Ermeni Apostolik Kiliseleri’nde Adaletsiz Yargıç Pazarı (Tadavori Giragi) gerçekleşti. Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II. Kadıköy Surp Takavor Kilisesi’ndeki ayine riyaset etti ve vaaz verdi.
Büyük Oruç döneminin Adaletsiz Yargıç Pazarı’nda (Tadavori Giragi), Kadıköy Surp Takavor Ermeni Apostolik Kilisesi’nde, Ermeni Kilisesi Anadolu gözetmeni, İskenderun ve Vakıfköy Kiliseleri din görevlisi Peder Avedis Tabaşyan eli ile sunulan Surp Badarak’a (Kutsal Sunu Ayini) Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II. riyaset etti ve vaaz verdi.
Kapalı perde ile sunulan Surp Badarak’ta, diyakos, ast diyakos kıdemli okuyucu ve okuyucular Rab’bin Sofrası’na hizmet ettiler. Günün İncil okuma parçasını ast diyakos Murat Gostanyan okudu.
Kilisenin din görevlisi, patrik vekili kıdemli Peder Krikor Damadyan, Surp Takavor Kilisesi vakfı yönetim kurulu üyeleri, İskenderun Karasun Manuk Kilisesi vakfı başkanı Yusuf Tabaş ve kalabalık inanlıların hazır bulunduğu ayinde İlahileri, Surp Takavor Korosu üyeleri, şefleri Sevan Şencan yönetiminde ve orgu eşliğinde seslendirdiler.
Surp Badarak’tan sonra Patrik Sahak II, Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle;
”Dua Tanrı için yapılması lazım, ama duaya koyulduğumuzda fark ederiz ki aslında içimizin, kafamızın kalabalığı ile gidiyoruz duaya, diğer insanlarla. Bir türlü konsantre olamıyoruz. Dua ederken sadece okuduğun kitabı göreceksin, Tanrı’nı ve kendi günahlarını düşüneceksin, sağına soluna bakmayacaksın. Sadece sen ve Tanrı. Bizim duadaki en büyük sorunlarımızdan birisi konsantre olmak. Onun için dua ettiğinizde edeceğiniz bir iki lafı edersiniz, sonra istek listenizi yaparsınız. Ondan sonra ne yapacaksınız. İşte Tanrı’nın önünde durabilmek, O’na isteklerimizi yükseltmek için başlalarından, hatta kendimizden kopmak, kendimizi duaya vermek, kendimizi Tanrı’nın önünde seyretmek gibi bir zorluğumuz var. Çünkü bütün hayatımız başkası ile kıyaslamayla geçer.
Tanrı’nın önünde durmak bizim kendi gerçekliğimizi görmemizdir, kimiz biz? Biz içimizde insanlığın bütün günahlarını barındıran kirli varlıklarız. Bir şeyleri illa yapmıyor olmamız yetmez, düşünüyor olmamız da bizi kirletir. Tanrıyla ilgilenmememiz kirletir bizi. Sadece kötü olanı yapmak değil, iyi olanı bilip yapmamak da günahtır. Onun için Tanrı’nın önünde durduğumuzda her hangi bir savunumuz olamaz bizim. Kutsal Kitabın öğretisi, bütün insanlar günah işlemiştir ve Tanrı’dan ayrı düşmüşlerdir, tek bir kişi bile yok, peygamberler de dahil olmak üzere. Dolayısı ile duamızda bizim Tanrı’ya diyeceğimiz ilk şey “Rab merhamet et”dir. Bunu dediğinizde içinizden bir şey size der ki; Sen benim evladımsın senden umudum var benim. İyi bir şeyler yaptığın için değil Benim evladım olduğun için değerlisin. Seni af ederim ben çünkü kim olduğunu biliyorum. Bilgeliğin başlangıcı, kendini tanı. Kendini tanırsan Tanrı’nın önüne koyduğunda kim olduğunu görürsün. Ama sorunumuz nedir? Kendimizi başkalarının verdiği notla tanıyoruz, Tanrı’nın gerçekliğine göre değil. İsa diyor ki alçak gönüllü olun, başınızı eğin ve Rab merhamet et deyin. Senin ellerine teslim ediyorum hayatımı, benden çok kutsal bir adam çıkmaz ama Seni seviyorum, Senle olmak istiyorum, Sen temizle beni, bu dua doğru duadır. O zaman duamızda yapmamız gereken, kendimize değil Tanrı’ya bakacağız. Tanrı’nın merhameti sonsuzdur. O’na güveneceğiz. Büyük Orucun en önemli kazanımı bu, bizdeki hataları Tanrı’nın önüne getirelim, pişman olalım ve O’ndan güç isteyelim. O zaman eğilmiş olanı Tanrı kaldırır. Kendi doğruluğumuza değil, Tanrı’dan gelecek doğruluğa inanmamız gerekir, o da İsa Mesih’tir. O bizim doğruluğumuzdur, bize nasıl doğru insan olmayı öğretti ve günahlarımızın borcunu Haç’ta ödedi kutsal kanıyla. O zaman bizim doğruluğumuz Tanrı’dadır, duamız bu olmalı. Duada hissetmemiz gereken şey Tanrı’nın Kutsallığı ve bizim günahkarlığımızdır.
Vaazların ardından Patrik Sahak II, sözü Anadolu gözetmeni Peder Avedis Tabaşyan’a verdi. Peder Avedis kısa bir konuşma yaparak deprem sonrası yörenin durumu ve duyguları hakkında bilgi verdi.
Daha sonra öncelikle depremde hayatını kaybeden kilise üyeleri ve tüm Rab’de uyuyanlar için Ayin-i Ruhani (Hokehankisd) duaları okundu, İncil okuma parçasını Kıdemli Peder Krikor Damadyan okudu. Ardından hep birlikte söylenen Rab’bin Duası ve Patrik Hazretleri’nin kutsaması ile tören son buldu.
