Mahsa Amini’nin ölümünün ardından küresel protestolar devam ederken İranlı Hristiyanlar, İran’da kadınlara yönelik muamele ve zorunlu başörtüsü takma konusunda ifade edilen kınamaya seslerini yükselttiler.
22 yaşındaki Amini, İran ahlak polisi tarafından gözaltında ölmesinin ardından birçok ülkede öfkeli protestolar düzenlendi.
Zulüm karşıtı bir yardım kuruluşu olan Article 18, Birleşik İran Kiliseleri Hamgaam Konseyi ve Pars Teoloji Merkezi ile ortak bir bildiri yayınlayarak, protestocuları “benzersiz cesaretleri”ni öven ve başörtüsü takma konusundaki “ayrımcı” yasaların sona ermesi için çağrıda bulunarak,
“Biz, Mahsa’nın ölümünün ardından şehir sokaklarında eşi benzeri görülmemiş bir cesaretle protesto eden İran’daki birçok insan gibi, çeşitli dini, etnik e kültürel kimlikleri temsil eden İran halkına zorunlu başörtüsü dayatmasını açık bir ihlal olarak görüyoruz. İnsan hakları ve bu ve diğer ayrımcı yasalara son verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandılar ve,
“İran’ın cesur kadın ve erkekleri ‘Hepimiz Mahsayız’ ve ‘Kadın, Hayat, Özgürlük’, sloganlarıyla bu mücadelede etnik, dini, dili ve inancı ne olursa olsun bir arada olduğumuzu hatırlatıyor. Ortak adaletsizliğin acısını, baskının ve dini diktatörlüğe karşı yaşam, özgürlük ve eşitlik umudunu paylaşıyoruz” açıklamasında bulundular.
Dünyanın dört bir yanındaki zulüm gören Hıristiyanları savunan Open Doors kuruluşu tarafından desteklenen İran’daki Hristiyanların çağrısında Open Doors İngiltere ve İrlanda CEO’su Henrietta Blyth de yer alarak, Hristiyanların hem İran’ın içinde hem de ötesinde protestolara katıldığını belirtti.
İran’daki Hristiyanlar için bu, inançları nedeniyle zaten ağır bir şekilde zulme maruz kaldıkları için, kendileri için önemli bir risk oluşturuyor. Birçoğu ev kiliselerine gidiyor ve sürekli baskın, tutuklama, hapis ve işkence tehdidiyle yaşıyor. Bazıları misilleme riski nedeniyle diğer Hıristiyanlarla yalnızca çevrimiçi olarak buluşuyor.
İran’daki zulüm o kadar şiddetli ki, ülke, Hristiyanların en aşırı zulümle karşı karşıya olduğu 50 ülkenin yıllık sıralaması olan Open Doors Dünya İzleme Listesi‘nde dokuzuncu sırada yer alıyor.
Henrietta Blyth, “İran rejimi, devlet zulmünün dünyadaki en kötü insan hakları sicillerinden birine sahip. İran’daki Hristiyanlar, ancak İran’ın tüm nüfusunun haklarına saygı duyulursa dini haklarından yararlanabilecekler.
Gösterilere ülke içindeki ve dışındaki Hristiyanlar da katılıyor. Herkes İran’ın özgürlük mücadelesini destekliyor. Değişimden umutluyuz.
İran dışındaki Hristiyanlar, bu benzeri görülmemiş zamanda İran’daki internet kesintisinin bir sonucu olarak, tüm uluslardaki Hristiyanları Mesih’in küresel bedeninde kendi sesleri olmasını istiyorlar.
İran’da zulüm artıyor ama buna rağmen kilisenin büyümesini de görüyoruz, İranlı Hristiyanlar yalnız değil” ifadelerini kullandı. (CT)
