Malezya’da çıkan yeni kanuna göre, inancını değiştirerek Hristiyanlık’ı seçen kişiler resmi olarak Hristiyan sayılabilecek.
Malezya, yıllar boyunca sıkı bir Müslüman ülkesi olarak biliniyor ve inancını değiştiren kişiler hayatlarını riske atıyor. Kiliselere karşı sık sık zulüm eylemleri meydana geliyor. Bu yüzünden de Hristiyanların Malezya gibi ülkelerde yaşaması oldukça güç.
Mhn.emmanuil.tv haber sitesine göre, Malezya’da din özgürlüğü üzerine çıkan yeni bir yasaya göre farkı bir inançtan olan kişiler resmi olarak inancını Hristiyan olarak değiştirebilecekler. Bu yasa sayesinde insanlar kiliselere korkusuzca gidebilecekler.
ABD Open Doors Genel Müdürü David Curry, kurumun zulüm gören kiliselere her türlü destekten ve yardımdan sorumlu olduğunu belirtti. Curry, “ Bu yasanın Malezya’daki din özgürlüğü sorununu ortadan kaldıracağına inanıyoruz. Malezya için bu çok iyi bir gelişme ve eğer bir ülke din özgürlüğünü savunuluyorsa, oradaki insanların Tanrı’ya inanıp inanmama tercihleri de kendilerine ait olmalıdır.” dedi.
Önceden Hristiyanlık’ı seçen insanların oldukça zor problemler yaşadığını belirten Curry, “Çoğu çevre baskısının gücünden dolayı Hristiyan olduklarını özgürce söylemiyor ve kiliselere gelemiyordu. Bu şartlar altında din tercihinde bulunma gibi bir riske girmeyi pek cesaret eden olmuyordu. Eğer Müslüman bir ailede doğduysanız evraklarınızdaki din otomatik olarak Müslüman olarak kayıtlara geçiriliyor ve siz hayatınızı bu sistem içerisinde sürdürmek zorunda kalıyordunuz.” diye konuştu.
Hristiyan Haber Merkezi Muhabiri’nin “En son kabul edilen yasayla Malezya’daki sıkı Müslümanlığın daha ılımlı bir hal aldığını söyleyebilir miyiz?” sorusuna, “Şimdiden bunu söylemek için çok erken, insanlar önce yeni kanuna alışmalı, toplumun kabullenmesi zaman alacaktır. Bu yüzden yasa resmi kurumlarda uygulanmaya başlanacak ve evraklar bundan sonra yasaya göre düzenlenecek. Yine de bunun Malezya için çok iyi bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz. Benim en büyük dileğim bu kanunun Malezya’da olduğu gibi diğer Müslüman ülkelerinde de kabul edilmesidir.” diye cevap verdi. (Olga Daşcisncaia)
