Samatya Altımermer Surp Hagop Kılhatir Kilisesi’nde, 18 Aralık Pazar günü, Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II riyasetindeki Kutsal Sunu Ayini ile (Surp Badarak) Kilise’nin Sevgi Sofrası (Madağ) kutlandı.
Kilise’nin din görevlisi Peder Zohrab Civanyan eli ile sunulan Surp Badarak’ta, Samatya Surp Kevork Kilisesi baş diyakosu Haçik Sarılı, diyakoslar, kıdemli okuyucular ve okuyucular Rab’bin sofrasına hizmet ettiler. Diyakos Alen Nergis günün İncil okuma parçasını okurken, Kutsal Kase’yi Diyakos Kevork Nergis getirdi.
Peder Melkon Pınarcıyan, Samatya Surp Kevork ve Altımermer Surp Hagop Kılhatir Kiliseleri Vakfı’nın yeni seçilmiş yönetim kurulu üyeleri, başkanları Nurhan Davulcu, eski yönetim kurulu başkanı Yesai Demir, eski yöneticiler bazı Kilise vakfı yöneticileri ve kalabalık inanlıların hazır bulunduğu ayinde ilahileri, şefleri Sevan Agoşyan yönetiminde Sahakyan Korosu üyeleri seslendirdi.
Surp Badarak sırasında Patrik Kadasetli Sahak II Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle;
”Bir gün İsa’ya askerler geldiler, yakalamak için, mabedde vaaz ediyordu, sözünü kesmek istemediler, onlar da dinlemeye başladılar. İsa’nın sözünü dinlediler ve geri döndüler. Niye yakalayıp getirmediniz diye sorulduğunda, biz söylediklerinde bir yanlış bulamadık diye cevapladılar. Bu İsa’yı tanımayan insanlarda ne olmuştu? İsa’nın sözlerini işittiklerinde, o yaşayan söz, o Tanrı’nın sözü onların içine girmiş ve değiştirmişti. Surp Hagop Kılhatir’in mesleği balıkçılıktı, İsa ona arkamdan gel dediğinde her şeyi bıraktı İsa’nın arkasından gitti, kardeşi Yuhanna ile beraber. Zebedinin iki oğluydu. Gök gürültüsü oğulları adını verdi, çünkü bunlar öne atılan, güçlü ses çıkaranlardı. Bu birinci olma arzuları bir şekilde yerine geldi, Hagopos, İsa’nın öğrencileri arasında ilk şehit olan. Diğerleri de şehit oldu ama Hagop birinciliği aldı. İsa için şehit oldu. Sonra İsa bütün dünyaya öğrencilerini gönderdi, niçin? O askerlerin mayışıp kaldığı, o harika yaşam veren sözleri insanlığa anlatmak için. Onlarda yeni bir yaşam yeni bir başlangıç olsun diye. Tanrı’nın sözünün ışığıyla aydınlasınlar, nurlansınlar, karanlıktan kurtulsunlar diye gönderdi bütün dünyaya. Ve dedi ki; Kolay olmayacak, çünkü bu sözleri beğenmeyenler olacak. Bu sözlerden rahatsız olanlar olacak, sizi öldürecekler bu sözleri söylediğiniz için. Çünkü bu sözler sıradan sözler değil. Sevgili kardeşlerim Kutsal Kitap dünyanın en büyük kitabıdır. İnsanlık uygarlığını en çok etkilemiş olan kitaptır. Bizim tarihimizi değiştirdi Tanrı’nın sözü, halen değiştiriyor Tanrı’nın sözü. Dünyada en çok okunan, basılan, iki bin dile çevrilmiş olan Kutsal Kitap. Bugün en çok yasaklanan kitap, Kutsal Kitap halen. Biliyor musunuz? Halen Çin’de ve bazı ülkelerde Kutsal Kitap bulunduramazsınız. Niçin korkuyorlar bu kitaptan? Çünkü Kitabı açtığınızda ışık çıkar içinden. Gözleriniz nurlanır, aydınlanırsınız. İşte Hagop Kılhatir bu sözler için öldü, boşuna ölmedi. Bu sözleri vaaz ettiği için onu yakaladılar. Çünkü İsa demişti; Kulaklarınıza fısıldadığımı damlardan haykıracaksınız. O da haykırıyordu, gök gürültüsü oğlu olarak haykırıyordu ve onun sesini ancak kafasını keserek susturabilirlerdi. Onu susturdular ama yerine bin Hristiyan çıktı Tanrı’nın sözünü konuşacak. Ne kadar öldürdülerse o kadar çok Hristiyan çıktı. Bizim tarihimiz de buna tanıklık eder. Şimdi, o söz, Tanrı’nın sözü Hristiyanlar arasında yayılır. Halen o sözün etkisi ile yeni yeni milletler Hristiyan oluyorlar. Bir de o azınlıktaymış gibi duran ama aslında İncil’in istediği tavırdır. Nedir o? Kutsal Kitab’ı hayatının merkezine koymak. Tanrı’nın sözlerini öğrenmek istemek. Çünkü Tanrı hepimizin içine bir yer, bi boşluk koydu ve insanın yüreği O’nunla dolmadıkça tatmin olmaz. Onun için din bitti, yok oldu dedikçe gündeme geliyor çünkü sizin açlık, susuzluğunuz tükeniyor mu? İnsanın Tanrı’ya susuzluğu onun doğasındadır. Herkes dinini hafif, yüzeysel yaşamak zorunda değildir. Böyle yaşayanlara diyeceğimiz bir şey yok, herkes özgürdür. Bu dünya bir denenme dünyasıdır. Bence yanlış yapıyorlar, bir gün ihtiyaçları olacak o dini iyi anlamaya. İnşallah ölmeden önce Allah o ismen Hristiyanlara o Kutsal Kitab’ı okuma lütfunu verir. Onlar da aydınlanıp, İsa Mesih diye takip ettikleri kişinin kim olduğunu anlarlar. Sevgili kardeşlerim, Kutsal Kitap öyle bir tarafa atacağınız bir kitap değil. Kilisede okuyacak, paylaşacaksınız, kilisenin salonlarında, evlerinizde yapacaksınız bunu. Ermeni halkı bugün her açıdan dejenere oluyor. Nedenini size söyleyeyim. Çünkü evlerde artık Hristiyanlık konuşulmuyor. Böyle bir Hristiyanlık için Havari Hagopos kellesini verir miydi? Vermezdi. Onun için dinimizi öğreneceğiz, yaşayacağız.
Yerinizde durun, imanınızı koruyun. Kendiniz, çocuklarınız, torunlarınız için yapın. Petrus’un ilk vaazında dediği gibi “Ne gökte ne yerde İsa Mesih’in isminden başka bir isimle kurtulacağımız başka bir isim yoktur.’ Bizim imanımız budur işte. Bu imanla biz diyoruz ki; İmanımızı yaşamaya devam edeceğiz. İmanımızın kaynağı Kutsal Kitap’tan beslenmeye devam edeceğiz. Kilise’nin birinci görevi budur.”
Vaazların ardından Rab’bin duası okundu. Sonrasında toplu tövbeyi Peder Melkon Pınarcıyan yaptırdı. Daha sonra Komünyon (Hağortutyun) dağıtımına geçildi. Surp Badarak’ın sonunda öncelikle Surp Hagop Kılhatir Kilisesi’ne hizmette bulunanlar ve tüm Rab’de uyuyanlar için Ayin-i Ruhani (Hokehankisd) duaları okundu. Ardından Patrik Hazretleri, Kilisesi’nin “Madağ”ını kutsadı. Patrik Hazretlerinin takdisi ile ayin son buldu.
