Katolik yardım grubu Aid to the Church in Need (ACN), Sahra Altı ve Doğu Afrika’da radikal örgütlerin varlığında endişe verici bir artış olduğunu belgeleyen inanç özgürlüğü raporunu yayınladı.
Aid to the Church in Need’den Marcela Szymanski, yayınlanan raporda ‘‘Son iki yılda radikal gruplar, Sahra Altı Afrika’daki varlıklarını güçlendirdi ve bölge, 14 ülkede aktif olarak faaliyet gösteren ve iş birliğinde bulunan iki düzineden fazla grup için sığınak haline geldi. Bu örgütlerin gelişimi, endişe verici derecede kısa bir zaman dilimi içinde gerçekleşti. Liderlerinin desteklediği yerel suç çetelerinin saldırıları, düzensiz ve keyfi olarak devam ediyor’’ ifadelerine yer verdiklerini açıkladı.
Papalık Vakfı’nın ‘2021 Dünya’da Din Özgürlüğü Raporu’, 2018 ile 2020 yılları arasında 196 ülkenin üçte birinde din özgürlüğünün ciddi şekilde ihlal edildiğini ortaya koydu. İnanç temelli zulüm özellikle Nijerya, Mozambik, Burkina Faso, Kamerun, Çad, Mali, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve diğer Afrika ülkelerinde daha da kötüleşti.
Din özgürlüğü raporu, otoriter hükümetler tarafından, özellikle Çin’de dini özgürlüğü ihlal eden yapay zekâ ve yüz tanıma teknolojilerine dayalı gözetlemenin kullanımına dikkat çekti.
Pakistan’daki vaka çalışmasına da değinen rapor, ‘dini azınlıklara karşı silah olarak kullanılan cinsel şiddetin – kaçırılan, istismara uğrayan ve din değiştirmeye zorlanan kadınlara ve kızlara yönelik suçların’ artışını belgeledi.
ACN, Hindistan, Myanmar, İran, Malezya ve Kuzey Kore dâhil olmak üzere 26 ülkede zulüm, nefret suçları ve dini temelli şiddeti ortaya çıkardı. ACN International Genel Başkanı Thomas Heine-Geldern, uluslararası toplumun dini temelli şiddete ve zulme yönelik tepkisinin, ‘yetersiz ve geç olarak sınıflandırılabileceğini’ söyledi.
Heine-Geldern, ‘‘Bugün inanç temelli ayrımcılık ve zulüm, büyüyen küresel bir sorun. Suriye’deki, Yemen’deki, Nijerya’daki, Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki veya Mozambik’teki şiddetli çatışmaların arkasında insanlığın en derin inançlarını manipüle ederek, dini araçsallaştıranlar var’’ dedi. (CNA)