Papa Françesko, Aziz Petrus Meydanın’da 23 Temmuz 2017 tarihinde Angelus (İsa Mesih’in vücut bulması duası) öncesi verdiği vaaz da “Deliceler Benzetmesini” işaret ederken, “Dünyadaki kötülük problemine ve Tanrı’nın sabrına dikkat çekti”.
Papa Françesko’nun Aziz Petrus Meydanı’ndaki 23 Temmuz 2017 tarihli vaazı şöyle:
Bugün Müjde’nin sayfaları bizlere Mesih İsa’nın kalabalıklara karşı yaptığı Tanrı’nın Egemenliği ile ilgili üç benzetmeden söz ediyor. Birincisi Matta 13. bölümünde olan Deliceler Benzetmesi, ki bu benzetme ile Mesih İsa bizlere dünyadaki kötü olanı ve buna karşın Tanrı’nın ne kadar sabırlı olduğunu gösteriyor! Her birimiz şunu söyleyebilir: “Tanrı bana ne kadar sabır etti!” Benzetmede bir tarlada iki farklı düşünen karakter görüyoruz. Birincisi ev sahibi ki Tanrı’yı ve buğdayları temsil ediyor, diğer taraftaysa düşmanı görüyoruz ki İblis’i ve deliceleri temsil ediyor.
Zamanla buğdayların ortasında deliceler de büyüyor ve bunun karşısında kölelerin ve ev sahibinin fikirleri ayrılıyor. Köleler deliceleri topraktan söküp atmak, koparmak istese de ev sahibi bunun aksini söylüyor çünkü deliceleri sökerken buğdayların da sökülebileceğini söylüyor. Bununla İsa Mesih bizlere bu dünyada da iyinin ve kötünün birbirine karıştığını, kötüyü iyinin arasından ayırmanın, kökünü kazımanın imkansız olduğunu söylüyor. Tanrı bunu tek başına yapabilir lâkin son yargı gününü bekliyor. Bu yer ne kadar karışık olsa da şunu gösteriyor; tarla özgürlüklerin, Hristiyanların özgürlüğünü; fakat aynı zamanda da iyinin ve kötünün karşısındaki muhakememizi bizlere gösteriyor.
Sabır ve Karar Verme
Bu yüzden, buradayken bizler birbirleriyle çelişen iki değeri birleştirebilmeliyiz: sabır ve karar verme. Tanrı’ya güvenmeli ve O’nun isteklerini beklemeliyiz. Karar vermek, iyi bir ekin olabilmek, bunu hepimiz bütün gücümüzle istiyoruz bu yüzden kendimizi İblis’in ayartmalarından uzak tutuyoruz. Sabır ise kiliseyi temsil ediyor, tıpkı hamur mayalamaya benziyor. Kilise ise arı olanların olduğu bir topluluğu, zamanından önce yargılamak kimin Tanrı’nın Egemenliği’nde olacağını bilmeden tıpkı ellerinin kirlenmesinden korkmadan çocuğunun çamaşırlarını yıkayan bir anne gibi hareket ediyor.
Tanrı bugün kimlerin iyi ya da kimleri kötü olduğunu anlayabilmemiz için yardım ediyor ve şunu gösteriyor: bölge, ülke ya da belirli insan grupları iyidir ya da kötüdür diyemeyiz. Bize şunu söylüyor, iyi ve kötüye ait olan çizginin her insanın yüreğinde olduğu ve hepimizin günahkar olduğu. Sizlerden şunu istiyorum: “Kim günahkar değilse ellerini kaldırsın.” Hiç kimse, çünkü hepimiz, hepimiz günahkarız. İsa Mesih, çarmıhtaki ölümü ve sonrasında dirilişiyle hepimizi günahın köleliğinden serbest kıldı ve her birimize yeni bir hayata sahip olabilme lûtfunu gösterdi. Vaftiz ile birlikte bizlere itirafta(Tövbe ve Barışma sırrı) bulunmayı sağladı çünkü her zaman işlediğimiz günahlardan bağışlanmaya ihtiyacımız var. Kötüyü görmek için sürekli dışarıya bakmak bize şunu gösteriyor, bizler içimizdeki günahı fark etmek istemiyoruz. Ve İsa bizlere gerçeği fark edebilmemiz için farklı bir yol gösteriyor: “Bizler Tanrı’nın zamanını ve bakışını öğrenmeye çağrıldık”. Şükürler olsun ki kaygılı bekleyiş bizleri faydalı etkiledi… Deliceler, delice gibi görünenler iyi bir ekine dönüştü. İşte bu gerçek dönüşüm. İşte bu umudun beklentisi!
Bakire Meryem bizlerin gerçeği almasına ve kuşatmasına yardım et, kirliliğin ve kötü olanın değil iyi ve güzel olanın kuşatmasına yardım et; İblis’in işlerinin gerçek yüzünü görmemize ve tarihte bir çok iyi iş yapmış olan Tanrı’nın işlerine güvenmemize yardım et. (OÖ)
