Kuzey Kore’den iltica eden bir Hristiyan kadın, Kuzey Kore’nin Hristiyanlara ve diğerlerine zulmetmesini dünyanın “oturup sadece izlemeye devam edemeyeceğini” söyledi.
Ji Hyeona, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu haftaki Harry S. Truman Binasındaki Din Özgürlüğünü Arttırma amaçlı yapılan bir bakanlık etkinliğinde konuştu. Kuzey Kore’den kaçmaya çalışırken uğradığı istismar ve işkence hikayesini anlattı.
Ji, “1998’de Kuzey Kore’den ilk kez kaçtığımdan beri, Kuzey’den dört kez kaçtım ve 2007’de Güney Kore’ye gelene kadar üç kez Kuzey’e ülkeme geri gönderildim” dedi. Bu arada, insan kaçakçılığı mağduru oldum ve aynı zamanda Kuzey Kore rejiminin “melez aşk” dedikleri şeyi kabul etmemesi sebebiyle anestezi bile yapılmadan şiddet uygulanarak kürtaj olmaya bile zorlandım.” dedi.
Üç kez ülkesine geri gönderildiğini ve inançlarının sorguladığını söyledi.
“Tıpkı Petrus’un İsa Mesih’i üç kez inkar ettiği gibi, o zamanlar ülkeme geri gönderildim ve sorguya alındığım her zaman yalan söyledim” dedi.
Ji’nin hikayesi ilk olarak, 1998’de ailesinden kaçmaya çalışmasıyla başladı. Babası tutuklandı ve onu bir daha görmedi. Daha sonra kendisi tutuklandı ve Kuzey Kore’ye geri gönderildi. Aynı yıl, Ji, Kuzey Kore’den ayrılmaya çalıştığı için tekrar tutuklandı. Kuzey Kore’nin 11 Numaralı Jeungsan Kampı’na gönderildi ve bir yıldan fazla bir süre kampta tutuldu. Sonra, 2000 yılında üçüncü kez kaçtı, 2002’de ülkesine geri gönderildi ve 2007’de son kez Güney Kore’ye kaçtı.
“Biz sadece oturup yaptıkları şeyi izlemeye devam edemeyiz, çünkü umursamazlık insanları öldürüp katleden en trajik araç. Martin Luther King, bir keresinde şöyle demişti: “En büyük trajedi kötü insanlar tarafından yapılan baskı ve zulüm değil, iyi insanların suskunluğudur.”(CHL/CP)