İran Yüksek Mahkemesi, ev kilisesine katılmanın Hristiyanları ‘devlet düşmanı’ yapmayacağına karar verdi. Karar, ev kiliselerine katıldıkları gerekçesiyle beş yıl hapis cezasına çarptırılan dokuz Hristiyanın davasında kabul edildi. Dokuz inanlı, Hristiyanlara yönelik yaygın bir suçlama olan ‘ulusal güvenliğe karşı hareket ettikleri’ gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldı.
İran Yüksek Mahkemesi 3 Kasım’da verdiği bir kararda, Hristiyanların bu iddiayla suçlanmaması gerektiğini, çünkü ev kiliselerine katılmanın veya Hristiyanlığı teşvik etmenin ulusal güvenliğe karşı hareket etmek anlamına gelmediğini söyledi. Mahkeme kararında, ‘‘Sadece Hristiyanlığı vaaz etmek ve Müjde’yi duyurmak, ev kiliseleri yoluyla Hristiyanlığı yaymak anlamına geliyor. Ancak bu, ülkenin güvenliğini bozmak adına toplanmanın ve gizli anlaşmaların varlığına işaret etmiyor’’ ifadeleri yer aldı. Kararda, ev kiliseleri kurmanın ‘devlet karşıtı gruplara’ dâhil olmakla ilişkili 498 ve 499. maddelerinin ihlali olmadığı belirtildi.
Open Doors, İran cezaevlerinde iki madde nedeniyle 20’den fazla Hristiyanın tutuklu olduğunu belirterek, alınan kararın önemine değindi.
Open Doors ortağı ve Article 18’in Savunuculuk Direktörü Mansour Borji, kararın İranlı Hristiyanlara yönelik gelecekteki davaları olumlu yönde etkileyebileceğini söyledi. Borji, ‘‘Ülkenin en yüksek mahkemesinin kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu karar, dokuz Hristiyan’ın serbest bırakılmasının önünü açmalı. Daha da önemlisi, İran’daki Hristiyanlara artık tutuklanma endişesi olmadan ibadet edebilecekleri umudunu verecek’’ dedi.
Borji, yetkililere Hristiyanların tutuklanma endişesi olmadan özgürce ibadet etmelerine izin verme çağrısında bulunarak, ‘‘Farsça konuşan Hristiyanlara, hem İran anayasası hem de İran’ın imzaladığı uluslararası sözleşmeler uyarınca belirli bir ibadet yeri sağlanması çağrısında bulunuyoruz’’ dedi. (CT)
