Hatay’da görülmesi gereken “Tarihi ve Dini” yapılardan (Kalıntılardan) bir tanesi de Samandağ’da bulunan St. Simon (Aziz Simon) Manastırıdır. Günümüzde harabe bir durumda bulunan Aziz Simon Manastırı, Samandağ/Aknehir Mahallesi sınırlarında 480 metre rakımlı bir tepede, Stilitler Tarikatı kurucusu St. Simon tarafından 6. yüzyılda kurulmuştur.
Manastır, erken Hıristiyanlığın “Hac Merkezi” olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, St. Simon 10 metre uzunluğundaki bir taşın üstünde kimi kaynaklara göre 40, kimisine göre de 45 yıl inzivada yaşamıştır. Bu da yapının en ilgi çeken özelliklerinden birisidir.
Manastırın içerisinde de vaftizhane, kilise ve sarnıç bulunmaktadır. İlaveten de kesme taşlarla kayalar haç şeklinde oyularak yapılan bu manastır, inanç turizmi alanında önemli bir yere sahiptir.
Terk-i Dünya’nın merkezi olarak bilinen St. Simon Manastırı, Samandağ ile Antakya arasında Antakya’ya 18 km. uzaklıktadır. St. Simon Tepesi denilen ve denizden yüksekliği 480 m. olan bir tepe üzerinde bulunan manastır kalıntıları, yaklaşık olarak 100×150 m2’lik bir alan üzerindedir.
Antakya-Samandağ yolu ile Asi Irmağı arasında bir dağ üzerinde yer alan tarihi Manastıra, Değirmenbaşı Beldesi’nden ulaşılır. Manastır Aknehir Beldesi sınırları içindeki manastır ve eklentileri, kısmen kayalar üzerine oyulmuş ve kesme taşlardan yapılmış bir yapıdır. Birbirine paralel iki duvarla çevrilmiş ve üç yönden girişi vardır. Halen iki girişi mevcuttur.
Antakyalı St. Simon’un bir sütun üzerinde 40 yıl yaşadığı yer olarak tanınmıştır ve Türkiye İnanç Turizmi Haritasında da yer almaktadır.
Stilitler Tarikatının Kurucusu Aziz Simon
Kilikya ile Suriye’nin birleştiği sınır bölgede doğan, küçük yaşlarda din eğitimi alan, kendini tamamen Tanrı’ya adayarak, genç yaşta Antakya’da yaşamaya başlayan St. Simon, (İ.S.389-459) Stilitler tarikatının kurucusu olarak kabul edilmektedir.
Manastırda aldığı temel din eğitiminden sonra kendini kentin dışında bir hücreye kapatan Simon, burada 3 yıl yaşamıştır. Daha sonra, kentin yakınında bulunan bir dağa çıkmış, kendini bir kayaya zincirlemiş ve çevresine çizdiği bir çemberin dışına çıkmadan yaşamıştır.
Sabrı, dayanıklılığı ve inancı kısa zamanda duyulmuş, Hıristiyanlık dünyasının her yanından hastalar, dertliler ve çaresizler Simon’a gelmeye başlamıştır. Yaşının genç olmasına rağmen hastalıklara şifa veriyor olması, onu iyice yüceltmiş ve bu yüzden yaşadığı dağa “Mucizeler Dağı” adı verilmiştir.
4’cü yüzyılda St. Simon adına buraya bir Manastır yapılmıştır. Burada inzivaya çekilen St. Simon’un, 20 m. yüksekliğindeki taş sütun üzerinde 40 yıldan fazla yaşamış olması, Guinnes Rekorlar Kitabı’na da bir rekor olarak kaydedilmiştir. Bu sütunun kaidesini günümüzde de görmek mümkündür. (SAT-7 Türk/İlyas Edip TERBİYELİ-İskenderun)
