29 Mart 2024 Cuma

Yıkıntıların altında Ermeni mirası

depremYıllarca kimliklerini gizlemek ve zulme uğramamak için gizli şekilde ibadet etmek zorunda kalan Ermeniler’in trajedisi Van depremiyle birlikte ortaya çıktı. Ermenistan’ın başkenti Yerevan merkezli News.am Ajansı’nın haberine göre, 23 Ekim 2011’de Van’da yaşanan depremin ardından enkaza dönüşen binaların altından Ermeni Kilisesi geleneklerine göre dini ayinlerde kullanılan simgeler, ikonalar ve dini objeler ortaya çıktı.

1915 Ermeni soykırımının yaşandığı süreçte din değiştirerek Müslümanlaşmak zorunda bırakılan “gizli Ermeni” bir aileye mensup olduğunu belirten ve isminin açıklanmasını istemeyen Vanlı bir vatandaşın aktardığı bilgiye göre, yerel makamlar depremle ortaya çıkan obje ve gizli kilise kalıntıları hakkında sessiz kalmakla yetindi. Eserlerin tarihi niteliği olup olmadığı hakkında da herhangi bir inceleme veya soruşturma yapılmadı. Haberde, soykırım sürecinde hayatta kalabilmek için Müslümanlaşmak zorunda bırakılan Ermenilerin evlerinin altında gizli şapeller inşa ettiği ve burada toplanarak Hıristiyan inançlarına göre ibadetlerini sürdürdükleri kaydedildi.

Taraf’a konuşan akademisyenler, Müslümanlaştırılan Ermenilerin varlığının tarihsel bir gerçek olduğuna dikkat çekerek, Müslüman Ermenilerin görünürlüğünü teşvik etmek gerektiğini söyledi.

DİN SEÇİMİ ÖZGÜR OLMALI

MAZLUMDER eski genel başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, din algısının etnik kökenle özdeşleştirilmemesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Gerçeklerin zamanla ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var. Bu bazen şartların değişmesiyle, bazen de ani depremlerle yerin altının üstüne gelmesiyle oluyor. Bölgenin eski sakinleri olan Ermenilerden geriye kalan önemli miktarda tarihi eserin ortaya çıkarılmamış olduğunu düşünüyorum. Depremde ortaya çıkanlar, daha eski zamanlara ait kilise kalıntıları da olabilir. Gizli şapeller olması da ihtimal dahilinde. Araştırma yapmak lazım. Kilise kalıntılarının hangi zamana ait olduğu şu an tam olarak bilinemese de, bölgede önemli miktarda Müslümanlaşmak zorunda kalan Ermeni olduğu tarihi bir gerçektir. Tehcir edilmeme karşılığında veya başka sosyal nedenlerle Müslümanlaşmış, Müslümanlaştırılmış Ermenilerin olduğu tarihi bir gerçektir. Müslümanlar için Ermeniler konusundaki yanlış, “Ermeni biri, Müslüman olmuşsa artık ona Ermeni denmez” anlayışıdır. Bu yanlış, Ermeniler için ise “Ermeni, Müslüman olmaz, olursa kimliğini kaybeder” anlayışıdır. Aslında dine giriş ve çıkış özgürcedir.”

NORMALLEŞME GÖSTERGESİ

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Berat Özipek konuyla ilgili şöyle konuştu: “Geçen yüzyılın başında bütün kimliklerin üzerine beton döküldü. Bu beton şimdi çatlıyor ve resmi ideolojinin şeytanlaştırdığı kimlikler görünür hale geliyor. Müslüman Ermeniler ile Müslüman gibi yaşayan Hıristiyan Ermenilerin kimliklerini ifade etmeye başlamaları bir normalleşme göstergesidir. Müslüman ve Müslümanlaştırılmış Ermenilerin görünürlüğünü teşvik etmek gerek. Ama bunu yaparken bazı ahlaki sorunlar çıkaracak ve bireyleri kendi sosyal çevreleriyle karşı karşıya getirebilecek biçimde davranmamak gerek. Yani onların iyiliği için atılacak adımların moral sınırları vardır. Devletin bu konudaki sessizliği doğrudur. İhtiyacımız olan, bireylerin kendilerini ifade edebilecekleri bir atmosferin inşasıdır.”

100 YIL SONRA İLK VAFTİZ

Van’ın Ahtamar Adası’ndaki Surp Haç Ermeni Kilisesi’nde yapılacak ayin için tüm hazırlıklar son aşamaya getirildi. 8 Eylül 2013 Pazar günü saat 11.00’de gerçekleştirilecek ayinde 100 yıl aradan sonra vaftiz töreni de yapılacak.

 1509 depremi ve melekler

Oktay Rifat’ın “1509 Depremi” adlı şiiri, bir başka depremin ortaya çıkardığı görüntüyü anlatır. Bu depremle Aya Sofya’da kubbenin tonozlarını süsleyen mozaikleri kapatmak için uygulanan sıvalar dökülmüş, melek tasvirli mozaikler ortaya çıkmıştır.

1905 Depremi

Bir Zaman vardı ki zamanlar içinde, Kanatları turuncu bir kuşa benzer, Üsküdar’ı seyrederdim sarsıldı yer, Devrildi penceremden kanlar içinde. Yandı gülüm üç yüz atlı vezir kulum Mustafa’nın konağında, cumba, revak, Düştü nakış, indi pul pul altın varak, Taş taşa dargın, yıkıldı İstanbul’um. Ve dev suretler göründü, Matta, Lukas, Yohanna ve melekler, dökülmüş Bizans Duvarlarında, çifte kartal ve İncil, Baktılar mavimsi göklerinden bencil, Baktılar haçlarla korkunç, titreyerek, Çaresiz kullarıma, yalnız ve ürkek. (News.am / Taraf)

Bin Yıllık Kilise Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Kayseri'deki Koramaz Vadisi’ndeki en eski kaya oyma dini yapısı olan Beşaret...

DİSK-AR’a Göre Türkiye İşsizlikte Avrupa Şampiyonu

TÜİK verilerine Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 9,4 oldu TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı...

Krizma Kutsaması İskenderun Katedrali’nde Gerçekleştirildi

İskenderun Müjdeleme Katolik Katedrali'nde, her yıl gerçekleştirilen ‘Yağların Kutsanması’ Ayini, kutsal hafta içerisinde gerçekleştirildi. Rahiplerin yeminlerini tazelediği...

Vakıfköy’de Palmiye Pazarı Ayin ile Kutlandı

"Dzağgazart" (Palmiye Pazarı) Rab İsa Mesih'in Yeruşalim'e Giriş Yortusu, Vakıfköy'de de Surp Badarak ayini ile kutlandı.  24 Mart...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi