Yeşilköy Surp Isdepanos Ermeni Kilisesi’nin geleneksel yıllık “Madağ”ı (Sevgi Sofrası), 17 Aralık Pazar günü, Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II riyasetindeki Surp Badarak (Kutsal Sunu) Ayini ile kutlandı.
Kilisenin din görevlisi Peder Natan Arabyan eli ile sunulan Surp Badarak’ta Diyakoslar, astdiyakoslar, kıdemli okuyucular ve okuyucular Rab’bin Sofrası’na hizmet ettiler.
Surp Badarak, Khorurt Khorin ilahisi ile başladı. Peder Natan tövbesini ettikten sonra sunağa çıktı. Diyakos Vahram Lüleciyan günün İncil okuma parçasını okudu ve daha sonra Diyakos Berc Yeramyan Kutsal Kase’yi getirdi.
Rahip Hovagim Seropyan, Surp Isdepanos Kilisesi Vakfı başkanı Habib Özfuruncu ve yöneticileri, Yeşilköy Ermeni İlköğretim okulu müdürü, öğretmenleri ve öğrencileri yanı sıra kalabalık inanlıların da hazır bulunduğu ayinde ilahileri, Kilise’nin Sahak Bartev korosu üyeleri, Hovsep Kuyumcuyan yönetiminde seslendirdi.
Surp Badarak sırasında toplu tövbeyi Rahip Hovagim yaptırdı. Daha sonra “Hağortutyun” (Komünyon) dağıtımına geçildi.
Surp Badarak’ın ardından Patrik Kadasetli Sahak II, Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle;
”Sevgili kardeşlerim insan yüreğinin en büyük özlemlerinden birini bugünkü İncil okuma parçasında okuyoruz, nedir o? Övülmek, takdir edilmek. Hayatın bu gidişi, yani bizim kim olduğumuzu anlamamız, başkalarının bizi takdir emesiyledir.
İsa diyor ki; Biz hepimiz kullarız, her hangi bir şey yapıyorsak bu, ücreti ödendiği içindir aslında. Tanrı ücreti ödemiştir sevgili kardeşlerim, yaptığımız en büyük iyiliğin bile. Bir kişi başkaları için canını da verse, bu yaptığı şey için ödenmiştir ve ödenecektir. Peki nasıl? Kim verdi o sermayeyi bize? Tanrı verdi. Nasıl oluyor da biz okuyabiliyoruz, konuşabiliyoruz, öğrenebiliyoruz, anlıyoruz, nerden geliyor bu? Biz mi yarattık bunu? Bize öyle geliyor ama öyle değil bize verildi bunlar, Tanrı verdi bütün bunları. Peki niye verdi bize? Ve niye farklı farklı verdi? Öyle ya, biz robotlar gibi değiliz, 8 milyar insanın parmak izi, bakışı, yetenekleri, gözleri farklı ama hepsinde de bir armağan var, hepsi de bir şey vermek istiyor hayata ve Tanrı içimize koyduğu duyguyla diyor ki; Bir şey vereceksin sen, ver ki takdir edilesin, hem Tanrı hem başkaları takdir etsin. Ama verdiğin zaman içinde hisset ki bir şey vermedin, Tanrı’nın sana verdiklerinin yanında senin verdiklerin bir şey değil, sen insanlık görevini yerine getirdin. Verip dağıtacaksın ama bunu yaptığın için başkalarından takdir beklemeyeceksin. Takdir edilmeli. İyilik takdir edilmiyorsa o etmeyenlerin sorunudur.
Bir gün hepimiz Tanrı’nın huzuruna çıktığımızda, O bize şimdiden dedi ki; Bu küçüklerden birine bir bardak serin su içiren bile karşılığını kaybetmeyecek. Merak etmeyin gören, kaydeden bir göz var, sadece yukarda bir deftere kaydetmiyor, sizin içinizde kaydoluyor, yaptığınız iyilikler, hizmetler, siz unutsanız da ruhunuzun kayıtlarında duruyor.
Tanrı’nın bize her şeyi bol bol verdiğini, bizimse o verilenlerden kardeşlerimiz için bir şey verdiğimizde, çok büyük bir şey vermediğimizi hissedelim içimizde, kalbimiz minnettarlıkla dolsun Tanrı’ya karşı. Bize verdiklerinden dolayı memnun olalım ve duamız da o olsun ki, ben nasıl daha çok verebilirim.”
Vaazların ardından Yeşilköy Kilisesi’ne hizmet edenler ve tüm Rab’de uyuyanlar için “Hokehenkisd” (Ayin-i Ruhani) duaları okundu. Sonrasında Patrik Kadasetli Sahak II. Surp Isdepanos Kilisesi’nin “Madağ”ını kutsadı.
Hep birlikte söylenen Rab’bin Duası ve Patrik Sahak II’nin kutsaması ile tören son buldu.
