Türkiye Ermeni Apostolik Kilisesi, Paregentan (Karnaval) Yortusu ile sunak perdelerini kapattı ve Paskalya (Diriliş Bayramı) gününe kadar 7 hafta sürecek Büyük Oruç dönemine girdi. Vartanants Korosu’nun 114. yılı da kutlandı.
19 Şubat Pazar günü, Din görevlisi bulunan kiliselerde yapılan kutsal sunu ayini ile, Paregentan (Karnaval)’ı kutlayan Ermeni Apostolik Kilisesi, 9 Nisan 2023, Paskalya gününe kadar sürecek olan Büyük Oruç dönemine girdi. Tüm yurdu yasa boğan deprem felaketinden dolayı bu yıl “Paregentan” eğlencesi düzenlenmedi.
Feriköy Surp Vartanants Ermeni Apostolik Kilisesi’ndeki Kutsal Sunu Ayini’ne (Surp Badarak) ise Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II. riyaset etti ve vaaz verdi. Törende aynı zamanda Surp Vartanants Kilisesi’nin ve Vartanants Korosu’nun isim günü de kutlandı.
Surp Badarak’ı kilisenin din görevlisi Peder Şirvan Mürzyan sundu. Diyakoslar Sayat Çınaryan, Armenak Kazancıyan, astdiyakos Bared Balıkçıyan kıdemli okuyucular ve okuyucular Rab’bin Sofrası’na hizmet ettiler. Diyakos Armenak Kazancıyan günün İncil okuma parçasını okudu ve Kutsal Kase’yi getirdi.
Feriköy Surp Vartanants Kilisesi vakfı başkanı Manuk Öğer, yönetim kurulu üyeleri ve inanlıların hazır bulunduğu ayinde ilahileri, Lusi Kahvecioğlu’nun orgu eşliğinde, şefleri Sibil Arsenyan yönetimindeki Vartanants Korosu üyeleri seslendirdi.
Surp Badarak’ın ardından Patrik Kadasetli Sahak II Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle:
”Sevgili kardeşlerim, Kilisemiz yeni bir döneme girdi Paregentan diyoruz biz,elbette bu Paskalya’ya hazırlanma dönemi yedi haftalar sürecek bir hazırlıkla Efendimiz İsa Mesih’in dirilişine hazırlanıyoruz biz. Tanrı’ya yaklaşmak istiyoruz, onun için de bu dönemi kilise oruç dönemi olarak adlandırmış. Kendimizi tanımak, kendimizi anlamak ve bizi sınırlayan, Tanrı’ya giderken bizi kısıtlayan durumların farkına varmak ve onları ortadan kaldırmak durumundayız. Yani kendimizi tanımak için zaman ayırmak dönemi bu büyük oruç dönemi. ‘Kendini tanı’ hem felsefenin, hem dinin, hem bilimin en önemli öğretisidir. Çünkü kendini tanımadığında insan aslında hiç bir şeyi tanımış olmuyor.
İnsan Tanrı’nın benzeyişinde yaratılmış bir ruhtur. Beden giyinmiştir ama ruhtur. Onun duyguları vardır, Tanrı’ya benzemektedir, yaratıcıdır, inancı vardır, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilir, insan budur özünde, karakteri ve kişiliği olan bir varlıktır, düşünür, konuşur. Bütün bunlar bizi Tanrı’ya benzetir ama biz kendimizi tamımaya kalkarsak bunlarla tanımayız biz.
İnsan olarak kendini tanı. Nasıl tanıyacaksın? Kilise bize diyor ki; Kutsal kitabını okuyacaksın, bu 40 gün biraz daha fazla okuyacaksın. İncil’ini okuyacaksın. Tanrı senin hakkında konuştu, senin mühendisin, mimarın, bedenini, hücrelerini, kemiklerini ve kaslarını yaratan, içine ruhu koyan Tanrı bu hayatı nasıl en iyi şekilde yaşaman için seni sana tanıtıyor. Onu Tanrı’dan dinlemelisin, kendini Tanrı’da dinlemelisin, Tanrı’nın sözlerinin aynasında seyretmelisin kendini. O zaman başka türlü bir şey oluşacak. İki şeyi fark edeceksin. Birincisi diyeceksin ki ne kadar kirlenmişim ben, bu dünya nasıl beni kirletmiş, nasıl temizlenmeliyim ben. Tanrı’nın kutsallığını göreceksin ve o seni farklılaşmaya doğru itecek, temizlenmeye arınmaya. Onun için bedenini zapt etmen gerektiğini anlayacaksın. Hırslarını, arzularını, şehvetini, iştahını dizginlemen gerektiğini anlayacaksın. Sonra ikinci bir şey gerçekleşecek. Rıh ruha konuşacak Tanrı seni teselli edecek, sen O’na Baba diyeceksin O sana evladım diyecek ve bir kucaklaşma gerçekleşecek. Hiç tanımadığın bir teselli bulacaksın. Orucunu açtığın ilk kuru lokmada bir başka sevinç hissedeceksin. Tanrıyla barışmanın sevincini ve mutluluğunu hissedeceksin ve kendini bir başka ışıkta tanıyacaksın. Evet sevgili kardeşlerim Büyük Oruç dönemi bu. Kendimizi tanımanın, tanıdıkça arındırmanın ve Tanrı’ya yaklaşmanın, ebediyete hazırlanmanın zamanı. Biz fark etmiyoruz ama hepimiz yolcularız. Bütün yaşamımız bizim bekleme odası. Neyi bekliyoruz biz? Başımıza gelecek en son şeyi bekliyoruz hepimiz. Ölüm, hazırlanılmayacak bir olay mı? Hayatımızdaki her şeyin varıcağı o son durağı göz ardı mı edeceğiz? Dolayısı ile birincil olanları keşfetmenin zamanı Büyük Oruç dönemi. Tanrı’yı, insanlığımızı keşfedelim.”
Vaazların ardından Feriköy Surp Vartanants kilisesinde hizmet etmiş ve Rab’de uyuyan tüm din görevlileri, diyakoslar, okuyucular, koro şeflerinin isimleri okunarak, Ayin-i Ruhani (Hokehankisd) duaları okundu.
Tören, Patrik Sahak II’nin kutsaması ve hep birlikte söylenen Rab’bin Duası ile son buldu.
