Koronavirüs dünya çapındaki kiliseleri kapatırken, 14 binden fazla insanın katıldığı küresel bir anket, çok azının inancını kaybettiğini ortaya çıkardı. Pew Araştırma Merkezi’nin yaptığı 14 bin kişinin katıldığı ankete göre, salgın en çok ABD, İspanya ve İtalya’da inanç güçlendirirken, Güney Kore’de inancın zayıflamasına neden oldu.
”Kardeşlerim, çeşitli denemelerle yüz yüze geldiğinizde bunu büyük sevinçle karşılayın. Çünkü bilirsiniz ki, imanınızın sınanması dayanma gücünü yaratır.” (Yakup 1:2-3)
İnancın Hayatlarında “Çok Önemli” Olduğunu Söyleyen Yetişkinlerde Salgına Bağlı İnanç Değişimi
Pew Araştırma Merkezi; Avustralya, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Hollanda, İspanya, Güney Kore, İsveç, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ekonomiye sahip 14 ülkede COVID-19’un dini inancı nasıl etkilediğine dair bir çalışma yayınladı. Pew araştırmacıları, ‘‘Ankete katılan 14 ülkenin 11’inde, dini inancının güçlendiğini söyleyenlerin oranı daha yüksek. Ancak genel olarak, gelişmiş ülkelerdeki insanlar salgının bir sonucu olarak inançlarında çok fazla değişiklik görmüyor’’ açıklamasında bulundu.
Pew, gelişmiş ekonomiye sahip 14 ülkede, 10 Haziran’dan 3 Ağustos’a kadar 14.276 yetişkin üzerinde telefonla anket yaptı. Pew, ankete katılan tüm ülkelerin COVID-19 nedeniyle sosyal mesafe ve/veya ulusal karantina önlemleri altında olduğunu, ancak tüm ülkelerin salgını aynı yaşamadığını belirtti. Araştırma döneminde Avustralya, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde artan sayıda enfeksiyon görülürken, İtalya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde Nisan ve Mayıs aylarında bildirilen çok sayıda vaka düşüşe geçti. Ankete katılan tüm ülkelerde sonbahar ve kış aylarında enfeksiyon ve ölümlerde ciddi artışlar yaşandı.
En çok ABD’den katılanlar inançlarının güçlendiğini söylerken, Güney Koreliler salgın döneminde inançlarının zayıfladığını belirtti. Amerikalılar, genel ortalamaya göre yaklaşık üç kat fazla (yüzde 28) oranda inançlarının güçlendiğini belirtti. Ardından ise salgından en çok etkilenen iki ulus olan İspanyollar (yüzde 16) ve İtalyanlar (yüzde15) geldi. Her 10 Kanadalı, Fransız, Avustralyalı, İngiliz, Koreli ve Belçikalıdan 1’i benzer yanıt verdi.
Güney Koreliler de genel ortalamaya göre yaklaşık üç kat fazla (yüzde 9) oranda inançlarının zayıfladığını belirtti. Ardından İspanyollar geldi (yüzde 5) ve bunu Amerikalılar, İngilizler, Belçikalılar ve Hollandalılar (yüzde 4) izledi.
İspanyollar için İnanç “Çok Önemli”
Dinin hayatlarında ‘çok önemli’ olduğunu söyleyenler arasında çok büyük bir kesim, inançlarının güçlendiğini de bildirdi. Buna İspanyolların yüzde 49’u, Amerikalıların yüzde 45’i, İtalyanların yüzde 44’ü ve Kanadalıların yüzde 40’ı dâhil. Genel ortalama ise yüzde 33. Dinin hayatlarında ‘çok önemli’ bir yere sahip olduğunu söyleyen Korelilerin ise yüzde 14’ü inançlarının zayıfladığını söyledi. Onları Fransızlar (yüzde 8), İngilizler (yüzde 7), İspanyollar, Hollandalılar ve İsveçliler (yüzde 5) izledi.
Dinin hayatlarında önemli olmadığını ya da sadece biraz önemli olduğunu söyleyenler arasında, her 10 Amerikalıdan 1’i inancının güçlendiğini (yüzde 11) söyledi. Onları İspanyollar ve Koreliler (yüzde 6) izledi.
Pew ayrıca katılımcılardan salgının bir bütün olarak uluslarının inancı üzerindeki etkisini değerlendirmelerini istedi. Her 10 Amerikalıdan 3’ü salgının ulusunun inancı güçlendirdiğini söyledi. Çoğu ülkede insanlar, kendi inançları hakkında aynı şeyi söylemekten (Genel ortalama, yüzde 10) ziyade, vatandaşlarının dini inancının daha güçlü hale geldiğini (genel ortalama, yüzde 15) söyleme olasılığı daha yüksek.
Hollandalıların sadece yüzde 7’si kendi inançlarının daha güçlü olduğunu söylerken, yüzde 17’si diğer Hollandalıların inancının daha güçlü olduğunu belirtti. Aynı önemli dağılım İsveçliler (yüzde 3-yüzde15) ve Danimarkalılar (yüzde 2 – yüzde10) arasında da görüldü. Bu arada Koreliler büyük olasılıkla uluslarının dini inancının zayıfladığını belirtti. Bunu Amerikalılar (yüzde 14), ardından İtalyanlar, Belçikalılar ve Almanlar (yüzde 10) izledi.
Bir önceki Pew anketine göre, Amerikalıların yaklaşık üçte biri (yüzde 35) salgının Tanrı tarafından gönderilen bir ders olduğuna inanıyor. Benzer bir kısım (yüzde 37) ise öğrenilmesi gereken bir ders olduğuna, ancak Tanrı tarafından gönderilmediğine inanıyor.
Ankete katılanların üçte biri ise salgın döneminde aile ilişkilerinin güçlendiğini belirtti. Her 10 İspanyol, İtalyan, Amerikalı, İngiliz ve Kanadalıdan yaklaşık 4’ü aile bağlarının güçlendiğini söylerken, Her 10 Belçikalı, Fransız, Avustralyalı ve İsveçlinin 3’ü benzer yanıtı verdi.
Aile ilişkilerinin zayıfladığını söyleyenler arasında ise ilk sırayı Almanlar (yüzde 13) alıyor. Onu sırasıyla Belçikalılar (yüzde 11) ve Koreliler (yüzde 10) izledi.
Global Hope’un yeni başkanı pastör Yong J. Cho, Pew’in bulgularının iki nedene dayandığını belirtti. Birincisi, Güney Kore’nin ‘güçlü grup odaklı bir toplum’ olmasıdır. Cho, ‘‘Tüm ülke grup olarak etkilendi. Genel medya, kiliseyi ve salgına verdiği tepkiyi çok eleştirdi. Anket döneminde muhafazakar kiliseler arasında çok güçlü hükümet karşıtı gösteriler oldu. Mevcut hükümet genellikle Kore’de Evanjelik kiliselere veya muhafazakar Hristiyanlığa karşıdır. İnsanların Kore’deki dini inancın zayıfladığını düşünmesinin birinci nedeni budur. İkincisi, Kore kiliseleri toplu ibadete büyük önem veriyor. COVID-19 nedeniyle, kiliselerin çok kısıtlı bir şekilde toplanması inanç tutkusunu zayıflattı’’ dedi.
İtalya Evangelical Alliance başkan yardımcısı Leonardo de Chirico, İtalya’daki bulguların şaşırtıcı olmadığını söyledi. Chirico, kiliseler yaklaşık üç aydır kapalı olsa da Roma Katolik Kilisesi’nin hem olumlu düşünmeyi hem de geleneksel uygulamaları teşvik ettiğini belirtti. (CT)
