Koronavirüs salgını, Hristiyanlara ve diğer azınlık gruplarına yönelik dini zulmü arttırdı.
Koronavirüs, küresel bir sağlık krizi haline gelmeden önce 60’tan fazla ülkede zorla evlilik ve dini azınlıklara yönelik saldırı vakaları kaydedildi. Ancak dünyanın büyük bir kısmında alınan tedbirler nedeniyle hayat durma noktasına gelse de, dini zulüm endişe verici hızla artmaya devam ediyor. Kısacası, koronavirüs uluslararası alanda ayrımcılığı tetikleyen unsur haline geldi.
Wuhan’da görev yapan bir pastör, ”COVID-19’un Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkmasından günler önce, Çin hükümetinin tehdit olarak gördüğü dini fikirlerin yayılmasını engelleme çabalarına tanık olduğum bir görevdeydim. Hristiyanların ve diğer azınlık grupların eğitime ve istihdama erişimi engellenmeye çalışılmaktaydı. Karantina altında ibadet etmenin ve toplumsal hizmetin zorlukları artıyor. Ancak virüs bizi durduramaz” ifadelerinde bulundu.
Çin’deki Hristiyanlar, salgın öncesinde hükümet tarafından yerleştirilen kameralı sistemler altında ibadet ediyordu, ancak şimdi dayanıklılıkları daha fazla test edilmeye başlandı.
Araştırma, Open Doors ABD tarafından dünya çapında dini zulmü izlemek için yürütülen çalışmalardan biri. Çin’deki bulgular Hristiyanlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan, hain ve kafir olarak nitelendiren Kuzey Kore, İran ve Pakistan’daki bulgularla benzerlik gösteriyor. Koronavirüs salgınında Hristiyanlara ve Asya’daki diğer azınlıklara yönelik yeni bir ayrımcılık uygulanmakta: Acil yardım ve tıbbi bakıma erişimde ayrımcılık. Bu sorunların yaşandığı tek bölge Asya değil. Hristiyanlara düşmanca yaklaşan diğer ülkede ise, Hristiyan hemşireler en riskli korona virüs vakalarında görevlendirilmekte.
Hristiyan yardım görevlisi Open Doors’a, ‘‘İnsanların inançları nedeniyle ayrımcılığa uğradığını ve göz ardı edildiğini görmek çok acı. Haç kolye taktığı için Hristiyanlar hakarete uğruyor’’ dedi.
Somali’de faaliyet gösteren El-Şebab terör örgütü, koronavirüsün Hristiyanlar tarafından yayıldığını iddia etti. Bu iddiayla salgından dini azınlıkların sorumlu olduğu mesajı verildi.
Open Doors, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki erkeklerin maruz kaldığı en yaygın ikinci zulüm şeklini açıkladı. Bölgedeki birçok Hristiyan dini ayrımcılık nedeniyle düşük ücretli işlerde çalışmaya zorlanıyor. Hristiyanlığı sonradan benimseyenler ise, aileleri tarafından maddi ve manevi destekten mahrum bırakılıyor.
Hindistan’daki Hristiyanlar da benzer sorunlar yaşıyor. Birçoğu karantina öncesinde iş sahibiydi, ama şimdi ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele ediyorlar. Koronavirüs krizi, ciddi oranda iş kayıplarına neden oldu ve birçok Hristiyan maddi sıkıntılarla mücadele etmek zorunda kaldı. Sonuç olarak, çok sayıda insan gıda, barınma ve tıbbi bakıma ihtiyaç duyuyor.
Şu anda COVID-19 vakalarını bildiren ülkelerin 25’i, Open Doors’un 2020 Dünya İzleme Listesi’nde yer almaktadır. Bu bağlamda dini azınlıkların koronavirüsle mücadele sürecinde sağlık ve sosyal hizmetlere erişimde engellerle karşılaştığı görülmektedir. Bunu söylemenin yumuşak bir yolu yok. Dini zulüm, katlanarak devam etmektedir.
Hristiyanların ve diğer azınlıkların maruz kaldığı zulümler devam ederken koronavirüs izolasyonu, ABD’deki kiliselerin ve Hristiyanların tek başına ibadet etmeye çalışan 200 milyondan fazla Hristiyanı hatırlaması için fırsat olabilir. Ağlayışlarını dinlemek ve hikayelerinden ders çıkarmak. En önemlisi ise, savunmasız canlara destek olmak ve yanlarında olduklarını hissettirmek için. (CP)
