Papa Françesko, Vaftiz Bayramı (Epifani Bayramı) vesilesiyle yaptığı konuşmada, bebek İsa’yı ziyarete gelen Yıldız bilimciler örneğini vererek alçakgönüllülüğü vurguladı.
Vaftiz Bayramı’nda Yıldız bilimcilerin (3 Bilge Adam) Doğu’dan Beytlehem’deki bebek İsa’ya bir yıldızı takip ederek yaptıkları ziyaret anılmaktadır. Yaşananlar, Kilise’nin temel görevi olan Mesih’i dünyaya duyurmanın altını çiziyor.
Papa, Epifani ayininde bilge, ünlü ve varlıklı adamların bebek İsa’yı bulabilmek için kendilerine yol gösteren yıldızı takip etme arzusuna değindi.
Bebeğe Tapındılar
Papa Françesko, bilge adamların yıldızın rehberliğinde ‘Yahudilerin kralına’ tapınmak için uzun ve zorlu bir yolculukla mücadele ettiğini söyledi. Papa, ‘‘Uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından annesiyle birlikte bebeği bulduklarında hayal kırıklığına uğramadılar. Hiç şikâyet etmeden diz çöktüler ve O’na tapındılar’’ dedi. Papa, yıldız bilimcilerin bilge, varlıklı, eğitimli ve tanınmış olmalarına rağmen, bir bebeğe tapınmak için diz çökmelerinin şaşırtıcı olduğuna dikkat çekti.
Papa, ‘‘Yıldız bilimciler, Tanrı’nın duyulmamış anlayışı karşısında kendilerini alçalttı. Kurtarıcı’nın görkemli olmadığını, küçük ve yoksul olduğu gerçeğini kabul ettiler. Bebeğe tapınmaları, kendi düşüncelerini bir kenara bırakıp Tanrı’ya yönelmelerinin sonucudur. Yürekleri tapınmaya açıktı. Sundukları armağanlar, yüreklerini yansıtmaktaydı. Gerçek zenginlikleri ünlerinde veya başarılarında değil, alçakgönüllülüklerinde ve kurtuluş ihtiyaçlarının bilincindeydi’’ dedi.
Yüreğin Arzusu
Tanrı’ya olan ihtiyacının, geceleri onu yıldızları boyaması için dışarı çıkaracak kadar güçlü olduğunu belirten ressam Vincent Van Gogh’dan alıntı yapan Papa, ‘‘Tanrı, bizleri Yıldız bilimciler gibi yıldızlara yönelmiş arzularla yarattı. Tanrı’ya olan bu arzu, bakış açımızı genişletir, imanımızı güçlendirir, Tanrı’ya ve kardeşlerimize hizmete yönlendirir. Yaşam ve iman yolculuğu, derin bir arzu ve içsel bir çaba gerektirir’’ dedi.
Kilisenin yaşam ve iman yolculuğumuzu canlandırması gereken bu derin arzuya ve isteğe ihtiyacı olduğunu belirten Papa Françesko, ‘‘İman yolculuğumuzun iyiye gidip gitmediğini ve ibadetlerimizin yüreklerimizi ısıtıp yaşamlarımızı değiştirip değiştirmediğini sorgulamalıyız. Alışkanlıklarımız ve hayatın zorlukları bu ateşi söndürebilir. Ancak bugün Yıldız bilimciler örneğine bakarak, bu ateşi her zaman yeniden alevlendirebiliriz’’ dedi. Papa, ‘‘Yüreğimizin ve vicdanımızın sorularını dikkatle dinlemeliyiz. Çünkü Tanrı bizlerle sık sık konuşur’’ diyerek konuşmasına devam etti.
Yetersizliğimizin Farkına Varmak
Papa Françesko, ‘‘Tanrı’nın önünde övünecek bir şeyimiz olduğuna inanırsak, Rab ile asla tam olarak karşılaşamayız ve O’na tapınamayız. Fikirlerimizi, gururumuzu ve rekabet anlayışımızı bir kenara bırakmazsak, yaşamımız boyunca bir şeye tapınabiliriz, ancak bu Rab olmayacaktır. Bunun yerine yetersizliğimizin farkına varırsak o zaman İsa Mesih’e tapınmanın mucizesini yeniden keşfedeceğiz. Hayranlık, yüreğin alçakgönüllülüğünden kaynaklanır. Kazanmaya odaklı olanlar, Rab’bin varlığından haberdar olmayacaktır. İsa Mesih, yakınlarından geçiyordu. Ancak Yıldız bilimciler hariç diğerleri görmezden gelmişti’’ dedi.
Yıldız bilimcilerin bebeğin bulunduğu yeri Hirodes’e söylemeyerek kötülüğe ve dünyasal güce meydan okuduğunu söyleyen Papa Françesko, ‘‘Yıldız bilimciler, yolculuklarının sonunda hedeflerine vardılar ve diz çökerek bebeğe tapındılar. Şunu asla unutmamalıyız: İman yolculuğu, sadece Tanrı’nın varlığında güç ve tatmin bulur. O’nun huzurunda olmayı dilememiz gerektiği gibi, Tanrı’ya olan arzumuzun yeniden alevlenmesi için tapınma isteğini geri kazanmamız gerekiyor. Arzumuzu yalnızca İsa Mesih ile kazanabiliriz. Yıldız bilimciler gibi, gözlerimizi göğe kaldıralım, yüreklerimizde yer alan arzuyu dinleyelim ve Tanrı’nın üzerimizde parlayan yıldızını izleyelim. Tanrı’yı düşünelim, O’nu arayalım ve O’na tapınalım’’ dedi. (vaticannews)