28 Mart 2024 Perşembe

Ekümenik Patrik Bartholomeos’un Kutsal ve Büyük Oruç Dönemi Mesajı

Ekümenik Patrik Bartholomeos, 2022 yılı Paskalya öncesi Kutsal ve Büyük Oruç dönemine özel bir vaaz verdi.

Metnin tamamı şöyle:

Rab’de saygıdeğer kardeşler ve sevgili evlatlar, Bizleri bir kez daha kilise olarak muhterem ve mübarek bir süreç olan, Kutsal ve Büyük Haftaya ve Rab’bin Dirilişi’ne doğru kendimizi alçakgönüllülükle Mesih’in arzusuna göre hazırlamak amacıyla fiziksel ve ruhsal disiplinin ve çileci mücadelenin arenası olan Kutsal ve Büyük Oruca oryantasyonumuzu sağlayan kutsal Teslis Tanrı’sını yüceltiyoruz.

Çileci disiplin elbette ne yalnızca Kutsal ve Büyük Oruç zamanı için geçerlidir ne de sadece keşişleri alakadar eden bir yükümlülük meselesidir, ve yine iman hayatımıza yabancı olan dış etkenlerin bir neticesi de değildir. Çilecilik (asketik yaşam), Kilise yaşamının ve Hristiyan varlığının merkezinde yer alır. Mesih tarafından müminlere bir davet ve O’nun, hayatımızdaki kurtarıcı varlığının bir tanıklık durumudur. Müminler olarak kişiliği olmayan ve erişelemez bir Yaradan’a hitap etmiyoruz, ancak beden almış olan Kelam’a, Baba Tanrı’nın sevgisini ve Kutsal Ruh’un paydaşlığını ortaya çıkarana, lütfun ve özgürlüğün sahibine hitap hitap ediyoruz. Bu bağlamda, ilahi kutsamalarla ve özellikle de derin deneyimlerle dolu olan Kutsal ve Büyük Oruç, bütünlük içindeki kilise hayatının hazinelerinin ve gereğinin dinamik bir ifadesi ve açıklaması olmayı sürdürecektir. Müminin yaşantısındaki hiçbirşey bölük pörçük değildir ve kendiliğinden bir amaç oluşturmamaktadır. Mesih’teki yaşam bütüncül ve bölünmezdir. Tövbe, alçakgönüllülük, dua, oruç, iyi ameller. Tüm bunlar birleşerek itikat sahibini semavi hükümranlığın bir gizemi olan ilahi şükran ayinine yönlendirirler. Çileci mücadele bizleri ‘’dar kapı’’ olarak niteledirilen Kutsallar Kutsalına kılavuzlayan ilk adımdır. Geleneğimizde, ‘’çileciliğin kendisi için çile çekmek’’ kavramı yoktur. Çileci disiplin sürekli devam eden bir yolculuktur. Kilisenin ayrılmaz bir parçası olduğunda bizleri O’nun krallığına yönlendiren ve kiliseye dahil eden kutsal komünyon gizemi ile yolumuzun kesişmesini sağladığında bizi Kilise’nin tarih içerisindeki gidişatına dahil ederek ahiret yolunu açmış olur.

Orucun beşinci pazarında anılan Mısırlı Azize Meryem’i hatırlatmak isterim. Kırk yıl süren katı çileci mücadeleden ve kesintisiz duadan sonra kutsal komünyonun yaşamın kaynağı ve ölümsüzlüğün ilacı olduğunu tam olarak idrak ederek, Aziz Zosimas’nın ellerinden Mesih’in bedenini ve kanına ulaşmaya çabası gösterdi. Aynı şekilde, orucu; ‘’büyük bir ruhsal başarı’’ ve ‘’Ortodoks Kilisesi’nin çileci idealinin mükemmel ifadesi’’ olarak tanımlayan Ortodoks Kilisesinin Kutsal ve Büyük Konsili (Girit, 2016) şunu vurgular; ‘’Haiki oruç, müminlerin Mesih’teki yaşamını tamamen etkiler ve onların ilahi tapınmaya, özellikle de Kutsal Komünyon gizemine katılımlarıyla taçlandırılır.’’ (Günümüzde Orucun Önemi ve Yerine Getirilmesi , § 1 ve 3) İman edenler olarak tek beden oluşturduğumuz ve gerçek anlamda iyi olan Kurtarıcımız İsa Mesih’in varlığına ortak oluşumuz aracılığıyla sağlanan Kutsal Komünyon gizemine katılım olmaksızın Ortodoks maneviyatından söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle oruç, kilisenin kanunlarına riayet ve ortak cemaat deneyimidir. Kutsal ve Büyük Oruç, bizim için Kilise’yi bir kutsallaştırma ve kutsiyet mekanı ve yolu olarak, ebedi hükümranlıktaki muhteşem parlaklığın, yaşamın doluluğunun ve tümleşik sevincin bir ön tadımı ve görüntüsü olarak keşfetmeye davet oluşturur. Paskalya’ya doğru bir yolculuk olarak algılamazsak, deneyimsel ve teolojik açıdan Kutsal ve Büyük Orucun özel manasını idrak etmemiz imkansızdır. Oruç döneminin tamamı “paskalya algısını” barındırır. Ümitsiz çilecilik, Hristiyan deneyiminde sapkınlıktır; elde etmiş olduğumuz lütuf ve göksel krallık hakkındaki bilgisizliktir; “Ölülerin dirilişi” ve “gelecek çağda yaşam” beklentisi olmaksızın “Mesih hiç gelmemiş gibi” yaşamaktır.

Bu uygulama, katekümenlerin diriliş gecesi İlahi Litürji sırasında Kutsal Vaftiz için hazırlandıkları zamanlarda ilk çağlardaki Kilise’de Paskalya’dan önceki oruç deneyimiydi. Daha sonra, bu oruç döneminin dinsel doğasının yerine tövbe ahlakı geçtiğinde bile, “ikinci vaftiz” olarak “tövbe” deneyimi yine de korunmuş ve bizi bir kez daha Baba’nın evine, Aziz Ruh’un birliğine götüren varoluşsal eğilim olarak süregelmiştir. Bu durumda da “çarmıhın taşınması” dirilişin tarifsiz sevincine giden yolu içerir. İmanına çok bağlı olan Ukrayna halkı da bugünlerde kendi ağır haccını kaldırmaktadır. Çünkü nedensiz ve mantık çerçevesine sığmayan, tarif edilemez acılara ve ölüme yol açan amansız bir savaşın içinden geçmektedir. Çektikleri eziyetleri yürekten paylaştığımız oradaki kardeş ve evlatlarımız adına yakarışlarımızı merhametin efendisi ve sulhün Tanrı’sına, vakit kaybetmeksizin ateşkesin sağlanması, barış ve adaletin hüküm sürmesi için sunuyoruz, zira bu değerler semavi krallığın bütüne ermiş sevincinin ön idrakidir.

Ortodoks inancının, dindarlığının ve maneviyatının aynı kurtarıcı gerçeği, bu sene, Allah’ın inayetiyle, Kutsal Hafta boyunca Patrikhanemizce icra edilecek olan Kutsal Yağ’ın (Mür) kutsanması olayı ile de vurgulanacaktır. “Yağ’ın Efkaristiyası”nın bu kutsanmış ve “ilahi etkilere sahip” yağı, Aziz Ruh’un çeşitli armağanlarını ve bereketlerini, Krizmasyon gizemi aracılığıyla, Kilise’nin yaşamına katılan, yeni aydınlanmış “göksel vatandaşların” üzerine iletir. En başta Kutsal Gizemlerin birleşmesi ve dünyadaki ilahi ilhamlı mevcudiyet ve içimizde yatan lütuf ve umut armağanının tanıklığı için. Aziz Ruh’un ‘’birliğin gücü’’ olarak karakteri, Kutsal Yağ’ın tün yerel Ortodoks Kiliseleri tarafından sunulan muhteviyatın özel karışım yöntemleri ile harmanlanıp kaynatılmasıyla hazırlanması olayında da kendini gösterir. Kutsal armağanların kutsanmasındığı ortamda, sunağın kutsanmasında olduğu gibi aynı şekilde Kutsal Yağ’ın da takdis ediliyor olması Kilise’nin kullanımına sunulması örneğin heterodoksların vaftizi, ve Ortodoks kilisesine geri dönmeyi arzu edenlerin vücuduna sürülmesi suretiyle, kiliselerin ve altarların, ve hatta antiminsionların kutsanması vb. önemli durumlar için de kullanılabilmesinin önünü açmaktadır.

Bu duygularla, oruç zamanının sorunsuz geçmesi ve Rab’bin dirilişine doğru olan yolculuğumuzun engellenmemesi için dua ediyoruz. Dünya’nın her yerinde bulunan Mesih’teki saygıdeğer kardeşlerimize ve Konstantinopolis Kilisesi’nin evlatlarına sesleniyoruz: Rab İsa Mesih’in yaşam bahşeden lütfu ve merhameti daima kullarının çileci mücadelesini başarılı kılsın.

Kutsal ve Büyük Oruç 2022✠

İstanbul Başepiskoposu BartholomeosRab’bin nezdinde herkesin hararetli duacısı

Bin Yıllık Kilise Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Kayseri'deki Koramaz Vadisi’ndeki en eski kaya oyma dini yapısı olan Beşaret...

DİSK-AR’a Göre Türkiye İşsizlikte Avrupa Şampiyonu

TÜİK verilerine Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 9,4 oldu TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı...

Krizma Kutsaması İskenderun Katedrali’nde Gerçekleştirildi

İskenderun Müjdeleme Katolik Katedrali'nde, her yıl gerçekleştirilen ‘Yağların Kutsanması’ Ayini, kutsal hafta içerisinde gerçekleştirildi. Rahiplerin yeminlerini tazelediği...

Vakıfköy’de Palmiye Pazarı Ayin ile Kutlandı

"Dzağgazart" (Palmiye Pazarı) Rab İsa Mesih'in Yeruşalim'e Giriş Yortusu, Vakıfköy'de de Surp Badarak ayini ile kutlandı.  24 Mart...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi