Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Konstandinos Kutras, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin çok iyi bir düzeyde olduğunu, Türkiye’nin Yunanistan için stratejik ortak olduğunu söyledi. Atina’nın, Ankara’nın uluslararası hukuka saygı ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde AB üyeliğine tam destek verdiğini belirterek, AB’nin önemine değindi.
Türkiye ile Yunanistan arasında iki kez Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) gerçekleştirildiğini hatırlatan Kutras, üçüncü YDSK için çalışmaların sürdüğünü ve önümüzdeki sonbaharda gerçekleştirilebileceğini söyledi.
YDSK çalışmalarına değinen Kutras, “Yunanistan bu aşamada AB Dönem Başkanlığı görevini sürdürdüğü için bir hayli yüklüdür. YDSK’nin kurumsal önemi büyüktür ve bu çerçevede imzalanan anlaşmaların uygulanması önemlidir” diye konuştu.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki vize konusuna değinen Sözcü Kutras, “Yunanistan, Türkiye’nin AB üyeliğinde en güçlü destekleyicisidir, bu çerçevede vizenin tam olarak kaldırılması konusu çalışmalarının başında bulunuyoruz. Vize gibi engellerin aşılmasıyla iki ülke halkı daha da yakın gelecek ve bu sadece ekonomi ve turizm alanını değil genel olarak ilişkileri olumlu bir şekilde etkileyeceği kanısındayım. Zaten bazı Ege adalarında hızlı vize ile ilgili pilot program şu an uygulamadadır” ifadelerini kullandı.
Kutras, Türkiye’nin Yunanistan ile enerji alanındaki işbirliğini “önemli bir gerçeklik” olarak tanımlarken, gerek Trans Adriyatik Projesi (TAP) gerekse Gümülcine-Karacabey elektrik şebekelerinin birbirine bağlanması kapsamında iki ülkenin enerji alanında işbirliği yaptığını anlattı.
Ege Denizi’nde 1996’da görev yaparken düşen Türk F-16 uçağı ve pilotu Yüzbaşı Nail Erdoğan’ın naaşının bulunmasına yönelik araştırmalara katkı sağlamaya hazır olduklarına dikkati çekerek, bunu Yunanistan Savunma Bakanı Dimitris Avramopulos’un Türk mevkidaşı İsmet Yılmaz’a bildirdiğini hatırlattı.
Kıbrıs meselesine de değinen Kutras, “Kıbrıs meselesinin çözümü yönünde bir faaliyet yaşanıyor, önemli olan yakın zaman içinde belirli bir neticenin elde edilmesi ve Güven Artırıcı Önlemler’in uygulanmasıdır. BM kararları ve AB müktesebatı çerçevesinde adil ve kalıcı bir çözüm her iki toplumun da yararınadır” dedi.