, kilisesine gidebilmek için ormanın derinliklerinden kilometrelerce yürüyor. Kilisesine ulaşabilmek için dağlık arazileri tırmanıyor ve her hafta sonu ise fakir kiliselere hizmet ediyor.
Rahip Christian Sieland, “Bu insanlar gerçekten zar zor bu engebeli arazide yaşıyor. Tanrı onlara burayı verdi. Burası onların evi. Kilise inşa etmek için kullandıkları tüm malzemeleri yaşlılar omuzlarında taşıdı. Onlar bu bölgede Kilise olmasından dolayı gurur duyuyor. Çoğunun bir kaç parça eşyası yada haftayı atlatabilecek çok az parası var. Fakir olabilirler, fakat Tanrı’nın onlara verdiği tüm bereketi kabul ediyorlar. Aç kalmıyorlar çünkü Tanrı onlara tarım yapabilecekleri bereketli bir toprak verdi.” diyerek köylülerin durumunu açıklıyor.
Rahip bu Katolik köylülerin misafirperverliğinden övgüyle bahsediyor ve sözlerine “Ben onların rahibi olarak evlerine gidip onları ziyaret ediyorum, hatta onlarda bir gece kalıyorum, onlar bana yiyecekle dolu bir tabak yemek veriyor, en güzel yataklarında yatmamı sağlıyorlar. Böylesi uzak bölgelerde bir rahibe duydukları ilgi ve saygı gerçekten beni duygulandırıyor hatta bazen utandırıyor diyebilirim.” diye ekliyor.
Rahip Sieland, misyonunu şu şekilde dile getiriyor: “Benim motivasyonum çok basit. Eğer bunu bir rahip olarak yapmazsam, bu insanların yanına gitmezsem, kim gidecek? İnsanları bir araya toplayıp ayin yapmak ve onları ruhsal sözlerle, Tanrı’nın ayetleriyle beslemek ve Rabb’in sofrasını yapmak için seçilmedim mi? Rahip demek, Rabb’in sofrasını yapmak, günah çıkarmak, ayin yapmak demek değil mi? Eğer ben gitmezsem, Tanrı tarafından verilen ruhsal yiyeceği, bereketleri almaktan onları mahrum bırakmış olurum. Tanrı’nın kuzularını, koyunlarını beslemezsem, onları otlatmazsam o zaman kendimi nasıl Tanrı’nın önünde haklı çıkaracağım? Orada sadece 10 kişi bile olsa, yine de yürüyeceğim, dağları, denizleri onunla aşacağım.”
Papua Yeni Gine’deki son yıllarda kalıcı olarak kiliseler inşa edilmiş ve Katolik Kilisesi ise yenilenme döneminden geçiyor. Bölgede Geleneksel ve çağdaş batı değerleri şu anda çatışıyor, tabi ki bu yüzden genç nesillerin kafası biraz karışıyor. Ne yazık ki, geleneksel değerler gibi İncil’in önemi de yavaş yavaş yitiriliyor.
Rahip Sieland, Katolik Kiliseleri’nin çoğu büyük arazilerde yer alıyor ve en uzak bölgede bile, küçük Katolik bir kiliseye rastlayabilirsiniz, ancak bu bina bir ilkokul ya da orta okul olarak kullanılıyor ya da bir karakola dönüşmüş olabilir diye açıklıyor. Rahip, hükümetin temel ihtiyaçları karşıladığını fakat kiliselerin bu açığı doldurduğunu söyledi.
Rahip okulları, Katolik değerlerini teşvik etme çabasına rağmen, ülke hala batılı yaşam tarzı sorunlara, cep telefonuna, teknolojiye, internet erişimine maruz kalıyor.
En büyük zorluklardan birinin Kutsal Kitap’ta dürüstlük, saygı, sevgi, bağlılık, şefkat, aile, evlilik değerlerinin okulda ve okul dışında kaybettiğini söyleyen rahip, birçok öğrencinin öğretmenlerine saygısızlık yaptığını, alkol ya da esrar kullandığı ve bunu okuldaki performanslarını etkilediğini söyledi.
Bu önemli problemlerin Malezya kültürüne kök salmış durumda, çok eşliliğin ortadan kaldırılmasının bir hayli zor olduğunu belirten Rahip Sieland, büyücülük konusunda, Hristiyanlık ve geleneksel inançların çatıştığını vurguluyor. “Eğer insanlar genç yaşta hastaysa ve ölecekse, enerji dolu ve eğitimlilerse, insanlar büyücülük hakkında konuşuyor. Kiliseler, bu tarz inançları ortadan kaldırmak için çaba gösteriyor fakat bu bir anda olacak bir şey değil. Zaman alacak.” diyerek sözlerini bitiriyor.
Bölgede yaşayan 375 bin insanın yüzde 30’u Katolik. Piskoposluk bölgesinde yer alan ve ülkenin en yüksek dağı olan Willhemn Dağı yaklaşık 14 bin 800 metre uzunluğunda.(ÖK/BA)
