20 Nisan 2024 Cumartesi

Protestan Kiliseler Derneği Hak İhlalleri Raporu 2013 yayımlandı

tek-logoİnternette ve yerel medyada Hristiyan düşmanlığı artıyor

Protestan Kiliseler Derneği tarafından 2007 yılından bu yana her yıl düzenli olarak yayınlanan inanç özgürlüğü hakkındaki Hak İhlalleri Raporu 2013 yayınlandı. Sekiz sayfalık rapora derneğin internet adresinden ulaşmak mümkün.

Giriş ve Özet Bölümleri ile Tavsiyelerin yer aldığı bölümler dışında Nefret Suçları Kapsamında Sözlü ve Fiziksel Saldırılar, İbadet Yeri Kurma Hakkına İlişkin Sorunlar,Dini Yayma Hakkı, Zorunlu Din Dersi, Din Görevlisi Yetiştirememe Sorunu, Tüzel Kişilik / Örgütlenme Hakkı, İnancı Açıklama Zorunluluğu, Ayrımcılık, Malatya Davası, Diyalog başlıkları altında özellikle Protestan cemaatinin yaşadığı sorunlara değinen raporda en dikkat çeken kısım olumsuz olayların gözlenmediği medya bölümü.

2012’nin sorunları 2013’te de devam etti

Raporda Hristiyanlara yönelik nefret suçlarının 2013 yılında da devam etttiği belirtilerek

Protestanlara ve kiliselerine yönelik fiziksel saldırıların gerçekleştiği, buna karşılık ibadet yeri kurma ve ibadet için kullanılan mekânların kullanımını sürdürme konusundaki sorunların da devam ettiği vurgulandı.

Raporda dikkat çekilen konulardan birisi ise Hristiyan cemaatlerin tüzel kişilik sorunu. Raporda tüzel kişilik için yürütülen dernekleşme çalışmalarının, toplulukların tüzel kişilik kazanmasına kısmi bir yarar sağlamış olsa da tam bir çözüm getiremediği ifade edildi. Raporda dikkat çekilen bir diğer sorun ise okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri ve müfredata yeni koyulan seçmeli dersler çerçevesinde yaşanmaya devam eden sorunlar.

İyileşmeler kısıtlı alanlarda

Raporda 2013 yılında görülen bazı küçük hakların geri verilmesi de “umut verici bazı olumlu gelişmeler” olarak tanımlandı. Raporda olumlu gelişmeler şöyle sııralandı:

2012 yılında okullarda Hristiyan öğrencilere Hristiyanlık dersi verilmesi ile ilgili çalışmalar başlamış ve cemaatlerin katılımı ile ders kitabı ve müfredatı hazırlanmaya başlanmıştır. Ancak 2013 yılında kitap hazırlanmakla birlikte bu konuda henüz bir ilerleme olmamıştır. Protestan toplumu, diğer dini liderler ile birlikte Başbakanlığa davet edilmiş, Başbakan’a sorunlarını ve görüşlerini doğrudan ifade etme fırsatı bulmuştur. 2013 yılında, ibadet amaçlı kullanılan yerlere yönelik kapatılma girişimi olmamıştır. 2013 yılında bazı Doğuş Bayramı (Noel) kutlamalarının kamuya açık alanda ve toplum içinde yapılması talebine karşılık izin konusunda sorun yaşanmamıştır. Kutlamalar sırasında herhangi bir taciz veya engelleme ile karşılaşılmamış olması ve bayram kutlamalarının halkla iç içe gerçekleştirilmiş olması son derece sevindiricidir.

Ulusal Medyanın tavrı düzeliyor

Raporda ayrı bir başlık altında dile getirilen Medya’dan u yıl ilk kez olumlu olarak söz edildi. Özellikle ulusal medyada Hristiyanlara yönelik karalayıcı ve yanlış bilgiler içeren, objektiflikten uzak

yayınların 2013 yılında yaygın olmamasının olumlu karşılandığı belirtildi. Medyadaki objektiflikten uzak yayınların istinası ise yerel medyada ve İnternet haberlerinde kışkırtıcı ve karalayıcı haberlerdeki artış oldu. Raporda bu durumun “endişe ile takip edildildiği” dile getirildi. (DT/SAT-7 TÜRK)

Raporun Öneriler Kısmı ise şu şekilde:

ÖNERİLER

 Hükümet veya kamu kuruluşlarının Protestan toplumunu ilgilendiren konulardaki çalışmalarında toplumumuz ile diyalog halinde olması, önyargıların aşılmasına ve sorunların çözülmesine katkı sunacaktır.

Hristiyanlara karşı hoşgörüsüzlük ve nefret suçlarının 2013 yılında da devam etmiş olması üzücüdür. Nefret suçlarının (hangi topluluklara yönelik olduğu da dahil olacak şekilde) Adalet Bakanlığı’nca etkin bir şekilde kaydedilmesi ve her şeyden önce bu suçların işlenmesine zemin hazırlayan nedenlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Nefret Suçları Yasası çıkartılmalı, etkin soruşturma yapılmalı ve nefret suçlarında cezasızlık yaygın hale gelmemelidir.

Ayrımcılığa karşı geniş kapsamlı ve etkili bir yasa çıkarılmalıdır.

Türkiye’de tarihsel olarak kilise binaları bulunmayan Protestan toplumu için ibadet yeri kurma sorunu, yıllardır devam eden ve bir türlü çözüme kavuşturulamamış, dini dışa vurma hakkının temel bir unsuru olarak, güncelliğini korumaktadır. Bu konuda acil olarak merkezi ve yerel yetkililerin gereken adımları atmaları gerekmektedir. Hristiyanların da mescit benzeri küçük ibadet yeri kurulabilmesinin önü açılmalıdır. Belediyeler, Kültür Bakanlığı ve diğer resmi kuruluşlar, ellerinde bulunan ve amacı dışında kullanılan kilise binalarını en azından pazar günleri ve/veya dini bayramlarda kilise cemaatlerinin kullanımına açmalıdır.

Her zaman ayrımcılık riski oluşturan, kimlik kartlarındaki ve kayıtlardaki din hanesi kaldırılmalıdır.

Güvenlik kuvvetleri, inanç yayma hakkı ve Müslüman olmayan vatandaşların hakları konusunda bilgilendirilmeye devam edilmeli, temel hak ve özgürlüklerin “misyonerlik yapılıyor” gerekçesiyle kamu görevlileri veya başka kişiler tarafından gasp edilmesine izin verilmemelidir.

Yabancı uyruklu kilise üyelerine yönelik, “misyonerlik yapıyor” gerekçesiyle, vize yenilememe ve sınır dışı etme uygulamalarına son verilmelidir.  İnsan Hakları eğitimi çerçevesinde, ilgili kamu görevlilerine din ve vicdan özgürlüğü hakkının içeriği konusunda eğitim verilmelidir.

Okul kitaplarında, özellikle “misyonerlik” başlıkları altında yer alan ayrımcı ifadelerle dolu, Hristiyanlara karşı nefret ve önyargı oluşturan bütün veri ve açıklamalar kaldırılmalı, bir arada yaşamaya ve inançlara saygıya dayalı kültürün gelişmesi konusunda temenninin ötesinde adımlar atılmalı ve uygulama denetlenmelidir.

Milli Eğitimin Bakanlığı’nın, Hristiyan ailelerin ve çocukların maruz kaldıkları ve maruz kalma riskleri bulunan sosyal baskıyı ve damgalanmayı göz önünde bulundurarak, şikayet edilmesini beklemeden, okullarda ve sınıflarda gayrimüslim öğrencilerin haklarını gözetmesi ve okulları muafiyet konusunda düzenli olarak bilgilendirmesi beklenmektedir.

Seçmeli derslerle ilgili düzenlemeler yapılırken, okullardaki gayrimüslim öğrenciler de dikkate alınarak, İslam dini içerikli olmayan seçmeli derslere mutlaka yer verilmelidir.

Toplum içinde farklı dinlere mensup kişilere karşı anlayış ve bu kişilerin de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak eşit haklara sahip olduğu fikri ve bir arada yaşama kültürü, başta Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla olmak üzere, merkezi ve yerel yönetimlerce aktif olarak gündeme getirilmeli ve teşvik edilmelidir.

İfade özgürlüğü sınırları içerisinde, medyada yer alan hoşgörüsüzlüğe ve ayrımcılığa neden olabilecek yazılı ve görsel yayınlar hakkında, hızlı ve etkin bir şekilde denetim mekanizması kurulması ve medyanın kendi içinde bir ‘etik yayıncılık kodu’ oluşturması gerekmektedir. 

Çinli Adamın Mülteci Statüsü Sahte Zulüm İddiaları Nedeniyle İptal Edildi

2016 yılında İsa Mesih'i kabul eden ve yeraltı kilisesine katılan Çinli bir Hristiyan'ın 'mülteci' statüsü Yeni Zelanda...

Episkopos Kayyal, İskenderun’da Kadının Hristiyanlıktaki Rolünü Anlattı

Paskalya Oruç Döneminde, Mersin ve Hatay bölgelerinde yapılacak Patrikhane Programları kapsamında, Antakya ve Tüm Doğu Kiliseleri Patriği...

Nepal’de Dört Hristiyan Yargılanıyor

Nepal'in doğusundaki Madhesh eyaletinde dört Hristiyan, halkı din değiştirmeye zorladığı iddiasıyla yargılanıyor. İnanlılar, 10 Mart'ta Kolhabi kasabasında Hristiyan...

Hong Kong Katolik Kilisesi Tedirgin

Çin Halk Cumhuriyeti'nde kabul edilen yeni güvenlik yasası nedeniyle Hong Kong'taki Katolikler arasında endişe hakim. Milli Güvenlik...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi