Feriköy Surp Vartanants Kilisesi’nde 20 Kasım Pazar günü, sunulan Kutsal Sunu Ayini’nde (Surp Badarak) Ayin-i Ruhani (Hokaehankisd) dualarında Merhum Başrahip Tatul Anuşyan anıldı.
Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II’nin riyaset ettiği Surp Badarak’ı, Kilisenin din görevlisi Peder Şirvan Mürzyan sundu. Diyakoslar Armenak Kazancıyan, Bared Balıkçıyan, Sayat Çınaryan, kıdemli okuyucular ve çocuk okuyucular Rab’bin sofrasına hizmet ettiler. Diyakos Armenak Kazancıyan günün İncil okuma parçasını okudu ve ardından Kutsal Kase’yi getirdi.
Rahip Hovagim Seropyan, Feriköy Surp Vartanants Kilisesi ve Merametçiyan Okulu Vakfı başkanı Manuk Öğer, yönetim kurulu üyeleri, Rahip Tatul Anuşyan’ın ailesi, bazı Ermeni Kilise vakıf yöneticileri ve inanlıların hazır bulunduğu ayinde ilahileri, şefleri Sibil Arsenyan yönetiminde ve Lusi Kahvecioğlu’nun orgu eşliğinde Vartanants Korosu üyeleri seslendirdiler. Surp Badarak sırasında Rab’bin duasının ardından, toplu tövbeyi Rahip Hovagim Seropyan yaptırdı. Sonrasında Komünyon (Hağortutyun) dağıtımına geçildi.
Surp Badarak’ın sonunda Patrik Kadasetli Sahak II Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Ermenice vaazında özetle, Rab’bin duasının Ermenice sözleri ve anlamı üzerine konuşurken. Tanrı’ya yaklaşmanın en önemli yolunun dua, özellikle de samimi dua olduğunu, dualarımızın birer istekler listesi olmaması gerektiğini belirtti. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle;
”Hayatın en büyük olayı ölüm. Biz bu konuda ne kadar çok düşünür ve konuşursak, yaşamı o kadar güzel yaşarız. O kadar doğru yaşarız. Öyle ki bizim hayatı düzgün yaşayabilmemiz, ölümü iyi anlamamızla olur. Niçin ölüm üzerine düşünüp konuşmalıyız? Bu sadece hayatın gerçeği olduğu için değil, aynı zamanda bugün niçin yaşadığımızı anlamamız için çok önemli. Bütün bu hayatın toplamı bizi nereye vardıracak? Ölüme. İşte bize imanımız diyor ki; O da bir son değil, o da bir hizmet için, o noktaya vardığımızda göreceğiz ki 2 metrelik çukur aslında görkemli bir kapı, sonsuzluğa açılan bir kapı. Tanrı’nın planında başka dünyalara, başka yıldızlara açılan bir kapı. Ve aslında biz hazırlanıyormuşuz bu hayat, bu ölüm için. Bir başka hayat için. Yoksa anlamsız olur, mantıksız olur. Tanrı niye yaratsın ki bizi. Evrenin bu en mükemmel yaratığı 60-70 yıl yaşasın sonra da yok olsun diye mi? Bu saçmalık değil mi? Sizi tek bir hücreden yaratan, size ömür veren, akıl veren Tanrı’nın, bir gün bedeninizi kıracağını bilin. Ama bu size kötülük için olmayacak, daha iyisini içinizden çıkartmak için olacak. İçinizde büyüttüğünüz asıl insanı, iç insanı ortaya çıkartmak için olacak. İşte bizim umudumuz bu. Onun için Hristiyanlığın ölüm rengi siyah değil beyazdır. Bir düğün günüdür o. Ruhun Tanrı’sıyla kavuşmasının anıdır. Bu dünyanın dertlerinden, çilelerinden kurtulacağı andır. Onun için önemli olan içinizde nasıl bir ruh büyüttüğünüz. Yaratıcıyı tanıyıp tanımadığımız. İyi insan olup olmadığımız, Tanrı’nın bize uzattığı eli tutup tutmadığımız, budur önemli olan. Yoksa ölüm Tanrı’nın emri. Herkes ölecek. Ama içinizde neyi büyütüyorsunuz? Hazır mıyız o güne? O güne hazırlanıyor muyuz? Rahip Tatul kendi ölüm gününe hazırlandı tüm hayatı boyunca.”
Vaazların ardından başta kilisenin vaizi, merhum Başrahip Tatul Anuşyan olmak üzere, tüm Rab’de uyuyanlar için Ayin-i Ruhani (Hokaehankisd) duaları okundu. Patrik Hazretleri’nin kutsaması ile tören son buldu. Sonrasında önce Kilisenin Diyakosları, astdiyakosları, okuyucuları ve din adamları, ardından Merhum Başrahip Tatul Anuşyan’ın ailesi Patrik Kadasetli Sahak II. Hazretleri ile toplu fotoğraf çektirdiler.
