Siyahi Kilise liderleri, Britanya’da ırkçılıkla ilgili bir Hükümet raporundan duydukları hayal kırıklığını dile getirdi.
Irk ve Etnik Eşitsizlikler Raporu Komisyonu, geçen yıl George Floyd’un ölümünün ardından Birleşik Krallık’ta düzenlenen ırkçılık karşıtı protestolar tarafından başlatıldı.
Tartışmalı olduğu kanıtlanan rapor, “beyaz ayrıcalık” gibi terimlerin yanı sıra “BAME” (Siyahi, Asyalı ve Azınlık Etnik) gibi terimleri de reddetti.
Ayrıca İngiltere’nin, “diğer beyaz çoğunluk ülkeleri için bir model” olması gerektiğini ileri sürdü ve aile parçalanmasının başarı eşitsizliğinde ırktan daha büyük bir faktör olduğunu belirtti.
Raporda, “Basitçe söylemek gerekirse, sistemin kasıtlı olarak etnik azınlıklara karşı hileli olduğu bir İngiltere görmüyoruz” ifadeleri yer aldı.
Rapora yanıt veren Ulusal Kilise Liderleri Forumu (NCLF), “özellikle Birleşik Krallık’ta kurumsal veya sistemik ırkçılığın artık var olmadığı yönündeki öneriye ilişkin derin üzüntü duyguları” yaşandığını söyledi.
Kilise liderleri, “Bu onların yaşanmış deneyimlerine aykırıdır ve bazılarının başarısı, kurumsal veya sistemik ırkçılığın yokluğuna değil, olmasına rağmen elde edilmiştir. Bu yanlış hesaplamadan, raporun etkili olabilecek unsurlarıyla gerçek etkileşimi engellediği için pişmanlık duyulacaktır” açıklamasında bulundular. Kilise liderleri raporun güven inşa etme, adaleti teşvik etme, temsilcilik oluşturma ve kapsayıcılığı sağlama konusundaki tavsiyelerini memnuniyetle karşıladılar ve “BAME” teriminin artık kullanılmaması gerektiği konusunda anlaştılar. Ancak Hükümeti de bu tavsiyelere göre hareket edilmesini sağlamaya çağırdılar.
Irk ve ırkçılık hakkındaki tartışmalar için, “saygılı ve yapıcı bir yaklaşıma” ihtiyaç olduğunu söylediler ve günümüz Britanya’sında ırksal adaleti sağlamak için çok daha fazlasının yapılması gerektiği sonucuna vardılar.
Kilise liderleri yaptıkları açıklamalarda, “Hristiyan inancı, Tanrı’nın komşumuzu kendimiz olarak sevme çağrısına dayanarak adaleti; ve otoritenin herkes için adaleti yerine getirmesini sağlamaktadır.
Irkçılık, diğer kesişen faktörlerle birlikte istihdam, eğitim, sağlık, barınma ve çok daha fazlasında ayrılıklara ve eşitsizliklere yol açıyor. Çok kültürlü toplumumuzda önemli ilerleme kaydedilmiş olsa da, İngiltere’nin bizleri adil bir şekilde dünyadaki ırksal adaletin bir göstergesi olarak saymadan önce çok daha fazlasının yapılması gerekiyor. Kilise liderleri, ırksal ve etnik açıdan daha adil bir ülkeye götüren konuşmalara ve eylemlere katkıda bulunmaya hazır” ifadelerini kullandılar.
Açıklama, İngiltere Kilisesi’nin ilk siyahi kadın episkoposu olan Dover Episkoposu Rev Rose Hudson-Wilkin’in, sorunun aile meselelerinden sorumlu tutulamayacağını söyleyen benzer yorumlarının ardından geldi.
ITV’nin ”Good Morning Britain” programına açıklamalarda bulunan Episkopos Hudson-Wilkin, “Sanırım bu raporla ilgili beni en çok ilgilendiren şey, İngiltere’nin artık diğer beyaz çoğunluklara örnek olabileceği bu genel meseleydi. Hayır, bu bir örnek değil. Bazı şeyleri doğru yapıyor mu? Kesinlikle evet. Ama bu konuda, büyük kuruluşlara veya herhangi bir kuruluşa girdiğimde örnek olacağız, o hususta, siyahilerin sadece yerleri süpürdüğünü, temizlik ve yemek işlerini yaptığını görmüyorum. Siyahilerin, bu toprakların her yerinde, her masanın etrafında oturduklarını gördüğümde, bundan haberim olacak.
Siyahilerin hayatın her alanında lider olduğunu gördüğümde, o zaman söyleyebileceğiz – ve memnuniyetle İngiltere’nin örnek bir ülke olabileceğini söyleyebileceğim. Henüz orada değiliz, bu yüzden lütfen kendimizi kandırmayalım” açıklamalarında bulundu. (CT)
