Nijerya’da her yıl binlerce kadın, radikal gruplar tarafından kaçırılıyor. Bazıları esaretten kurtuluyor, ancak travmaları evlerine geri döndüklerinde devam ediyor.
İki arkadaşıyla birlikte kaçırılan Agnes, kendisini kaçıranlar tarafından darp edilmesi sonucu bilincini kaybetti. Agnes’in yaşamasına izin verilirken arkadaşları öldürüldü. Kaçmayı başaran Agnes, geri döndüğünde beklediği karşılamayı görmedi. ‘‘Özgürlüğe kavuştuğum gün çok sevinçliydim’’ diyen Agnes’in mutluluğu kısa sürdü. Evinin yakınındaki köye giden yolu bulmayı başaran Agnes’i askerler aldı ve ailesinin geleceği söylenen bir kampa götürüldü.
Agnes, ‘‘Merak etmeye başlamıştım. Askerlerin yanında kaldım ama ailemden kimse gelip beni almak istemedi. Kimse beni görmeye gelmedi. Annem ve babam çok uzaktaydı, akrabalarım ve arkadaşlarım ise beni küçümseyerek reddetti. Hepsi beni mahkûm etmişti. Eve döndükten sonra, insanların benim hakkımda söylediklerinden dolayı dışarı çıkamadım. Bana hiç sevgi gösterilmedi. Kimse beni karşılamaya gelmedi. Tek yaptıkları gülmek ve küçümsemekti. Kız kardeşime, böyle davranılacağını bilseydim, ormanda kalacağımı ya da ölmeyi tercih edeceğimi söyledim’’ dedi.
Ne yazık ki bu korkunç deneyimi yaşayan sadece Agnes değil. Ijanada, kaçırıldıktan sonra ailesinin yanına döndüğünde aynı şoku yaşayan diğer bir Hristiyan kadın. Boko Haram militanları tarafından kaçırılan Ijanada, 16 yaşındayken bir askerle zorla evlendirildi. Ijanada kaçmayı başarana kadar yaklaşık dört yıl esaret altında kaldı. Kaçırıldığı dönemde, Luka adında küçük bir erkek çocuğu doğurdu ve ikinci çocuğu olan Warasini’ye hamile kaldı. Esaretten kurtulmayı başaran Ijanada, çevresi tarafından reddedildi. Ijanada, ‘‘Hoş karşılanmadım. Çoğu insan benimle alay edip aşağılamaya devam etti’’ dedi.
Open Doors’ta travma yaşayanlarla ilgilenen Tirham, istismar veya zorla evlendirilme sonucu hamile kalan kadınların genellikle çocuklarını sevme konusunda zorlandıklarını söyledi. Tirham, ‘‘Kadınlar doğum yaptıktan sonra bebeğini benimseyemez. Ayrıca çocuklar da anneleri kadar toplum tarafından reddedilir. Çocukları, sorunların nedeni olarak gören anneler onlara şiddet uygulamaktadır’’ dedi. Ancak çocuklarıyla ilişkisini kuvvetlendiren gücü bulan Ijanada, ‘‘Çocuklarımı her zaman sevdim, insanlar bana onların düşmanımın çocuğu olduğunu söylediklerinde de sevdim. Çünkü Tanrı’nın yarattığı her şey güzeldir’’ dedi. Eğitim hayatına devam eden Ijanada, ‘‘Ortaokulu bitirdim, şimdi daha yüksek bir eğitime başlamak istiyorum. Ancak maddi imkânım yetersiz. Tanrı’nın bana yeni kapılar açması ve çocuklarımın Tanrı’nın benzeyişinde büyümesi için lütfen dua edin’’ dedi. (CT)