Katolik Kilisesi için önemli bir tarih olan 2 Şubat’ta hem Mesih İsa’nın Mabette Sunulması Bayramı hem de “Adanmış Yaşam” Monsenyör Martin Kmetec’in Başepiskoposluk Kutsaması’nın birinci yıl dönümü Aziz Polikarp Kilisesi’nde kutlandı.
İzmir’de bulunan nerdeyse tüm rahipler ve rahibeler bu görkemli ayine katılırken, İzmir Başepiskoposluk Şansölyesi (Özel Kalem Müdürü) Peder Alessandro Amprino, Genel Vekil Peder Felianus Dogon ve Meryem Ana Evi’nin Rahibi Peder Robert Bondea da kutlamaya eşlik ettiler.
Başlangıçta kilisenin girişinde Monsenyör Kmetec’in tuttuğu mum yakıldı ve bu şekilde ışık tüm katılımcılarla paylaşıldı. Bu ritüel, Hristiyanların ışığın taşıyıcısı olarak adlandırılması ve ışığı başkalarıyla paylaşmaya davetli olması anlamına gelir. Mum alayı ışığı, Mesih İsa’yı, başkalarına anlatma ve paylaşma görevini hatırlatır.
İncil’in Luka Kitabı’ndan sözler Diyakon Nikola tarafından okunduktan sonra İzmir Başepiskoposu Kmetec vaazında, öncelikle Kilise adına Tanrı’ya katılımcılara verdiği yaşam armağanı için şükran sunarak, İsa’yı öğretmen, mutlak Efendi (Kirios), yoksul, itaatkar ve iffet örneği olarak düşünmeye davet etti.
Ardından Yoksulluk, İtaat ve Bekarlık ya da Bekaret Yemini üzerine üç temel konudan bahsetti. İlk olarak yoksulluk: “Kilise yaşamındaki sorunların çoğu insan yoksulluğuyla bağlantılıdır. İlişkilerimizde sıkışıp kaldığımızda, bu biraz da olsa bu durumun bir sonucudur. Kimseyle birlikte yaşayamadığımız zaman, affetmek, varlığımızın belli bir yoksulluğu demektir… Seçtiğimiz bu yol, Rab ve görev için özgür olmamızı sağlar. Bu bizim nihai yoksulluğumuzdur. Böylece Tanrı’nın varlığının ve eyleminin alanı haline geliriz.”
İtaat ikinci konuydu: “İsa Yeruşalim Tapınağı’na girer, Rab’bin Yasası’na itaat ederek girer. O, bir başkâhin ya da görevine sahip çıkan bir kral gibi kendi ayaklarıyla değil, ana-babasınınkilerle, fiziksel olarak, ideal olarak halkının, İsrail’inkilerle birlikte girer. Onu arındırmak ve Tanrı’ya makbul tapınma sunmak için Mesih’i mabede getiren İsrail’dir. Kutsal Yer’e girerken, Yusuf’un Tanrı’ya bağlılığını düşünüyoruz. Çocuğu Rab’be sunan Meryem’in itaatidir.”
Son konu bekaret yemini ve bekarlık oldu: “Her insanın istediği mutluluk temelde yaşam arayışıdır. Biz farkına varmasak da. Evlenen iki insan, hayatlarının geleceğini buldukları için mutluluklarını bulurlar. Onlar için bir çift olarak katılmak, Tanrı’nın ikinci planı, gelecek nesillere sahip olmak demektir. Torunları aracılığıyla insanlık tarihinde gelecekte hayatta kalmak. Semitik İncil düşüncesi için soyun öneminin gayet iyi farkındayız.”
Ardından kendisini derinden etkileyen bir hikaye anlattı : Bir Fransız rahip 50 yıl boyunca Sri Lanka’da görevi gereği kötü koşullarda çevresinde yaşayan çok yoksul insanlara yardım etti. Bir gün ona büyük miktarda yardım parası geldi. Bu rahip onu Tabernakl’ın – kilisede kutsanmış ekmeğin saklandığı muhafaza – önünde dizlerinin üzerine çökerek kollarını göğe kaldırarak, bu beklenmedik yardım için Rab’be şükrederken, Monsenyör Martin tarafından görüldü. “Şimdi Rab’bimize şükretme vaktidir. Bizi aradığı için, biz de ona bu hayatı sunabildik, bize eşlik ettiği sevgisi için, inanç için, Kilise için ona teşekkür edelim. Mesih’e olan sevgimizi tazeleyelim, bugün ve her zaman insan yaşamımızın merkezinde olsun.” sözleriyle vaazını bitirdi.
Ayin sonunda Genel Vekil Peder Felianus söz aldı ve Episkoposluk atamasının birinci yıldönümünün kutlamasında hem burada bulunan rahipler ve rahibeler, diyakon, adanmış erkek ve kadınların ve yerel kilisede yaşayan tüm kutsal Tanrı Halkı’nın duygularını Monsenyör Martin’e en içten dileklerini sunmak istediğini söyledi. “Hizmetinin her anında onu desteklemek için Kutsal Ruh’un armağanını çağırıyoruz. Onun pastoral ilgisi sayesinde, kendisine emanet edilen Kilise, Müjde’nin şaşmaz sevincini herkese götürmek için otantik sinodal ve dayanışma yollarını cesaretle üstlenmeye devam edebilir. Kalplerimizin derinliklerinden, hızlı ve cömert hizmetiniz, sabrınız, sade ve hızlı tarzınız için teşekkür ederiz” dedi.
Mesih İsa’nın Mabette Sunulması Bayramı 2 Şubat akşamı ayrıca hem İzmir Aziz Yuhanna Katedrali’nde hem de Alsancak Rosario Kilisesi’nde kutlandı. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)
