(SAT-7 TÜRK – Özel) Protestan Kiliseler Birliği Basın Sözcüsü ve Zirve Davası İzleme Komitesi eski Koordinatörü Soner Tufan, Zirve Katliamı’nın ek iddianamesiyle Ergenekon bağlantısı kurulduğunu, böylece “örgüt bulunamadı” kararı verilen Hrant Dink davasının da önünün açılarak yeniden şekillenebileceğini söyledi.
Malatya Zirve Yayınevi Katliamı Davası’nda mahkemeye sunulan ek iddianamede katliamın Kafes Eylem Planı çerçevesinde gerçekleştirildiği öne sürüldü. Ek iddianamedeki bir numaralı sanık ise Ergenekon Davası’ndan tutuklu olarak Silivri’de yargılanan Emekli Orgeneral Hurşit Tolon. Protestan Kiliseler Birliği Basın Sözcüsü ve Zirve Davası İzleme Komitesi eski Koordinatörü Soner Tufan SAT-7 TÜRK Haber Merkezi’ne yaptığı açıklamada Tolon’un adının daha önce gönderilen ihbar mektuplarında sık sık geçtiğini belirterek, “Fakat bu ihbar mektuplarındaki iddialar kanıtlanmış veya resmi dayanakları olan isnatlar olmadığı için bir şey yapılamıyordu. Şimdi ise ek iddianamede bir numaralı azmettirici sanık olarak iki kez ömür boyu hapisle yargılanmasına başlanacak” dedi.
DAVA GENİŞLEYECEK
Davada örgüt bağlantısı bulunmasının bundan sonraki duruşmaları daha önemli hale getirdiğini söyleyen Tufan, Zirve Katliamı davasının müdahil avukatlarının birçok kişinin ifadesine başvurulmasını talep edeceğini söyledi. Tufan yaptığı açıklamada “Eğer iddianame kabul edilirse bu dava, Santoro Davası’nın yeniden açılmasını sağlayabilir. Tıkanan ve örgüt bağlantısına bir türlü ulaşılamadığı söylenen Hrant Dink Davası’nın önünü açabilir. Çünkü bu üç cinayet Kafes Eylem Planı‘nda operasyon olarak geçiyordu. AKP hükümetini zayıflatmak için yapılmış eylemlerdi. Bu dava aracılığıyla Hrant Dink’te bulunamayan örgütün şimdi bulunması mümkün. Avukatlarımız birçok kişinin ifadesine başvurulmasını isteyecek. Daha böylelikle genişleyecek.” dedi.
“BİRİLERİ AYDINLATILMASI İÇİN ÇABA SARFEDİYOR”
Tufan şimdiye kadar kendisine ve resmi makamlara gelen ihbar mektuplarında Zirve Katliamı’nda jandarmanın önceden bilgisi olduğu engel olmak bir yana yönlendirmede bulundukları, olayda ihmal ve zaafiyetlerinin olduğu haber verildiğini söyledi. Tufan, “Başka davaları bilmem ama bu davada ilginç bir şey var: Bu davayla ilgili çok ihbar mektubu geldi. Bunların çoğu bende de var. Cinayetten hemen birkaç ay sonra gelen ihbar mektuplarında anlatılanların çoğu bugün resmi belgelerle doğrulanmaya başladı. Birilerinin bu davanın aydınlatılması için ciddi bir çaba sarfettiğini düşünüyorum.” dedi.
RESMİ GÖREVLİLERİN PARMAĞI VAR
Zirve Katliamı’nda devletin resmi görevlilerinin parmağı olduğuna dair iddiaların güçlenmeye başladığını belirten Soner Tufan, “İl Jandarma Alay Komutanlığı ve İlahiyat Fakültesi arasında 1,5 yılda 1500 kez konuşma yapılmış. İlahiyat Fakültesi ile İl Alay Jandarma Alay Komutanlığı arasında bu kadar sık görüşme yapılması bir soru işareti. Bu olayda azmettirici Varol Bülent Aral’ın MİT elemanı olduğunu biliyoruz. Askerin, rektörlerin de başka ilişkileri olduğunu görüyoruz. (Seyfi Genç)
