Ermeni Kiliselerinde “Gırgna Zadig” (Surp Zadiğin Tekrarı – Paskalya sonrası ilk Pazar) “Nor Giragi” Pazarı ve Kumkapı Dışı Surp Harutyun Kilisesi’nin “Madağ”ı (Sevgi Sofrası) 16 Nisan Pazar günü kutlandı.
Kumkapı dışı Surp Harutyun Kilisesi’nde, Kilise’nin din görevlisi Peder Natan Arabyan eli ile sunulan Surp Badarak’a (Kutsal Sunu Ayini’ne), Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II, riyaset etti ve vaaz verdi.
Diyakoslar, ast diyakoslar, kıdemli okuyucular ve okuyucular Rab’bin Sofrası’na hizmet ettiler. Günün İncil okuma parçasını diyakos Jilber Ercan Karapekmez okurken, Kutsal Kase’yi diyakos Krikor Samuelyan getirdi.
Rahip Hovagim Seropyan, kilisenin yönetim kurulu üyeleri ve başkanları Nazlı Danacıoğlu, bazı kilise vakıf yöneticileri ve kalabalık inanlıların hazır bulunduğu ayinde ilahileri, kilisenin Varvaryan Korosu üyeleri ve Koğtan Korosu üyeleri kıdemli okuyucu Hovsep Kuyumcuyan yönetiminde seslendirdiler. Surp Badarak sırasında toplu tövbeyi Rahip Hovagim Seropyan yaptırdı.
Surp Badarak’ın ardından Patrik Sahak II, Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle;
Bizim hayatımıza İsa bir şeyler yapar kendi bereketini koyar ama bizden de kendi işimizi getirmemizi ister. Biz ne getireceğiz, ne koyacağı İsa’nın sofrasına, kendimiz için, birbirimiz için. İsa’dan vermeyi, ilk adımı atmayı, paylaşmayı öğrendik, şimdi biz ne getireceğiz? İsa diyor ki; Tuttuğunuz balıkları getirin. Aynı şeyi İsa kendisini takip eden bütün Hristiyanlara diyor, “Benimle paydaş olmak istiyorsanız Ben size bir balığımı veririm, bedenimi, kanımı, ruhumu veririm, size umudumu, imanımı ve sevgimi veririm, siz de tuttuklarınızı getirin bana” Nedir bizim hayatta tuttuğumuz balıklar? Öncelikle, anne babaysak, çocuklarımız ve torunlarımızdır, dostlarımızdır, işimizdir, kazancımız, yeteneklerimizdir, İsa diyor ki; Çocuklar tuttuğunuz balıkları getirin. İşte bu bizim hayatta öğrenmemiz gereken en önemli derslerden birisi. Yine de Allaha şükür bize eskiyi hatırlatan değerlerimiz var, şehir değişip dururken değişmeden kalan Kiliselerimiz var, biz bu Kiliseye geldik, balıkçıların bereketini Tanrı üstümüze yağdırsın ama biz de balıkçılar gibi olalım, tuttuğumuz balıkları getirelim. Bizim yapmamız gereken şey bizim olanı Tanrı’ya getirmek ve kutsal bir imece yaratmak ve her kim O’na payını verirse ordan pay alır. Tanrı’ya verdiğimiz her şeyi Tanrı kutsar ve çoğaltarak geriye verir. Onun için balık Hristiyanlığın sembollerinden birisidir, bereketin ve çoğalmanın sembolüdür, Tanrı’ya verilen balığın çoğalmasının sembolüdür. Öyle ki biz bu kilisede olan işin çoğalmasını istiyoruz. Bu iş her şeyden önce ruhani bir iştir. Siz doğru olanı, güzel olanı yapıyorsunuz, balıklarınızı getiriyorsunuz Rab’bin sofrasına, Rab de onu sizlerle paylaşıyor. Ateş Rab’den, ilk bereket, ilk kutsama, ilk balık Ondan ama geri kalanı bizden, bizim çabalarımızı bekliyor, biz çabalarken bize de yardım ediyor. Bu sevinçle ve bu güvenle Zadig günlerini dolduralım. Tanrı hepinizi kutsasın ve bereketlesin. Kristos Haryavi Merelots.
Vaazların ardından tüm Rab’de Uyuyanlar için Hokehankisd (Ayin-i Ruhani) duaları okundu, sonrasında Patrik Hazretleri eli ile Kilisenin Madağ’ı kutsandı, daha sonra Kortej halinde kilise bahçesine çıkıldı, burada Patrik Sahak II’nin son kutsaması ve hep birlikte söylenen Rab’bin Duası ile tören son buldu.
