Hristiyan olan bir insan hakları savunucusunun daha Çin’de bulunan yasadışı cezaevinde işkence gördüğü belirtildi.
Tanzanya asıllı ve Hristiyan insan hakları savunucusu olan Lee Chunfu’nun, insan hakları ihlallerini bilinçlendirmeyi amaçlayan bir Hristiyan kuruluş olan China Aid’in yayınladığı bildiride, polis tarafından kaçırıldığı söylenen Chunfu’nun Çin’in kara cezaevi diye tabir edilen yasadışı cezaevinde ağır tıbbi deneylere, işkencelere maruz kaldığını ve serbest bırakıldığını yazdı.
Geçen Cuma günü China Aid tarafından yayınlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İnsan hakları savunucusu Lee Chunfu kefaletle serbest bırakıldı, eve döndüğünde çok bitkin bir haldeydi. Eşi, Lee’nin kendi odasına girmekten bile korktuğunu söyledi. Lee, ‘Beni Çin’in gayri resmi olan kara cezaevlerinin birine kapattılar, neredeyse her gün tıbbi muayenelere maruz kaldım’ açıklamasında bulundu. Lee’ye cezaevine girdiği ilk gün daha önce kendisinde hiç rastlanmayan yüksek tansiyon tanısı konulmuş ve bunun üzerine çeşitli ilaçlar verilmeye başlanmış. Lee, maruz kaldığı tıbbi deneylerden sonra kalbinin çok zarar gördüğünü ve fazla ömrünün kalmadığının altını çizdi. Göz altındayken çok ağır işkencelere maruz kaldığını ve bu yüzden şuan her şeye karşı bir korkusu olduğunu söyledi. Ailesi acil profesyonel yardım istiyor.”
China Aid örgütünün kurucusu ve başkanı olan Bob Fu, “Bütün bunlar Uluslararası standartların çiğnenip insanlığa karşı yapılmış barbarca bir eylemdir. Söz konusu keyfi gözaltı işlemleri ve özellikle işkenceler bir an önce durdurulmalıdır” açıklamasında bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Pekin’e yada kırsal kesimden büyük kentlere bazı taleplerle giden Çinlilerin kaçırıldığı ve yargılanmadan “kara cezaevi” denilen yasadışı cezaevlerinde fiziksel ve psikolojik işkenceye tabi tutulduklarını rapor etti. ”Kara cezaevleri” için genellikle devlete ait otellerin, bakım yurtlarının ya da ruh sağlığı merkezlerinin kullanıldığı kaydediliyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, önceden tutsak edilmiş 38 kişinin anlatımları doğrultusunda hazırlanan raporda kaçırılan Çinlilerin soyunmaya zorlandıkları, dövüldükleri ve neden gözaltına alındıklarına dair kendilerine herhangi bir açıklama yapılmadığı belirtiliyor.
Çin’de polisin söz konusu cezaevlerini bildiği ancak davacıları şehirden uzak tutmak için bunu reddettiği, hatta bazı durumlarda polisin bu cezaevleri yöneticilerine doğrudan yardımcı olduğu ileri sürülüyor.(Olga Daşcinscaia)
