3 Mayıs 2024 Cuma

Patrik Sahak II: İyilik de Bir Gelenektir

Kumkapı Patriklik Merkez Meryem Ana Katredrali’nde 30 Ocak Pazar günü, sunulan Kutsal Sunu Ayini’yle (Surp Badarak), Hrant Dink Okulu’nun yıllık geleneksel Sevgi Sofrası (Madağ) kutlandı.

Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II’nin riyaset ettiği Kutsal Sunu Ayini’ni, Kilisenin din görevlisi Üstrahip Yeğişe Uçkunyan sunarken, kilisenin diyakos ve okuyucuları Rab’bin sofrasına hizmet ettiler.

Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi pastörü Krikor Ağabaloğlu, Hrant Dink okulu hayırseverleri Arto – Talar Horozoğlu çifti, okul öğretmenleri, öğrencileri ve inanlıların hazır bulunduğu ayinde ilahileri, şefleri Hovsep Kuyumcuyan yönetiminde Koğtan korosu üyeleri seslendirdiler.

Kutsal Sunu Ayini’nin ardından Patrik Hazretleri Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle:

“Sevgili kardeşlerim insan hayatında güzel anlar vardır, içimizi ısıtan anlar vardır, bizi mutlu eden anlar vardır. Bu anlar ne zamanlardır diye sorsam size, diyeceksiniz ki; hediye aldığım zamandır. Bizim hayat hikayemiz çocukluktan başlar, hep alıcı olduğumuz zamanlardan. Hep hediyeler istedik, okulumuz bizi ödüllendirsin, patronumuz bizi ödüllendirsin. Aldığımız anlar mutlu anlarımızdır. Başkalarından aldığımız hediyeler. Ama efendimiz İsa Mesih diyor ki; “vermek almaktan daha çok mutlu eder”. Almak elbette ki güzel ondan hiç bir şikayetimiz yok bizim ama İsa diyor ki; vermek daha güzel, deneyince göreceksiniz.

Onun için hayat bizi vermeye hazırlar ve veren insan Tanrı’ya benzer. Veren el alan elden büyüktür, güçlüdür. O zaman Tanrı hepimizi vermeye hazır yüreklere sahip insanlara dönüştürsün. Verdiğimizde hayatın daha güzelleştiğini, mutluluk yarattığımızı, daha insan olduğumuzu bilerek, verdiğimizde Tanrı’ya benzediğimizi bilerek verme sanatını öğrenelim. Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki biricik oğlunu verdi. Niye? Çünkü insanlar yok olmasınlar ama ebedi hayatları olsun. Herkesin vereceği bir şey var. Vermekten önce vermeye hazır bir yüreğe sahip olmak gerekir. Öyle bir yüreğe sahip olduğum uzda fırsatlar çıkacak karşımıza. Ama öyle bir yüreğimiz yoksa bizim, fırsatlar da çıksa görmeyeceğiz biz onu.

İyilik de bir gelenektir. İyilik de bulaşıcıdır. Ve biz bunun örneklerini çok duyuyoruz cemaatimizde.

Sevgili kardeşlerim imanlı için de en mutlu anı, Tanrı’ya verdiği andır. Biz bunu böyle düşünmeyiz. Biz zannederiz ki Tanrı orada hep vermek için var. Biliyor musunuz Tanrı da sıkılır bazen vermekten, biraz da almak ister. Tanrı bizden ne alabilir ki? Ne verebiliriz ki biz O’na? Sevgimizi, bağlılığımızı, itaatimizi verebiliriz. Tanrı Adem ve Havva’da cennette başka bir şey beklemedi. Sadece itaat etmelerini, bağlılıklarını istedi. İstedi ki meyveden daha çok sevsinler kendisini. Adem ve Havva’nın Tanrı’ya verebileceği bir şey vardı, buydu.

Kilise tarihi için en mükemmel Hristiyanlar şehir olanlardır. İmanları için canlarını verenlerdir. Tanrı’nın buna ihtiyacı yok ama onu verdiğinde insan Tanrı’ya benziyor. Her şeyi veriyor, hiç bir şeyi kısıtlamıyor. O zaman iman hayatımızda da biz, Tanrı’dan ne alacağımızı çok iyi biliyoruz. Her duamızda bir liste veriyoruz zaten, bana şunu ver şunu ver, şunu da unutma ne olursun, ama Tanrı’ya ne vereceğimizi ve eğer o şeyi verirsek daha mutlu olacağımızı bilmiyoruz. Bunun da bir listesi olmalı. Tanrı’ya ne vermeliyim? Tanrı mesela diyor ki; Pazar günü kutsaldır, benim günümdür, Bana ver onu. Pazar günü rahat etmenin, uyumanın, ailenle kahvaltı yapmanın günüdür, bunu vermek zor geliyor insana. Ama bunu verdiğinde o zaman başka türlü bir haz oluşur içinde, bir şey kutsar seni, bir şey seni bereketler, çünkü vermişsindir. Vermek almaktan daha mutlu eder. Büyük oruç yaklaşıyor, doğru Tanrı’nın bizim orucumuza ihtiyacı yok, bizim aç kalmamız bir şey çoğalmaz O’nda ama Tanrı sevgisinden dolayı ben kendimi disiplin altına almak istiyorsam ve açlığa, iki öğün yememeye razı oluyorsam bu bir veriştir ve bu beni mutlu eder. Her oruç tutan bilir bu mutluluğu. Çünkü vermek almaktan daha mutludur.

Ve o verme anlarını çoğaltalım. O zaman anlayacağız ki hayatta henüz daha denemediğimiz güzel duygular var. Verdiğimiz kadar insan oluruz biz. Başkasına verdiğimiz kalır, ölümsüzleşir çünkü ölümsüz ruhlarda iz bırakır o zaman Tanrı bizde vermek cesaretini çoğaltır. Çünkü vermek cesaret ister. Evet sevgili kardeşlerim Rab hepinizi bereketlesin, güçlendirsin. Biraz sonra “hokehankisd” duaları ile ölmüşlerimize dua edeceğiz. Niçin bunu yapıyoruz? Çünkü bize bir şeyler verdikleri, kattıkları için hep yüreğimizde öncelikle onlar için bir mum yakıyoruz.

Cömert Tanrı, cömert yürekler versin bize. Amen.”

Vaazların ardından başta Hrant Dink okulunun merhum hayırseverleri olmak üzere tüm Rab’de uyuyanlar için Ayin-i Ruhani (Hokehankisd) duaları okundu.

Tören hep birlikte okunan Rab’bin duasından sonra Patrik Hazretleri’nin kutsaması ile son buldu. Ardından Hrant Dink okulu yöneticileri, öğretmenler ve öğrenciler Patrik Hazretleri ile toplu fotoğraf çekildiler.

Salgın sebebi ile bu yıl da sevgi sofrası kurulmadı.

Episkopos Arsenios Dahdal Önderliğinde “Kutsal Perşembe” Ayini

Bu hafta sonu Paskalya Bayramı’nı kutlamaya hazırlanan Ortodoks Kiliseleri, “Elem Haftası” ayinlerini de sürdürüyor. Bu kapsamda İskenderun Aziz Corç...

İskenderun Aziz Corç Rum Ortodoks Kilisesi’nde “Kutsal Yağ” Ayini

Geçtiğimiz hafta sonu kutlanan Dallar Bayramı’nın ardından Kutsal Hafta’ya başlayan Ortodokslar, Çarşamba günü Kutsal Yağ Ayini’ni gerçekleştirdi....

İskenderun’da “Kutsal Elem Haftası ve Paskalya Ayini” Programı

İskenderun’da Ortodoks Kilisesinin “Kutsal Elem Haftası ve Paskalya Ayini” Programı belli oldu. Cumartesi gecesi kutlanacak olan Paskalya Bayramı için...

Gümüşhane’deki İmera Manastırı Tarihi Dokusuna Kavuştu

Gümüşhane’nin tarihi ve kültürel hazinelerinden birisi olan İmera Manastırı yıllar içinde yapılan tahribatlardan kurtarıldı. Manastırın duvarlarına kazınan...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi