Katolik yardım grubu Aid to the Church in Need (ACN), ABD’deki Katoliklerin dünya çapında Hristiyanlara yönelik zulüm sorunlarına karşı daha fazla farkındalığa sahip olduğunu söyledi.
Aid to the Church in Need Başkanı George Marlin, ‘‘Bir yıl öncesine kıyasla, önemli ölçüde daha fazla ABD’li Katolik dünya çapında Hristiyanlara yönelik zulmün çok ciddi olduğunu ve sorunun inanlılar için endişe konusu haline geldiğini söylemesi cesaret verici bir durum. Katolikler, hem kiliselerinin hem de hükümetlerinin sorunla mücadele etmek için çalışmalarını hızlandırmasını istiyor’’ açıklamasında bulundu.
Geçen yılki yüzde 41’lik orana kıyasla ABD’li Katoliklerinin yüzde 57’si, Hristiyan zulmünün küresel olarak ‘çok şiddetli’ olduğunu düşündüklerini söyledi. Yaklaşık yüzde 67’si ise Hristiyanlara yönelik zulüm konusunda, ‘çok endişeli’ olduklarını söyledi.
ABD Katoliklerinin yüzde 50’ye yakını, dünyadaki dini kökenli saldırıların yarısının veya daha fazlasının Hristiyanlara yönelik olduğunu söyledi. Çin, Kuzey Kore ve Pakistan’ı Hristiyanların şiddetli zulüm gördükleri ülkeler olarak tanımladılar.
Yaklaşık yüzde 52’si, Papa Françesko’nun Hristiyan zulmü konusunda, ‘çok uğraş verdiğini’ söyledi. Yaklaşık yüzde 30’u episkoposlarının, yaklaşık yüzde 28’i ise cemaatlerinin sorunla, ‘çok meşgul’ olduğunu belirtti.
Aid to the Church in Need, katılımcıların farkındalıklarında hala boşluklar olduğunu söyledi. Ankete katılanların çoğu, 2020’de Pakistan’da yaklaşık 2bin kız çocuğunun kaçırıldığını ve din değiştirmeye zorlandığını bilmiyordu. Çin’de ayine katılan Hristiyanların izlendiğinin farkında değillerdi. Ayrıca Nijerya’da geçen yıl 3,500 Hristiyan’ın inançlarından dolayı öldürüldüğü de bilinmiyordu. Kuzey Kore’de ise Hristiyan olmak ölümcül bir suç olabilir.
Marlin, anketin, ‘Hristiyan zulmünün belirli örneklerinin halkı bilgilendirme ihtiyacının büyük olduğunu’ gösterdiğini söyledi. Ayrıca din adamlarının ve Aid to the Church in Need gibi kuruluşların eğitim ve bilgilendirme çalışmalarını hızlandırmasını istedi. Marlin, ‘‘Dünyanın dört bir yanındaki liderlerin temel insani hak olan dini özgürlüğü benimsemesini ve etnik, kültürel ve özellikle dini çeşitliliğe saygı duyan bir toplumu teşvik etmesini umuyorum’’ dedi.
Ülke çapında 1.000 Katolik yetişkinin katıldığı anket, 19-26 Şubat tarihleri arasında McLaughlin & Associates tarafından yapıldı. Anket ayrıca katılımcıların dini görüşünü de sorguladı. Buna göre katılımcıların yüzde 48’i kendini dindar, yüzde 39’u biraz dindar olarak tanımladı. Yüzde 38’i en az haftalık olarak ayine katıldığını, yüzde 17’si aylık olarak katıldığını belirtirken yüzde 15’i sadece Noel ve Paskalya zamanında kiliseye gittiğini belirtti. Yüzde 30’u ise kiliseye hiç gitmediğini veya nadir olarak ayinlere katıldığını söyledi.
Öte yandan katılımcıların yaklaşık yüzde 31’i kendini liberal, yüzde 35’i ılımlı ve yüzde 34’ü muhafazakâr olarak tanımladı. (CNA)
