Koronavirüsün ekonomiyi sarstığı ve ihtiyaçları arttırdığı bu dönemde Tim Keller, ‘‘Kiliselerin daha az şeyle, daha fazlasını yapmaya hazırlıklı olması gerekir’’ dedi. Ünlü pastör ve yazar, kiliselerin yönetim hakkındaki düşüncelerini de değiştirmesi gerektiğini söyledi.
11 Eylül saldırısı ile koronavirüsün etkileri arasında benzerlik gördüğünü söyleyen Keller, ‘‘Hristiyan kurumlar daha az şeyle, daha fazlasını yapmaya ihtiyaç duyacak. İnsan sayısı ve ihtiyaçlar büyük ölçüde arttı, insanlar işlerini kaybettikleri ve şehirleri terk ettikleri için ekonomik sıkıntılar yaşadı’’ dedi.
Koronavirüs salgınında tam olarak aynı şeyi gördüğünü söyleyen ünlü pastör, ‘‘Tanıdığım bütün kiliseler, ‘Daha az şeyle, daha fazlasını yapmak zorundayız. İhtiyaçlarımız fazla, ama buna karşılık kaynaklarımız az’ diyor. Bu yöneticilikte yeni bir yaklaşım değil, aynı zamanda parayı ne için harcadığımızı da düşünmemiz anlamına geliyor’’ açıklamasında bulundu.
Salgın sonrasında neler yaşanacağını tahmin edemediğini söyleyen Keller, gelecekte ‘yenilikçi düşüncenin ve etkileşimin’ önem kazanacağına değindi. Ayrıca kiliselerin insanların ihtiyaçlarına odaklanmak için bazı programlarını sınırlandırabileceğine değinerek, pastörlerin maaş kesintisi yapabileceğini ima etti.
Keller, ‘‘İkinci şey ise, her şey fedakarlık gerektirir. Genel olarak kiliseler, ihtiyaç sahibi insanlara daha fazla para harcamak zorunda kalacak. Bunu yapabilmenin yolu da kesintiye gitmektir. Bu, maaşınızın bir kısmını toplumdaki ihtiyaçları karşılayabilmek için bağışlamak anlamına mı geliyor? Bilmiyorum, ama liderlik her zaman yenilik ve fedakarlık yoluyla gerçekleşir. Önümüzdeki iki yıl içinde, ikisini de yapmak zorundayız’’ dedi. (CT)