Hrant Dink Okulu Sevgi Sofrası, 28 Ocak Perşembe günü Türkiye Ermenileri’ne bağlı Galata Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nde yapılan Kutsal Sunu Ayini ile birleşti.
Türkiye Ermenileri Kadasetli Patrik Sahak II, Pazar vaazında, bu vesileyle Hrant Dink Okulu yöneticilerini, öğretmenlerini ve okulun idarecileri Arto ve Talar Horozoğlu çiftini kutladı, kendilerine Tanrı’dan güç diledi.
Patrik Sahak II: ”Tanrı’nın sözleri ile, aklına mukayyet ol. Tanrı’nın sözü seni koruyacaktır.”
Hrant Dink Okulu sevgi sofrası için 28 Ocak Perşembe günü, Galata Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nde Rahip Harutyun Damadyan’ın eli ile gerçekleşen Surp Badarak’ta (Kutsal Sunu), patrikliğin ruhani eğitim alanları ve kilisenin okuyucusu da Rab’bin Sofrası’na hizmet ettiler.
Kıdemli Peder Krikor Damadyan ve Kilisenin din görevlisi Peder Şirvan Mürzyan da törende hazır bulundular. İlahileri Edvin Galipoğlu, Hovsep Kuyumcuyan, Artür Bağdasaryan ve Sercan Gazeroğlu seslendirdiler. Ayin sonunda Hrant Dink ve tüm Rab’de uyuyanlar için Hokehankist (Ayin-i Ruhani) duaları okundu. Bu yayının ardından canlı yayın ile Patrik Sahak II, pazar vaazını verdi. Ermenice ve Türkçe konuştuğu iki vaazdan önce, Hrant Dink Okulu sevgi sofrası günü sebebi ile, Okul İdarecilerini, yönetimini ve öğretmenlerini kutladı, onlara Tanrı’dan güç ve hikmet diledi. Ermeni toplumunun bu okula ilgisini eksik etmemesi gerektiğini dile getirdi. Ermenice vaazının ardından Türkçe vaazına başlarken önce 2.Timoteos 3:1-6 bölümünü okuduktan sonra, Pavlus’un Timoteos’a öğütlerini okudu (2.Timoteos 3:10-12), (2.Tmoteos 3:13-17) ve özetle şöyle konuştu:
Bireysellik, elbette ki çok değerli bir şey. Pavlus diyor ki < Ben özgürüm, ben her şeyi yapabilirim, ama her şey yapıcı değildir.> Özgürlüğü kullanabilmek bir olgunluğu gerektirir.
Kısacası biz, bir dünyaya girdik ki özgürlük adına, bireysellik adına, insanlığın; Pavlus’un sözünü ettiği bütün bu kötü özellikleri ortaya çıkıyor, toplu olarak ve ister istemez insanlar diyorlar ki nereye doğru gidiyoruz. Bütün yeni nesilleri, bütün insanları bu şekilde suçlamak doğru değil. Ben şahsen inanıyorum ki, iyiler halen daha çoğunlukta.
Gerçekten bizim, bu dünyayı değiştirmek gibi bir projemiz yok. Elbette ki her inanç dünyayı değiştirmek ister, elbette ki Hristiyanlığın dünyayı değiştirme gibi bir planı vardır, ama sen ve ben dünyayı değiştiremeyiz, sen ve ben insanları da ne kadar değiştiririz çok şüpheli.
Ben vaazlarımla sizi değiştiremem, sen değişirsin, değişmek istiyorsan. Ama bir şey yapabiliriz. Kendimizi değiştirebilir ve koruyabiliriz. Çevremizdeki kötülük akımlarına, dur bakalım diyebiliriz. Onları, bilincimizin, vicdanımızın, dinimizin süzgecinden geçirerek kabul ederiz.
Her felsefeye, düşünceye, moda akımına, kuru bir yaprak gibi alınıp götürülmeyeceğim. Ben Hristiyanım, benim doğrularım, yanlışlarım, etik değerlerim var.
İnsandaki kötülüğün, öyle muazzam bir sırrı vardır. Hiç kimse yüzde yüz kötü değildir.
Öyleyse Pavlus, Timoteos’a diyor ki; örneğini iyi seç, örneğin olarak beni gördün ve seçtin, devam et benim davranışlarımı incelemeye. Benim sabrımı, sevgimi, adanmışlığımı, Mesih yolunda çektiğim eziyetleri, zulümleri. Bunlar senin hep gözünün önünde olsun.
İnsan baktığı şeye benzemeye başlar.
Tanrı yolunda yürümek isteyen herkes sıkıntıya uğrayacaktır.
İnsan ruhunda her şey canlıdır. O zaman Pavlus’un Timoteos’a önerdiği birinci şey bu; ‘hafızanı canlı tut, kutsal olan şeylerle doldur.‘ O zaman Pavlus, Timoteos’a diyor ki; kutsal yazıları, çok özel bir yere koy hayatında. Çünkü onlar, hem sana, hem de önderlik ettiğin kişilere çok yararlı. Ebedi hayatı sağlamakla kalmayacak, bu dünyada nasıl mutlu olunur onun yolunu gösterecek.
Kutsal Kitap, Tanrı esinidir ve insanın özellikle nasıl mutlu olacağına ilişkin, Tanrı’nın önerilerini içerir.Tanrı’nın sözü, kutsal yazılar, bize ilkeleri sunarlar ve böylece biz görecelikten kurtuluruz. Nereye gittiğini bilmeyen insanlarla, uzun mesafe alamazsınız, sadece mezara kadar.
Mezmur diyor ki; Rab, senin sözlerin adımlarıma çıradır, adımlarıma ışıktır. < Mezmurlar 119:105 > Karanlıktayken bizim çok ihtiyacımız var o Işığa, ve dünya giderek kararıyor, karanlık ışık gibi sunuluyor bize, ışık da karanlık gibi.
Tanrı’nın sözleri ile, aklına mukayyet ol. Tanrı’nın sözü seni koruyacaktır.
Ben özellikle genç kardeşlerim için 119. Mezmur’u okumak istiyorum. Evet sevgili genç kardeşlerim, böyle bir seçim de var. Böyle bir hayatın daha anlamlı olduğunu düşünüyorum ben.
Hayatını ilgilendiren temel soruları sor, araştır onları, ama onları araştırırken Tanrı’nın ne dediğine de kulak ver, seni yaratanın. Çünkü dünyanın en çok okunan kitabı bu, dünyanın en eski kitabı bu, en çok dile çevrilen, hep en çok satanlar listesinde en çok satan kitap. Sana hayatın yollarını gösterecek, Tanrı’nın bakış açısıyla sana hayatı açacak ve bir yol haritası gösterecek.
Zamanında verilmiş bir öğüt hayat kurtarır. Tanrı’nın kitabında ise öğütler hazinesini buluyoruz biz.
Tanrı’nın sözü gerçektir, hakikattir. Ve Rab İsa Mesih dedi; < siz hakikati bileceksiniz, hakikat sizi özgür kılacak.> Petrus diyor ki, gerçeğin bir başka gücü daha var, gerçek arıtır, temizler. Yalan bizi kirletir.
Tanrı’nın sözü, Tanrı ile tanışmanın yoludur. Tanrı kendisini bizde görmek ister. Tanrı’ya kendini göster.
Tanrı’nın sözleri tohumdur. Her biri bilinç altımıza ekilmeli, onun için de bilinçli bir çalışma gerçekleştirmemiz gerekiyor. Rab hepinizle beraber olsun, sizleri kutsasın ve bereketlesin. Amin.”
