Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin Facebook sayfasından, 24 Aralık Perşembe günü, Galata Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nde gerçekleşen Kutsal Sunu ayini ve ardından 27 Aralık 2020 Pazar günü canlı yayın ile, Patrik Sahak II’nin son Pazar vaazı yayınlandı.
Galata Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’ndeki Kutsal Sunu ayini 24 Aralık Perşembe günü, Peder Şirvan Mürzyan eli ile gerçekleşirken, kilise diyakos ve okuyucuları da Rabbin sofrasına hizmet ettiler. İlahileri Edvin Galipoğlu, Hovsep Kuyumcuyan, Artür Bağdasaryan ve Sercan Gazeroğlu seslendirdiler. Peder Natan Arabyan’ın da hazır bulunduğu ayin sonunda tüm Rab’de uyuyanlar için Hokehankist (Ayin-i ruhani) duaları okundu.
Patrik Sahak II ise 2020 yılının son pazarında Ermenice ve Türkçe 2 vaaz verdi. Türkçe vaazında, günün İncil okuma parçalarından (Luka 19:11-17) (Matta 25:14-30) esinlenerek özetle şöyle dedi:
“Tanrı’nın hepimize eşit olarak dağıttığı şey zamandır. Hepimiz aynı zamanın içindeyiz ve zaman çok değerlidir, onu işletmen gerekir. Zaman söz konusu olduğunda, elimizde olan tek şey şu andır ve onu değerlendirmemiz gerekiyor. Rab İsa Mesih, Rab’bin duasında ne dedi bize? <gündelik ekmeğimizi bize, bugün ver.>
Tanrı çok çeşitliliği seviyor. Tanrı için önemsiz bir şey yok. Büyük bir bütünü tamamlamak için de bizi yetenekler ile donatır. Bunlar yan yana geldiğinde, hayatın zenginliği oluşur. Hepimiz değerliyiz. Bedenimiz de öyle yaratılmıştır. Başkasını kıskanmamalıyız. Bizde olan onda yok, onda olan bizde yok. Bize verileni değerlendirmeliyiz.
Tanrı sana değerler teslim etti. Ne yaptın onlarla? Onları sana değerlendiresin, çoğaltasın diye verdi. Sana verdiklerini ne yaptın. Bu, güvenirlilik testidir aynı zamanda. Hesap günü mutlaka gelecektir. Hesapsız bir dünya yok. Son gün olacak olan o hesaba hazırlanmalıyız. Evrensel yargıya hazırlanıyor muyuz? Bize verilenler çoğaltmamız için bize verildi. Meyve vermek için dünyaya geldik. Meyve vermemiz Tanrı’yı memnun eder. Kalıcı meyve vermek için geldik bu dünyaya. Kalıcı meyve, sonsuzlukta kalacak olanlardır. Sadece ruhsal olan, sonsuzlukta kalabilir. Bu dünyada maddi ve bedensel olanı ruhsal olana çevirmek zorundayız. Bizim kalıcı olan mükafatımız, bu dünyada bize verilmiş olan geçici şeylere, nasıl davrandığımız ile ilgilidir. Layık olursak, öteki dünyada kalıcı olan bize verilecektir. Bu bir iman meselesidir. Bazen korku nedeni ile hiçbir şeyi değerlendiremeyiz. O da imanın yüreğe inmediğini gösterir. Ama korku ile iman, aynı ışık ile karanlık gibi bir arada olamaz. Korku bizi felç eder. Hiçbir şey yapamayız. Yürek, iman ile güçlenir. O da korkuyu yener.
KORKU KAPIYI ÇALDI, İMAN KAPIYI AÇTI, AMA ORTADA KİMSE YOKTU!
İmanlının tek günahı tembelliktir. Kötü imanlı, tembel olandır. Bize verilen sermayeyi çoğaltmalıyız. Bir gün, o bize geri verilecek çoğaltılarak. İnsana yapılan yatırım ile çoğaltabiliriz, bize verileni. Bir değer yaratabiliriz, kendimiz ve başkaları için. İlgisiz olmamalıyız. İlgisizlik bizi kötüleştirir. Cehennemin çırasına dönüştürür. Bu dünyada bile bunun tedirginliğini yaşarız.
Yeni yıl yeni umutlarla dolu. Ama o umut, senin alacağın yeni karar ile ilgili. Sana verileni işletmelisin. Dünkü halinden daha iyi olmalısın. Vermelisin, dağıtmalısın; şimdiden vakit varken. Sana verilmiş olanı seyreden bir göz var. Onu çoğalt. Sende olanı ver. Sen verdiğinde kurtulacaksın, bereketleneceksin, çoğalacaksın. Hayattaki en büyük dersi anlamış olacaksın. Bize veren el, bir gün bizden alacak. O almadan, özgür irademiz ile verelim. Çoğalalım ve çoğaltalım. İyiliği çoğaltalım ve iyilik yapmaktan yorulmayalım. İyilik çoğaldıkça üzerinize iyilik yağar.
Hepinizin yeni yılını kutluyorum. Yetenekleriniz, Tanrı’nın size verdiği bütün güzellikler çoğalsın. Huzur, esenlik sizlerle beraber olsun. Amen”
