28 Mart 2024 Perşembe

Musul’da itiraf rüzgârı: “Hristiyan arkadaşlarımı aramaya utanıyorum”

Kuzey Irak’ın Musul vilayeti, Haziran 2014’te musulIrak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) eline geçmiş, Musul’da halk, cihatçıların katı yönetimi altında yaşamaya mecbur bırakılmıştı.

IŞİD’li militanlar hızla bölgede bir radikal İslam rejimi başlattığından beri, halk acımasız cezalandırmalara maruz kalıyor, kadınlar sert kurallar altında yaşamak zorunda bırakılıyor, her türlü muhalefete olan hoşgörüsüzlük sürüyor.

Musul’da yaşam, IŞİD rejimi altında devam ediyor. BBC, özel bir yazı dizisi için, Musul’da yaşayanların öykülerine kulak verdi. Kent sakinleri, günlüklerinde IŞİD yönetimi altındaki yaşamlarını anlattı. Günlük sahiplerinin gerçek isimleri, güvenlik kaygısıyla gizli tutuldu.

14 Kasım 2014: Mays’ın güncesi

Ninova’da (Musul’da bir kent) okul başladı, ancak bu önceki yıllara benzemiyor.

IŞİD, burada öğrencilere ve okul yöneticilerine çok katı emirler veriyor.

Dulqarnain, şehrimdeki insanlar için yeni bir isim. Dulqarnain, Ninova’da okullardan sorumlu IŞİD’li. Adı da eğitimde en yüksek otorite olarak kitaplarımızda yazılı.

Dulqarnain Mısır’lı ve asıl amacı, ilkokullarda kızları erkek öğrencilerden ayırmak. Onun kurallarına göre, kızlar başka, erkekler başka binaya gitmeli. Ayrıca yaşıtlarına göre biraz daha olgun görünen kızlara bol giysiler giyinmeleri ve yüzlerini peçeyle örtmeleri emrini verdi.

Erkek öğretmenlerin kız öğrencilere, kadın öğretmenlerin erkek öğrencilere ders anlatması yasak. Bu kararı özellikle devlet okullarında uygulamak zor, özel okullarda daha da zor.

Devlet okullarına eğitim bakanlığı tarafından para sağlandığı için daha fazla kadın ve erkek öğretmenleri ve okul binaları var.

Özel okullar ise, bazı özel kişilerin yürüttüğü eğitici ve ticari projeler oldukları için, öğretmen ve bina temin etmek için yeterli kaynaklara sahip değiller.

Bu demek oluyor ki, ileride iş imkanları azaldığında ve para kazanmak zorlaştığında, özel okullara talep gittikçe azalacak.

“Sanatı yasakladılar”

Okul müfredatı IŞİD tarafından değiştirildi. Artık beden eğitimi dersleri olmayacak. Onun yerine “cihad eğitimi” geldi, öğrencilere cihadı sevmeleri ve nasıl cihat edecekleri öğretiliyor.

IŞİD, coğrafya ve tarih derslerinin ikisini de iptal etti, ancak sonra kararını değiştirdi. Resim dersini iptal edip, yerine Arapça hat sanatı koydular. Derste renklerin ve renkli kalemlerin kullanımını tamamen yasakladılar.

Bütün bunlar okullarda işleyişi zorlaştırıyor, hatta imkansız hale getiriyor. Özellikle de öğrencilere aktivitelerin yasaklanması… Oysa bu aktiviteler onlar için her şey demek.

5 Kasım 2014: Nizar’ın güncesi

[Editörün notu: IŞİD Musul’u ele geçirmeden önce, şehir, dünyadaki en eski Hristiyan cemaatlerinden birine ev sahipliği yapıyordu. IŞİD’in gelmesiyle, İslam’a geçmesi emri verilen, şehirde hali hazırda yaşayan Hristiyanlar, dini vergi vermek zorunda kaldı; eğer vergi vermezlerse ölümle burun buruna geliyorlar.]

Musul’da, bir Hıristiyan’a ait olup da IŞİD’in eline geçmeyen ve yağmalanmayan bir ev bile kalmadı; bu insanların sahip olduğu bütün eşyalar, süpürge sapına kadar çalındı.

Bazı IŞİD savaşçıları, Hıristiyanların evlerine yerleştiler ve onların eşyalarını sanki kendilerininmiş gibi kullanmaya başladılar.

Bu bölgelerde yaşıyor ve sanki Hristiyan ve Ezidiler (dini azınlıklar) düşmanlarıymış ve bu bölgeler savaş ganimetiymiş gibi görüyorlar. Bu şekilde, bölgemizde zulüm yaşatıyorlar.

Hıristiyan ve Ezidi arkadaşlarımı telefonla aramaya utanıyorum, artık onları arayamazmışım gibi geliyor. Sanki bu iğrenç suçları işleyen benmişim, ya da ailemden veya arkadaşlarımdan biriymiş gibi…

Yakınımdaki Hıristiyan evlerini ele geçiren hiçbir IŞİD üyesiyle konuşmamaya ve onlara selam vermemeye karar verdim. Şeytani yüzlerine bakmaya bile dayanamıyorum.

Koalisyonun hava saldırıları sırasında IŞİD’lilerin nasıl davrandığı dikkatimi çekti. Saldırı sırasında, hemen işgal ettikleri evin ışıklarını kapayıp, çaldıkları arabalarla hızla bilinmeyen yönlere doğru uzaklaşıyorlardı.

Hava saldırısı durur durmaz geri dönüyorlardı. Bir arkadaşım cesaret edip bir IŞİD üyesine şu soruyu sordu: “Neden hava saldırıları sırasında kaçıyorsunuz?”

IŞİD üyesi, cevap olarak saldırıların işgal ettikleri Hristiyan evlerini hedef alacağından korktuklarını, çünkü Hristiyanların yaşadıkları yerleri koalisyona haber vermiş olabileceklerini söyledi.

Başka bir arkadaşım, bir IŞİD üyesi ve ailesinin işgal ettiği eve yaklaşmaya ve orada neler olduğunu görmeye çalıştı. Fakat kapılarını hiçbir zaman açık bırakmadıkları ve bahçede bile konuşmadıkları için başarılı olamadı.

Arkadaşlarım ve ben, bütün bunlar sona erdiğinde ve şehrimiz bu pislik ve iğrençlikten kurtulduğunda, bir Hristiyan evini eski haline dönüştürüp, dünyaya, en azından Hristiyan arkadaşlarımıza, onlara bunu yapanların hiçbir dine riayet etmediğini göstermeye yemin ettik.

24 Ekim 2014: Faisal’ın güncesi

IŞİD yönetimi devralalı dört ay oldu, bir arkadaşım hâlâ burada saklanıyor.

Arkadaşım, Musul’daki birkaç hâkim için koruma görevlisi olarak çalışıyordu. Fakat şehir düştüğünde tüm hâkimler şehri terk etti ve arkadaşım saklanmaya başladı. Kimse onu bulamasın diye evini taşıdı.

Arkadaşım sokaklarda çok gezmiyor, çünkü IŞİD savaşçıları şehrin her yerinde dolaşıyor.

Bazen son anda denetim noktaları oluşturup insanların kimlik belgelerini kontrol ediyor, örgütün aradığı insanları bulmaya çalışıyorlar: eski güvenlik sorumlusu, yargıçlar, IŞİD şehri ele geçirmeden önce IŞİD üyelerini tutukladığından süphelenilenler, ya da valilik için veya siyasette çalışan insanlar gibi.

Bu insanların büyük bir bölümü IŞİD tarafından idam edilmekten korktukları için şehirden ayrıldılar. Yaptıkları IŞİD’e yerel halktan desteği azalttı. İşledikleri suçlarla, huzur içinde yaşayan yurttaşlar üzerinde terör estirdiler.

IŞİD üyeleri, şehrin sokaklarında herkesin önünde eylemcileri idam ederken görülüyor. Siyah savaşçı giysileri giyiyor, saç ve sakallarını uzatıyorlar- bazıları yıllardır duş yüzü görmemiş gibi.

Sayıları gün geçtikçe artıyor. Koalisyon güçlerinin hava saldırıları karşısında yılmadan, yeni pozisyonlara geçip, varlıklarını sağlamlaştırıyorlar. Koalisyonun hava saldırıları karada hiçbir şeyi değiştirmiyor. Asıl değişen ve gittikçe korkunçlaşan, bizim gerçekliğimiz.

24 Ekim 2014: Mays’ın güncesi

Çok sevdiğim şehrim Musul’da bir okulda öğretmenlik yapıyorum. Diğer Iraklı anneler gibi, belki önemsiz olsa da, kocama bir çeşit maddi destek sağlamak için ve bu zor zamanlarda, böylesine pahalı bir şehirde yaşamanın zorluklarına katlanabilmek için çalışıyorum.

Bu yıl, yaz tatili başladığında, Bağdat’a ailemden akrabalarımı ziyarete gitmeye ve bir aile törenine katılmaya karar verdim.

Kutlamadan sonra, biz sevdiklerimizle olmanın heyecanını sürerken, evden Musul’da sokağa çıkma yasağı geldiği haberini aldım ve sonrasında hükümet güçleri ile IŞİD militanları arasındaki çatışma başladı.

O dakikadan itibaren, Musul’daki eşimle hergün son haberleri öğrenmek için konuştum.

Bağdat’ta bulunduğum sırada, çocukluk masumiyetimin kentinde, 20’li yaşlarında bir kadın olarak hayallerimi yaşadığım o şehirde, hayatımın en kötü günlerini geçirdim. Oysa evlenene ve Musul’a yerleşene kadar Bağdat’da yaşamak için deliriyordum.

Musul’da devam eden beş günlük çatışma boyunca, korku, dehşet ve büyük panik içinde, kocam için endişelenerek yaşadım. Sürekli olarak orada neler olduğunu ve kocamı bir daha görüp göremeyeceğimi düşündüm.

Sünni isyancılar ve IŞİD savaşçıları Musul’a geldikten sonra, kocam ve ben, gizlice benim şehre geri dönüşüm için plan yapmaya başladık. Ama Bağdat ve Musul arasında yaşanan çatışmalar sebebiyle bütün yollar kapatılmıştı.

Hükümet güçlerinin kaçması ya da geri çekilmesinden sonra şehirler, günler bile değil, saatler içinde düşüyor ve herkesi şaşkına çeviriyordu.

Bir takım bağlantılarımız sayesinde ve kocamın üst üste çabalarıyla, Bağdat’dan kuzeye bir uçak bileti ayırttık.

Fakat başka bir engelle karşı karşıya kaldık- karadan seyahet ettiğim için çocuklarımın belgelerini getirmemiştim. Sonuçta uçağımız vardı ve belgeler olmazsa şehirden ayrılamazdık.

Akıllıca düşünüp, Allah’ın da yardımıyla belgelere ulaştık; Musul’dan arabayla ayrılıp sonra Bağdat’a uçakla gidecek olan bir arkadaşım bize belgeleri getirdi.

20 Haziran gecesinden çok kısa süre sonra, nihayet Musul’daki aileme, evime dönebildim. Sokakta gördüklerim beni şoka uğrattı ve korkuttu; silahlı gruplar sokaklarda dolaşıyordu. Üç gün boyunca dua ettim ve oruç tuttum.

Bir süre, şu anda içinde yaşadığımız hayata alışana kadar evden çıkmadım. Ama yaşadığımız o anları asla unutmayacağım.

Bin Yıllık Kilise Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Kayseri'deki Koramaz Vadisi’ndeki en eski kaya oyma dini yapısı olan Beşaret...

DİSK-AR’a Göre Türkiye İşsizlikte Avrupa Şampiyonu

TÜİK verilerine Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 9,4 oldu TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı...

Krizma Kutsaması İskenderun Katedrali’nde Gerçekleştirildi

İskenderun Müjdeleme Katolik Katedrali'nde, her yıl gerçekleştirilen ‘Yağların Kutsanması’ Ayini, kutsal hafta içerisinde gerçekleştirildi. Rahiplerin yeminlerini tazelediği...

Vakıfköy’de Palmiye Pazarı Ayin ile Kutlandı

"Dzağgazart" (Palmiye Pazarı) Rab İsa Mesih'in Yeruşalim'e Giriş Yortusu, Vakıfköy'de de Surp Badarak ayini ile kutlandı.  24 Mart...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi