24 Nisan 2024 Çarşamba

Özür Dilerim

ilktas

Aret Mahlas

Ecdadımızdan! gelen bir lanetten sanırım her zaman haklı olduğumuzu düşünüp sadece haklı yanlarımızı ortaya çıkarıp sonuna kadar savunuyor, bunun için savaşıyoruz. Sokaklarda, iş yerlerimizde hatta evlerimiz dahil olmak üzere her yerde haklığımız için kavga ediyoruz. Ortalık her zaman haklı olduğunu düşünen insanlarla doldu. Etrafınızda oluşan herhangi bir kavgaya şahit olsanız hangi tarafa hak vereceğinizi şaşırır, Nasreddin Hocanın fıkrasındaki gibi eşeğe bile hak verebilirsiniz. Oysaki insanız, düşüncelerimizde, hareketlerimizde, konuşmalarımızda ve ilişkilerimizde her zaman hata yapabiliriz. Özür dilemek kusurlu, hatalı ve günahlı olduğumuzu kabul etmektir. “İlk taşı kim atacak” diye sorulduğunda alçakgönüllü bir kabullenmeyle sıkı sıkı tuttuğumuz taşı yere bırakmaktır. Ancak bunu yaptığımızda geçmişten gelen lanetlerden kurtulup sıkıca yapıştığımız yüklerden özgür kalabiliriz. Özür dileyerek!

Ama içimizdeki ses her zaman: “ne özürü sen haklısın” diye fısıldar sessiz ve sinsice. O sesi dinlediğimizde mutlaka haklı bir yan bulup kendimizle savaş veririz haklılığımız için. Bu kolay ve yapılması rahatlatıcı bir davranıştır. Ama haklı olsak bile, haksız yönlerimizi bulup özür dilemek zor ve fakat en doğru ve bizi asıl rahatlatıcı davranıştır. Özür dilemek hala haklılığını düşünen karşı taraf için bile bir düşünme zamanı yaratır. Bir düşünsenize; sonuna kadar haklı olduğunuz bir tartışmada karşı taraf haksızlığını kabul etmiyor ve tartışma anlamsızca sürüyor ve sinir kat sayısı artıyor. Hal böyleyken bir an savaş meydanının ortasında en haklı konumda durup dururken özür diliyorsunuz!

Sanırım koca bir boşluk olur. Karşı tarafın söyleyecek bir sözü kalmaz. En önemlisi tartışma bitmiş olur. Tartışmanın stresinden kurtulan beyinde rahat ve doğru düşünmeye başlar. Tüm ateşli tartışmaların ortasına konulacak bir özür cümlesi tartışmayı doğru yöne kanalize edecektir. Herhangi bir tartışma sırasında kendimize objektif olarak bakabildiğimizde karşı taraftan özür dileyecek o kadar çok şey buluruz ki, malzeme sıkıntısı çekeceğimizi zannetmiyorum.

Bizim insanımız da özür dilemeyi öğrenebilse ilk olarak üzerine yapışan “özgüven eksikliği”nden kurtulmuş olacak. Diğer problemleri ise buna bağlı olarak düzelme yolunda ısrarla ilerleyecektir.

21 Aralık “Kıyamet günü”nü atlattığımıza göre önümüzde yeni bir yıl ve yeni umutlar var. Haklı olsak bile özür dilemeyi öğrenip, özgüvenimizi kazanıp, bir çok kompleksimizden kurtulup, umutlarımızı gerçekleştirip, yeni ve gelecek en son umuda bağlı kalmayı umut ederek hepinizden özür diliyorum.

Doğuş bayramınız ve yeni yılınız kutlu olsun!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Nisan Vesilesiyle Yayınladığı Mesaj

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye Ermenileri Patrikliği ve Ermeni toplumuna gönderdiği 24 Nisan taziye mesajı, bugün İstanbul Kuzguncuk Surp...

Türkiye Ermenileri Patrik Sahak II’nin 24 Nisan Anması Mesajı

Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II, 24 Nisan anması için bir mesaj yayınladı. Bugün 24 Nisan. Bu...

Hindistan’da Şifa için Dua Edilmesi Yasaklandı

Hindistan'ın Assam eyaletinde hastaların şifa bulması için dua edilmesi yasaklandı. Karar, Hristiyanlar tarafından endişeyle karşılandı. 2024 tarihli yasa...

Ermeni Kiliselerinde Kırmızı Pazar Haftası

Ermeni Kiliselerinde "Garmir Giragi" (Kırmızı Pazar) haftası kutlandı. Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II, Samatya Surp Kevork...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi