ABD Kentucky, Williamstown’daki ‘Ark Encounter’ merkezini işleten Answers in Genesis, araştırmacıların Türkiye’nin doğusunda bulunan gemi benzeri oluşumun Nuh’un Gemisi’nin yeri olabileceğine yönelik iddialara dair şüphelerini dile getirdi.
Arkeologlar, Tendürek Dağı’nda Eski Antlaşma’daki Nuh’un Gemisi tanımına uyan (üç yüz arşın uzunluğunda) gemi benzeri bir yapı keşfettiklerini bildirdi. Keşif, ilk kez 1959 yılında Yüzbaşı İlhan Durupınar tarafından gerçekleşti. Bölgeye yönelik araştırmalar, Amerikalı kâşif Ron Wyatt ve diğerlerinin çalışmaları nedeniyle 1970’lerden 1990’ların ortalarına kadar başladı.
Bu yıl, Türk bilim insanları ve diğer destekçilerden oluşan bir grup, mümkün olduğunca çok sayıda modern bilimsel yöntem kullanarak bölgenin jeofizik araştırmasını ve bilimsel çalışmasını tamamlamayı planlıyor. Answers in Genesis Başkanı Ken Ham, keşif bölgesinin 1959 yılına kadar Nuh’un Gemisi’nin yeri olarak tahmin edildiğini söyledi. Ham, Answers in Genesis’in araştırma depertmanından jeolog Andrew Snelling’in açıklamalarına da yer verdi.
Snelling, ‘‘Nuh ve ailesinin gemiden indikten sonra barınak inşa etmeleri için kullanacakları olgun ağaçlar olmadığından, gemiyi parçaladıklarını düşünebiliriz. Ayrıca iddia edilen bölge bir vadide, Yaratılış bölümünde anlatıldığı gibi dağda değil. Ararat dağlarının konumu tam olarak belli değil, ancak bu bölge volkanik lav akıntıları üzerinde duruyor’’ açıklamasında bulundu. Snelling, araştırmacılar tarafından kullanılan ‘jeofiziksel görüntüleme tekniğinin’ yoruma tabi olduğunu söyleyerek, ‘‘Gerçek şu ki, tam anlamıyla bölgede kazı yapılmadan gemi şeklindeki yapının ne olduğu asla tespit edilemeyecek’’ dedi.
Snelling, Hristiyanların tarihsel bir gerçek olarak kabul etmeleri için Nuh’un Gemisi’nin bulunmasına gerek olmadığını söyledi. Snelling, ‘‘Her zaman var olan ve her şeyi bilen Tanrı’nın Sözü’nün her daim doğruluğuna iman ediyoruz. Nuh’un Gemisi bulunsa bile, bir grup insan tarafından kanıtlar reddedilecektir’’ dedi.
Araştırmacılar, 2014 ve 2019’da gerçekleştirilen ve yerin altındaki katmanları ve açısal yapıları gösteren özel jeofizik çalışmalara atıfta bulundu. Projenin internet sitesinde, ‘‘Yeni GPR verileri, 2 ila 6 metre derinlikteki paralel çizgileri ve açısal yapıları gösteriyor. Yüzeyin altındaki bu çizgiler ve yapılar, doğal, jeolojik bir oluşumda görmeyi beklemeyeceğiniz şeylerdir’’ ifadeleri yer aldı.
Projenin bir parçası olan Doubting Thomas Araştırma Vakfı başkanı Ryan Mauro ise, ‘‘Durupınar bölgesinde jeolojik tuhaflığın farkındayım. Araştırmadan önce, Durupınar sitesi lehinde konuşmaya devam edenler gerçeği kabul edememiş gibi görünüyordu. Bölgeyi reddeden kararlar onlarca yıl önce verildi ve günümüzde sahip olduklarımızla kıyaslandığında oldukça sınırlı verilere dayanıyordu. Daha fazla bilgi edindikçe, Durupınar bölgesi hakkındaki gerçeği belirlemenin hayati bir öneme sahip olduğunu gördüm’’ dedi.
Araştırma projesine İstanbul Üniversitesi’nden Dr. Fethi Yüksel de eşlik ediyor. Ekip üyeleri, Ağustos ayında inceleme yapmak üzere alanda dört gün geçirdi. Proje başkanı Andrew Jones, jeofizik etütler, karotlu sondaj ve jeolojik çalışmalar tamamlanana kadar kazı yapılmayacağını belirtmişti.
Jones’a göre, Dr. Yüksel bölgede süreci hızlandıracak çalışma iznini aldı. Jones, amaçlarının Nuh’un Gemisi için mümkün olduğunca çok kanıt ortaya çıkarmak ve onları dünyaya sunmak olduğunu söyledi. (CP)
