Hindistan’daki Hristiyan liderler, din değiştirme karşıtı yasanın çıkarıldığı eyalette bir Protestan kilisesinin yakılması nedeniyle duydukları derin üzüntüyü paylaştı.
Madhya Pradesh eyaletindeki Evanjelik Lüteriyen Kilisesi saldırıya uğradı. Pastör Mahesh Kumre, ‘‘Kilisenin ne zaman yakıldığını bilmiyoruz. 5 Şubat’ta ibadet hizmetinden çıktık, 12 Şubat’ta kiliseye geldiğimizde içerinin yakıldığını gördük’’ dedi.
Altı yıl önce inşa edilen kilise, 1.000 kişilik oturma kapasitesine sahip. Saldırganlar, Kutsal Kitap’ı, dua kitaplarını, oturma yerlerini ve bağış kutusunu ateşe verdi. Kiliseye ülkede en çok tapınılan tanrılardan biri olan Rama’nın adı yazıldı. Kilise, Hindu yanlısı Bharatiya Janata Partisi tarafından yönetilen Madhya Pradesh eyaletinde bulunuyor. Pastör Kumre, olayla ilgili soruşturma açılmasını talep ettiklerini söyledi.
Eyaletteki Katolik Kilisesi’nin halkla ilişkiler sorumlusu Peder Maria Stephan, ‘‘Kilisenin yakılmış olması oldukça üzüntü verici. Nedeni ne olursa olsun bir ibadethanenin yakılması veya kutsallığına saygısızlıkta bulunulması sadece öfkeye neden olur. Trajik olay, din değiştirme karşıtı yasa kapsamında yürütülen kampanyanın bir parçası gibi görünüyor’’ dedi.
Hindistan’ın 1.3 milyarlık nüfusunun sadece yüzde 2.3’ünü oluşturan Hristiyanlar, Hindu grupların zulmüne maruz kalıyor. Madhya Pradesh eyaleti, din değiştirme karşıtı yasa çıkaran 11 eyalet arasında yer alıyor. 2021’de kabul edilen yasaya göre, Hristiyanlığı kabul edenler 10 yıla kadar hapis cezasına maruz kalabilir.
Yasa aynı zamanda yerel halkın Hristiyanlarla evlenmesini suç kabul ediyor. Peder Stephan, ‘‘İnancımızdan dolayı suçlanıyor ve hedef alınıyoruz. Hristiyan olmak isteyen birini reddedemeyiz. Ancak sadece bu hareketimizden dolayı zulme maruz kalıyoruz. Hükümetin dini liderlerden oluşan bir koordinasyon komitesi oluşturmasını talep ediyoruz’’ dedi.
Geçen yılın Kasım ayına kadar Madhya Pradesh’te Hristiyanlara karşı 22 zulüm vakası tespit edildi. 2021’de ise Hristiyanlara yönelik 39 saldırının gerçekleştiği açıklandı. Kilise liderleri, güvenlik endişesiyle Hristiyanların çoğu durumu polise bildirmediğini, bundan dolayı saldırı vakalarındaki sayının daha yüksek olabileceğini belirtti.
