19 Mart 2024 Salı

Uzmanlar Yanıtladı: Uzaktan Eğitim, Yüz Yüze Eğitimin Yerini Alır mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milyonlarca öğrenci ve velinin merakla beklediği kararı açıkladı. Okul öncesi, 8 ve 12’nci sınıflar hariç okullarda yüz yüze eğitime ara verildi. Yeniden uzaktan eğitime geçildi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, “Salgın bitse de uzaktan eğitim artık kalıcı olacak” sözleri tartışmaları da beraberinde getirdi. Uzaktan eğitim, ‘eğitim eşitsizliği’ bakımından hayli eleştirildi. Uzaktan eğitim, açık öğretim modelindeki gibi yüz yüze eğitimin yerini alabilir mi? Bakan Selçuk tam olarak neyi kastetti? Uzmanlar yanıtladı.

Selçuk Pehlivanoğlu

TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, “Uzaktan eğitim diye bir şey yok, olsa olsa uzaktan öğretim olur. Eğitim farklı bir şey” dedi ve uzaktan öğretimin 15 yaş altı çocuklarda istenilen etkiyi yapmasının mümkün olmadığını belirtti.

Teknolojinin araç olabileceğine ama amaç olamayacağına dikkat çeken Pehlivanoğlu, “Böyle bir planlamanın çok dikkatli, en önemlisi de kademeli ve lise seviyesinde yapılması, sonuçlarının ölçümlenebilir olması lazım. Burada 2 önemli faktör var. Birincisi erişim. İkincisi ise çalışma disiplini. Bu ikisini göz ardı edemeyiz. Çocuklarımızın başarısını test ile ölçtüğümüz için birçoğunun sınav dışında bir çalışma prensibi yok. Hedef sınav geçebilmek, becerilerini geliştirmek değil. Online eğitimde kullandığımız inanılmaz başarılı programlar var. Bunları doğru kullanarak lise seviyesindeki çocuklara bazı yetkinlikler kazandırmak elbette mümkün. Ancak o zaman da soru şu: ‘Bugün erişimi olanın yarın da aynı erişimi mevcut olacak mı?’ Teknolojinin bir maliyeti var. ‘Devrim yaptık, her şeyi dijitalleştirdik’ dersek, sorunlar katlanır. Bir nesle iyilik yapayım derken felaketlerine de neden olabiliriz” açıklamasında bulundu.

Uzun zamandır yüz yüze eğitim yapılamıyor olmasından kaynaklı hele de 10 yaş altı çocuklarda ciddi eğitim kayıpları olduğunu belirten Pehlivanoğlu, “Bir kısım çocuk var ki hiç internetleri yok. Bir kısım var ki erişimi var ama ortamı yok. Bir başka kısmın her şeyi var ama arzusu yok. Teknolojiye evet çok ihtiyacımız var ama bunu abartmamalı, kademeli, dikkatli kullanmalı ve eğitimsel süreçlerin gelişimleri ile paralel yürütmeliyiz. Bu süreçte avantajlı ve dezavantajlı grup arasındaki makas çok açıldı. Öğrenme krizi öğrenme yoksulluğuna dönüştü” dedi.

Özgenur Korlu

Eğitim Reformu Girişimi araştırmacısı Özgenur Korlu, Milli Eğitim Bakanı Selçuk’un açıklamasının bütünüyle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, ortadaki yanlış anlamaya dikkat çekiyor: “Bakanın bu açıklaması aslında Dünya Bankası ile yapılan bir projenin duyurusu. İçinden bir bölüm çekilince konu bağlamından koparıldı. Dünya Bankasının finanse ettiği bu proje kapsamında isteyen herkes istediği dersin eğitimini bir dijital platform üzerinden alabilecek. Bu dijital platformdan, orta eğitim kademesindeki çocuklar da bazı dersleri ki bunlar seçmeli dersler olacak, alabilecek. Aslında burada bahsedilen hibrit eğitim modeli! Hibrit eğitim modeli şu an yaşadığımızın aksine yüz yüze eğitimin temel olduğu, sadece bazı derslerin, sertifikasyon gibi, bir platform üzerinden alındığı bir durum. Çalışmayı eğitim sanki böyle devam edecekmiş gibi yorumlamamak gerekir.”

Şu an devam eden online eğitim meselesinin sorunlarına gelince, Korlu: “Her çocuğun farklı deneyimleri var. Ancak ortak payda şu; fiziksel olarak eğitimden uzaklaştılar. Evde eğitime adaptasyonda zorluklar yaşandı. Okul içi sosyal öğrenme, akranlar arası ilişkiler, sınıf içi etkileşim süreçleri aksadı. Kimi çocuklar eğitime hiç erişemezken bazıları eğitime eşit şartlarda erişemedi. Sadece tablet verilerek eğitimde eksiklikler giderilemez ki özel eğitim gereksinimi olanların eğitiminin aksamış olması buna örnek” dedi.

Zümra Özyeşil

MEF Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zümra Özyeşil, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yaptığı açıklamanın paniğe yol açmasının sebebinin, hangi derslerin yüz yüze hangi derslerin uzaktan yapılabileceğine ilişkin çalışmanın tamamlanmadan açıklama yapılmasından kaynaklandığını söyledi ve, “Eksik enformasyon tehlikelidir. Bu gibi durumlarda insanlar boşlukları kafalarındaki ile, daha ziyade en kötü senaryo ile doldururlar. Evde veliler de çocuklar da çok sıkıldı. O nedenle ortada bir plan varsa tüm detayları bir an önce kamuoyu ile paylaşılmalı” dedi.

Prof. Dr. Özyeşil okulun sadece eğitim öğretimin sürdüğü bir yer olmadığı hatırlatmasını da yaparak, şöyle devam etti: “Okul hayatın da bir örneğidir. Dayanışmanın, rekabetin, arkadaşlık ilişkilerinin, fiziki sosyalleşmenin olduğu yerdir. Öğrenim açığı bir yere kadar online kapatılabilir, saydıklarımı online kapatmak mümkün değildir. Dolayısıyla eğitim ve öğretimin bundan sonra tamamen online devam edebileceğini asla düşünmüyorum. Bazı derslerin online yapılması konusuna gelince… Bu olasıdır. Bilgiye erişim konusunda bir avantaj sağlayabilir. Mesela, amaç öğretmen açığını kapatmak ise, özellikle de dezavantajlı bölgelerde online eğitim büyük bir anlam ifade edebilir ama o zaman da teknolojik alt yapınızın sağlam olması lazım. Çocukların internet erişimi, bilgisayarı var mı? Ev ortamı buna uygun mu? Tüm bunlar gözden geçirilmeli ve eksiklikler giderilmelidir.” (CNN Türk)

İskenderun’da Oruç Dönemi Öncesi Bağışlama Pazarı Ayini

Önceki hafta sonu ‘Et Orucu’na başlayan İskenderunlu Ortodokslar, geçtiğimiz hafta sonu da ‘Peynir Orucu’na başlayarak 40 Gün...

Gazzeli Genç Kız, SAT-7’ye Konuştu

SAT-7 EKRANLARINDA SAVAŞIN SONLANDIRILMASI VE OKULA DÖNME ÇAĞRISINDA BULUNDU Gazze'de 625.000'den fazla çocuk ve genç aylardır okula gidemiyor...

Ermeni Kilisesi, Surp Krikor Lusavoriç Yortusu’nu Kutladı

Ermeni Kilisesi, İman Atası Surp Krikor Lusavoriç'in, İsa Mesih'e olan imanı uğruna Khor Virab'a (Derin Kuyu) Atılışı...

İskenderun’da Paskalya Öncesi Et Orucu Başladı

İskenderunlu Ortodokslar, geçtiğimiz hafta sonu ‘Et Karnavalı-Merfağ’ gerçekleştirerek, Paskalya öncesinde et orucuna başladı. Bu hafta sonu ise Peynir Karnavalı...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi