Papa Françesko 12.11.2017 tarihinde Aziz Petrus Meydanın’da ‘On Kız Benzetmesi’ ile inananlara seslendi. Her birimizin bildiğimiz üzere benzetme de güvey ile düğün şölenine gitmek üzere bekleyen on kız anlatılıyor ve o zamanlar da kutlamalar gece yapıldığından ötürü kızlarda kandiller olurdu. Benzetmeyi okumaya devam ettikçe, kızlardan beşinin akıllı beşinin ise akılsız olduğunu görürüz. Akıllı olanlar yanlarına kandilleriyle birlikte yağ alırken, akılsız olanlar ise sadece kandillerini aldıklarını görürüz. Güveyin gelişinin gecikmesi ile kızların hepsi uyuya kalmıştır, gece yarısında ise aniden bir yankılanır ve güveyin geldiği haber verilir. Bu haber üzerine kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelemek isterler ancak akılsız olanlar yağlarının yetmeyeceğini fark ederek akıllı olanlardan yağ isterler. Akıllı olanların bu isteği reddederek yağlarının herkese yetmeyeceğini belirtmeleri üzerine, akılsız olanlar yağ bulabilmek adına oradan ayrılırlar ancak o sırada güvey gelir. Hazırlıklı olanlar güvey ile birlikte düğün şölenine katılır ve kapı kapanır. Geç kalan akılsız kızlar ise geldiklerinde kapıya vururlar ancak cevap gecikmez: “Sizi Tanımıyorum…”
Mesih Bizlere Bu Benzetme Aracılığıyla Ne Öğretmek İstedi?
On kız benzetmesi ile Mesih bizlere kendisiyle karşılaşmaya hazır olmamız ve benzetmenin sonunda da vurgulandığı gibi uyanık kalmamızı tembihledi; “ Bu nedenle uyanık kalın. Çünkü o günü ve o saati bilemezsiniz.” Benzetme ile salt olarak uyanık kalmamız dışında hazır olmamız gerektiği de anlatılmak istenmiştir. Güveyin gelişinden öncesine dikkat edecek olursak kızların hepsi uyuyordu ancak uyandıklarında bazıları hazır bazıları ise değildi.
Bu nedenle ihtiyatlı ve akıllı olmanın anlamı üzerinde duralım: İman hayatımızın son anına dek sadece Tanrı’nın merhametini beklemek yerine şimdiden bunun bir parçası olmalıyız. Bunun için üzerinde düşünmemiz gereken soru; ‘Bir gün son gün olacak ve ben bunun için ne kadar hazırım?’ Her zaman son günmüş gibi hazırlanmalıyız.
Kandil ise imanı simgeler ve her daim yaşamımızı aydınlatır, yağ ise yardımseverliği simgeler ek olarak besler ve iman yaşamındaki meyveler kandilin ışığını güvenli kılar. Tanrı ile karşılaşma haline hazır olma durumu yalnızca imanla bağlantılı olmayıp aynı zaman da sevgi ve komşumuza olan sevgisini hayatında gösterebilen birer Hristiyan olmamız gerçeğini bize gösterir. Tüm bunların aksine hayatımızda bizlere rahat gelen, kendi isteklerimiz uyarınca yaşayan bireyler olarak yaşarsak hayatımız kısır bir hal alır ve başkalarına yardım edemediğimiz gibi kandilimiz için de yeterince yağ elde edemez Tanrı’nın gelişinde hatta daha da öncesinde yağımızı bitirebiliriz.
Lakin bunun yerine uyanık kalır, iyi olanı yapmaya çalışır, sevginin işleriyle donanır, paylaşmanın ve zor durumda olan komşularımıza hizmet etmenin izinden gidersek, güveyi huzurlu bir şekilde bekleyebiliriz. Tanrı her an gelebilir, bu olmasa dahi ölüm bizi hiç bir şekilde korkutamaz çünkü kandilimiz için yeterince yağımız vardır ve yaptığımız iyi işlerle her gün yenilenir. İman yardımseverliği canlandırır ve yardımseverlik imanı korur.
Bakire Meryem, imanımızı yardımseverlikle daha da etkili kılabilmemiz için bize yardım et ki böylece kandillerimiz dünyasal yaşantımızda ve sonsuza dek düğün şölenin’de yanabilsin. (VR O K)
