Bir süredir bakımda olan ve gerekli tadilatların yapıldığı Feriköy Surp Vartanants Ermeni Kilisesi, Doğuş Yortusu öncesinde 04 Ocak Salı günü, Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II. tarafından mesh edilip yeniden kutsanarak ibadete açıldı.
Salı akşam üzeri, Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II, Kilise bahçesinde, kilisenin din görevlisi Peder Şirvan Mürzyan ve yönetici Vortik Papazyan tarafından karşılandı. Daha sonra avluda din adamları tarafından selamlanan Patrik Hazretleri, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, belediye meclis üyesi Selina Doğan, Feriköy Kilisesi Vakfı Başkanı Murat Öğer ile selamlaşıp birlikte konuk odasına geçtiler.
Tören önce, Kıdemli Pedder Krikor Damadyan tarafından söylenen “patz mez der” (Aç bize Tanrım) ilahisi ile başladı, kapı Patrik Hazretleri tarafından üç kez vuruldu, ardından törene katılan, patriklik makamına bağlı din adamları, Patrik Hazretleri başta olmak üzere kiliseden içeri girdiler.
Tören süresince okunan dualardan sonra Patrik Kadasetli Sahak II, “surp müron” (kutsal yağ) ile kilise sunaklarını, vaftiz havuzunu, aziz resimlerini, pederler tarafından seslendirilen dualar ve ilahiler eşliğinde, mesh ederek kutsadı.
Tören sonunda Ermenice ve Türkçe vaaz veren Patrik Kadasetli Sahak II, Türkçe vaazında, Kilisenin tadilatını sağlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, kendisin temsilen törene katılan başkan danışmanı Cemalettin Özdemir’e, Belediye Kültür varlıkları daire başkanını temsilen törene katılan Yük. Mimar İrem Bülbül’e, İBB inanç masası koordinatörü Vedat Kara’ya, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’e, Şişli Belediyesi Meclis üyesi Selina Doğan’a teşekkür etti ve “burada edilen dualardan size bir pay çıkacak” dedi.
Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle;
Hayatta her şey eskir, eskimeyen hiç bir şey yok, çünkü zaman içinde ve çürüyen bir doğanın içindeyiz. (1.00.18)…
Bir zamanlar vardı ki medeniyetin ölçüsü mabedleriyle ölçülürdü ve bir de mezarlıklarıyla. Şimdi zaman değişti elbette. Bizim için en büyük yapılar mabedler değil artık. Stadyumlar, Avm’ler, gökdelenler. Ama yine de eski zamanların bir mesajını taşır mabedler, çünkü insan ruhu olan bir varlıktır. Sadece yemez, içmez. İnsanın hayatının bir anlamı vardır. İnsan sorgulayan ve hayatın anlamını arayandır. Ve bu arayış insanın gözlerini gök yüzüne dikmiştir. Ve insan bu arayışta Yaradanını bulmuştur. Yaradanıyla ilişkiye geçmek istemiştir. Elbette ki bu ilişkide Tanrı onları karşılamıştır, peygamberleri ile onlara amacını anlatmıştır. Dinlerimizin, özellikle tek Tanrı’lı dinlerin bize öğrettiği şey; Tanrı her yerdedir, her hangi bir mekana sıkışmaz. Kutsal kitabımızda Tanrı, mabedleri ile çok övünen halka diyor ki; “siz bana nasıl yer yapacaksınız, benim tahtım göklerdir. Bütün yer yüzü ayaklarıma basamaktır.” Tanrı kendi için zaten bir mabed yaptı, bütün evren O’nun mabedidir. Her şeyin içinde durur Rab Allah ve bir pelerin gibi giyinir her şeyi. Bizim mabedleremiz sadece bir göstergedir. Çünkü insan hafızası çabuk unutur. Mabedler bize Tanrı’yı hatırlatmak içindir.
Mabedler, yüreklerimizi yeniden Tanrıyla doldurmanın yeridir. Ruhen tazelenmenin ve yenilenmenin yeridir. Öyle ki sevgili kardeşlerim mabedlerin önemi azaldı gibi görünse de, inanın eğer mabedlerin önemi azalmışsa bizim insanlığımız da azalıyordur.
Vaazların ardından Patrik Hazretleri’nin son kutsaması ve hep birlikte söylenen Rab’bin duası ile tören son buldu.
