Ermeni Apostolik Kiliseleri “Hokekalusd” (Pentikost-Kutsal Ruh’un İnişi) Yortusu’nu Kutladı. Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II, Kutsal Sunu Ayini’ni (Surp Badarak) yönetti.
Ermeni Apostolik Kiliseleri’nde “Hokekalusd” (Kutsal Ruh’un İnişi) Yortusu, 28 Mayıs Pazar günü, Kutsal Sunu ayinleri ile kutlandı.
Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II, Beyoğlu Surp Yerrortutyun Kilisesi’nde Surp Badarak sundu ve Kilise’nin Sevgi Sofrası’nı (Madağ) kutsadı.
Patrik, kilise bahçesinde Kilise vakfı yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılandı. Hazırlıklarını tamamlayan Patrik Kadasetli Sahak II. kampanalar ve ilahilerle kiliseye yöneldi, “Hıraşapar” duası ile kiliseden içeri girdi.
Sunak önüne gelen Patrik Sahak II, tövbesini edip sunağa çıktı. Kutsal Sunu sırasında Patrik’in sunaktaki yardımcıları Rahip Şınork Donikyan ve Peder Zakar Koparyan olurken Diyakos, astdiyakos, kıdemli okuyucu ve okuyucular Rab’bin Sofrası’na hizmet ettiler.
Kutsal Sunu ayinindeki günün Kutsal Kitap okuma parçasını Diyakos Hagop Bulamacıyan okurken Kutsal Kase’yi ise Peder Zakar Koparyan getirdi.
Surp Yerrortutyun Kilisesi vakfı başkanı Aksel Topalyan, yönetim kurulu üyeleri, bazı kilise vakıf başkanları, yöneticileri, PSYK başkanı Herman Kavafyan ve inanlıların hazır bulunduğu ayinde İlahileri, Lusavoriç Korosu üyeleri Şefleri Hagop Mamigonyan yönetiminde ve Hrant Çizmeciyan’ın orgu eşliğinde seslendirdiler.
Patrik Sahak II eli ile sunulan Kutsal Sunu Ayini sırasında “Altın Ağızlı Yuhanna”nın duaları Rahip Şınork Donikyan ve Peder Zakar Koparyan tarafından okundu. Ardından Patrik Sahak II, Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle:
”Sevgili kardeşlerim bugün Pentikost. Efendimiz İsa Mesih’in göğe alınışından 10 gün sonra yukarı odada, 120 kişi duayla bekliyorlardı, çünkü İsa onlara demişti ki; yerinizden kıpırdamayın, Kutsal Ruh’u alana kadar yerinizde kalın, dua edin bekleyin, Kutsal Ruh gelince güç kazanacaksınız o zaman benim tanıklarım olacaksınız. Onlar da duayla, oruçla bekliyorlardı. Ne olduğunu, neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardı. Çünkü ruh dediğimiz şeyi biz bilmeyiz. Çünkü ruh akıldan üstün bir varlıktır. Akıl ruhu anlayamaz çünkü O, Tanrı’dır. Bir şekilde biz kendi ruhumuzu da anlayamayız. İnsan akıl, beden ve ruhtan oluşmuştur, işte bizim o ruhumuza Tanrı’nın ruhu gelir ama ne yapar orda biz bilemeyiz.
Bilmediğimiz bir Tanrı var, bize iyi bir şeyler yapsın, öldüğümüzde de bizi cehenneme atmasın. Hepsi bu mu? Neyi bekliyoruz biz? Dinimizden neyi bekliyoruz? Ne verecek bu din? Kutsal Ruh geldi o 120 kişiye Tanrı kendini verdi. Öyle ki artık Tanrı’nın daha verebileceği hiç bir şey kalmadı. En büyük armağanı, kendisini verdi. Tanrı gelince armağanlarla gelir. Kutsal Ruh’la dolduklarında ilk armağan sevinçti. Coşkuyla doldular. İkincisi danstı, dans etmeye başladılar. Üçüncüsü şiirdi, övgüler sunmaya başladılar Tanrı’ya. Duaydı. Bu da bizim anladığımız Tanrı imajıyla pek uyuşmuyor. Bu Tanrı sevinçli bir Tanrı, öteki adı mutluluk olan bir Tanrı, sevgi Tanrısı. Ateşten diller gibi bir şeyler döküldü üstlerine, başlarından aşağı yüreklerine girdi. Tanrı’nın sevgisiydi bu. İsa Kutsal Ruh’un bir insanın alabileceği en büyük armağan, en büyük zenginlik olduğunu biliyordu. Biz biliyor muyuz? Hayır. Ama bunu istemeli, denemeliyiz. Eğer Tanrı, hayatında önemli bir yer tutuyorsa, ki bazılarının tutuyor, İncil okur, anlar, dua ederler, orada Kutsal Ruh’un bir dokunuşu, mesh edişi vardır ve o insanları Tanrı’ya bağlar.
Tanrı İçimizde Yaşamak İstiyor
Onun için sevgili kardeşlerim içinize ekilmiş tohumları büyütün. Tanrısal tohumları büyütün. Tanrı içimizde yaşamak istiyor, Tanrı, bizim Tanrı kavramlarımızı değiştirmek istiyor.
Aslında halen çocukların Noel Babası gibi bir Tanrı düşlüyoruz biz. Buna zorunluyuz, eğer konuşabileceksek Tanrı hakkında, bir imajımız olması lazım. Ama Tanrı diyor ki; Bu bir başlangıç, şimdi ben varım yüreğinizin kapılarını açarsanız içeri girerim ve sizinle akşam yemeği yeriz, sizi doyururum ben, yüreğinizin en büyük özlemlerini doyururum. Hayatında bütün aradığın her şeyi ben sana veririm, dış dünyada olmasa bile. Biz o zaman ancak Azizlerin ne yaşadığını anlarız. Niçin dağlara, mağaralara çekilmişler, günlerce oruç tutmuşlar, manastırlara kapanmışlar deli mi bu adamlar? Ya deli ya da dünyanın en büyük hazinesine sahipler. Onun için gelin biz inancımızda gömülü olan hazineleri arayalım, bulalım, onları çoğaltalım hayatımızda. Hayatında eksikler var, hüznün var, teselli arıyorsun biliyorum, hepsinin ilacı bu günde saklı. Pentikost’ta, Kutsal Ruh’un dökülüşünde saklı. O senin payına düşen bir hak, o payı al ve onunla hayatın zenginleşsin. Rab hepinizi kutsasın.”
Vaazların ardından Rab’bin duası okundu, toplu tövbeyi kilisenin din görevlisi Rahip Şınork Donikyan yaptırdı. Sonrasında Hağortutyun (Komünyon) dağıtımına geçildi. Ardından müteveffa Patrikler ve tüm Rab’de uyuyanlar için Hokehankisd (Ayin-i Ruhani) duaları okundu ve Patrik Hazretleri eli ile Surp Yerrortutyun Kilisesi’nin “Madağ”ı (Sevgi Sofrası) kutsandı.
Ayin sonunda Patrik Sahak II, “Amphovani” altına girerek kortej halinde “Urah Ler” ilahisi eşliğinde kilise bahçesine yönelirken, diyakoslar tarafından inanlılara güller serpildi. Bahçede hep birlikte söylenen Rab’bin duası ve Patrik Sahak II’nin son kutsaması ile tören son buldu.
Patrik Sahak II, gelecek yıl da bu yortuyu kutlayabilme dileklerini sundu.
