Prens Charles, Westminster Abbey’de yaptığı açıklamada: “radikalizm ve ayrımcılık kaçınılmaz değildir” dedi.
Prens Charles farklı inançlardan insanlara yönelik yaptığı konuşmada bir arada yaşama kültürü ve anlayış temalı güçlü bir savunma yapmasıyla dikkat çekti. Prens ayrımcılık ve radikalizmin kaçınılmaz olmadığını vurguladı. Özellikle Orta Doğu’da yaşayan ve zulüm gören Hristiyanların durumuna dikkat çekerek, birçok Hristiyanın bu bölgede evlerini terketmek zorunda kaldığını, sürekli bir şiddet dalgasıyla yüz yüze olduklarını ifade etti.
Prens Charles konuşmasında: “O bölgeden gelen ve tanıştığım bir çok Hristiyan onca baskı, zulüm ve evlerini terketme zorluğuna rağmen inancın ve cesaretin gerçek birer tanığı olmaya devam etmişlerdir” dedi. Ayrıca, “Bağışlamak asla pasif olmak veya itaat etmek anlamına gelmez, size karşı işlenen günahın sizi tanımlamasına izin vermemek ve sevginin nefrete karşı zafer kazanmasıdır” ifadelerini kullandı.
Charles’a göre şartlara bağlı olmadan bir arada yaşamak mümkün ve üç İbrahimi inancın ortak noktaları düşünüldüğünde komşu ve arkadaş olarak bir arada kalmak için daha fazla sebep var. “Ayrıca eminim bölgedeki Hristiyanların korunması konusunda sesini yükselten Müslüman liderler var ve Hristiyanların ülkelerine katkı sağlamasını önemsiyorlar” diyen Prens Charles yüzyıllardır süren ortak yaşama, paylaşılan tecrübelere dikkat çekerek, ayrışmayı kabul etmeme çağrısını yineledi.
Yapılan ayinde Canterbury Başepiskoposu Justin Welby ve şehrin Katolik, Ortodoks, Yahudi ve Müslüman liderleri de yer alırken ayrıca aralarında Irak’taki Sienalı Azize Catherine Kilisesi’nden Rahibe Nazek Matty ve Yeruşalem Ortodoks Patriği 3. Teofilos’ta hazır bulundu.
Başepiskopos Welby açıklamasında, “Bir hükümete bağlı veya silahlı bir grup tarafından yönetilen veya da bir azınlık grubuna bağlı olarak bir ülkede yaşarken, Mesih’e olan inancınız yüzünden unutulmaya sevkedilmek benzeri olmayan bir deneyimdir” dedi.
İki gün önce, episkopos yaptığı uyarıda, Orta Doğu’da Hristiyanların varlığının silinme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söylemişti. Uyarısında Welby, yüzbinlerce Hristiyanın öldürülme, evlerini terketme, inançlarından zorla vazgeçme ve köleleştirilme tehdidi altında yaşadığını ifade etmişti.
Şu anda Irak’taki Hristiyan nüfusu 2003 yılında olanın yarısı seviyesine inmiş durumda ve birçok kilise, Hristiyanlara ait ev ve işyeri yok edildi. (The Guardian)
