Nijerya’da Hristiyanların yoğunlukta olduğu Kano’da, Jos kentindeki pazar yerinde, Şava ve Alagarno köylerindeki saldırıların ardında radikal İslamcı Boko Haram örgütü olduğu tahmin ediliyor. Ülkede birçok kişi, Boko Haram’ın Hristiyanları ve Müslümanları birbirine karşı kışkırtma hedefine yoğunlaştığı görüşünde.
Nijerya’nın kuzeyindeki Kaduna kentinden Papaz Yohanna Buro, insanlarda karşılıklı korkunun arttığına ve Hristiyanlarla Müslümanların neredeyse eşit nüfusta olduğu kentte, tarafların birbirlerini suçladıklarına dikkat çekti. Papaz Buro bu nedenle Abuja’daki yönetimi en kısa sürede Boko Haram örgütü ile pazarlık masasına oturmaya çağırıyor.
Papaz James Wuye ve İmam Muhammed Ashafa da benzer görüşler dile getirdi. İki dinin temsilcisi, Kaduna’yı dinlerarası bir diyalog merkezine dönüştürmek için büyük çaba gösteriyor. Kaduna bu yüzyılın başlarındaki siyasi gerilim dönemlerinde, Müslümanlar ile Hristiyanlar arasındaki çatışmalara sahne olmuş ve binin üzerinde insan hayatını kaybetmişti. İmam Ashafa ve Papaz Wuye bu acı olaylar ışığında, iki din arasındaki nefrete son verilmesi gerektiğine inanmaya başladılar. Birleştirici çabalarıyla da 2013 yılı Almanya Afrika ödülüne layık görüldüler.
Ashafa ve Wuye, yönetimi Boko Haram ile pazarlığa oturmamakla eleştiriyor. Papaz James Wuye, Nijerya yönetimi ile Boko Haram arasında arabuluculuk yapabilecek kişiler olduğuna dikkat çekti. Wuye, gerekli güvenlik sağlandığı takdirde kendi merkezi olan Dinlerarası Arabuluculuk Merkezi’nin de tarafları aynı masada toplayabilecek deneyim ve kapasiteye sahip olduğunu ifade etti.
Karşılıklı suçlamalar…
Kaduna’da büroları bulunan Müslüman ve Hristiyan birlikleri ise daha ziyade karşılıklı suçlamalar yöneltmekle ilgililer. Nijerya Hristiyan Birliği’nin önde gelen bir temsilcisi, Boko Haram örgütünün, Hristiyanları ülkenin kuzeyinden çıkarmak üzere hazırlanmış bir stratejinin parçası olduğunu öne sürüyor. Terörün, Hristiyanlar kadar Müslüman kurbanları olduğunu ise kabul etmiyor.
Nijerya’daki İslamî Hukuk Yüksek Konseyi’nden Bayero Abdullah ise ülkenin kuzeyindeki terörden, politikacıları sorumlu tutuyor. En önce de Hristiyan Devlet Başkanı Goodluck Jonathan’ı. Abdullah, aynı zamanda dış güçlerin de işin içinde parmağı olduğuna dikkat çekiyor ve buna Amerikan gizli servislerinin söylediği iddia edilen Nijerya devletinin 2015 yılında çökeceğine dair ifadeleri örnek gösteriyor.
‘Bring back our Girls’
Papaz James Wuye, ülkedeki dini temsilcileri yaptıkları açıklamalarda ılımlı olmaya davet ediyor. Dünya genelinde ‘Bring back our Girls’ kampanyası başlatılan Nijeryalı kızların kurtarılacağından umutlu olduğunu söylüyor. Kampanyayı başlatan kadın hakları savunucusu Hafsat Muhammed Baba da sorunun her iki tarafı ve hatta yönetimi de etkilediğine, dine değil soruna odaklanılması gerektiğine dikkat çekerek, teröre karşı birlikte mücadele verilmesi gerektiğini ifade etti.