Ermeni Apostolik Kilisesi’nin 5 büyük yortusundan sonuncusu olan “HAÇVERATS” (Haç’ın Yüceltilişi) Yortusu coşkuyla kutlandı.
Hristiyan dünyasında kutlanılan HAÇ Yortusu Türkiye Ermenileri Apostolik Kiliselerinde de 12 Eylül pazar günü kutsal sunu ayinleri ile kutlandı. Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II, Üsküdar Surp Haç Kilisesi’ndeki Surp Badarak’a (Kutsal Sunu Ayini) riyaset etti.
Aynı zamanda bu Kilisenin geleneksel isim ve yıllık kutlama günü olan Haçverats Yortu’sunda Surp Badarak’ı Patriklik vekili Kıdemli Peder Krikor Damadyan sundu. Diyakoslar Arşavir Büyükişman ve Vahram Lüleciyan, kıdemli okuyucular ve okuyucular Rab’bin sofrasına hizmet ettiler.
İlahileri Sevan Şencan yönetiminde Kadıköy Surp Takavor Kilisesi Korosu ve birleşik koro beraberce seslendirdiler.
Törende Peder Şirvan Mürzyan, Peder Bedros Buldukyan, Saint Antuan Kilisesi’nden Fransisken Rahibi Peder Andre Marie, Kilise vakfının yöneticileri ve şehrin değişik semtlerinden gelen kalabalık inanlılar hazır bulundular.
Kominyon dağıtımından önce Kadasetli Patrik Sahak II, Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Vaazlarında önce özetle Haçveratz Yortusu’nun tarihsel oluşumunu aktardı ve Kutsal Haç’ın Hristiyanlar için anlamını ve önemini açıkladı.
“Tanrı ile uyumayı öğrenmektir Haç”
”Haç Hristiyanlık için en önemli sembollerden birisi bildiğiniz gibi, Hristiyanlık ile özdeşleşmiş bir sembol ve biz senede 4 bayramla Haç’ı onurlandırırız, hatırlarız, tekrar ve tekrar onun üstüne düşünürüz.
Haç Hristiyanların önüne koyulmuş ve sürekli keşfetmeleri gereken sırlar içerir. Sadece İsa Mesih’in üstünde öldüğü tahtanın hatırası değildir Haç. Ondan daha derin olarak biz Hristiyanlar inanırız ki Haç dünyadaki bütün sorunlarımızın çözümüdür. Haç’ın ruhsal anlamı, sorunların en temelinde yatan bencilliği ortadan kaldıracak panzehirdir. Çünkü Haç, bir Hristiyanlık sembolü olmaktan öte, özverinin ve kurbanlığın sembolüdür.
İşte biz bu nefsimizden kurtulduğumuzda, yani öldüğümüzde nefsimize, ölmeyiz biz tam tersine yeni bir yaşam buluruz. Onun için İsa dedi ; canını kazanan onu kaybedecek, ama onu benim uğruma veren onu kazanacak. Bu bir denenme dünyası, Tanrı bize en değerli olan şeyi verdi “ben”i verdi…
Bizim insanlaşmamız, olgunlaşmamız, özveriyi yani Haç’ın sırrını öğrenmekle olur.
Ölmeyi öğrenmeyen hiç kimse olgunlaşamaz. Bizim olgunlaşmamız hep ölümlerden geçerek gerçekleşir ve biz olgunlaşırız. Ve işte İsa Mesih Haç’ın üstünde bize o olgunlaşmanın en güzel örneğini sunuyor. Bizim yapamayacağımız, günahın ücreti olan ölümün, kurbanın ödenmesini kendisi üstlendi günahsız kurtarıcı olarak. Haç’ın üstünde kendi kanını döktü.
Onun için Haç, acılarla kaybedilen değerlerin yeniden bulunmasının sırrıdır…
Onun için çocuklarımıza çalışmayı öğretmeliyiz, arkadaş sevmeyi, birlikte iş yapmayı öğretmeliyiz. Çünkü Haç’ın sırrı budur. Öyle ki bu bayramda biz, yitirdiğimiz o maddi Haç’ın tekrar bulunuşunu kutluyoruz. Bir savaşla başlayan hikaye bir başka savaşla sonuçlanmış. Aslında Haç’ın ruhuna hiç de uygun olmayan bir şey bu. Çünkü İsa Mesih barış prensi, savaşlar bitsin diye geldi.
Çünkü Haç’ın bir sırrı da, biz yaşadığımızda zorluklarımızı, Tanrı ile beraber yaşamalıyız. Haç bütün sorunları ve zorlukları, o benliğimizi öldürmeyi Tanrı ile beraber yapmanın sırrıdır. İsa Haç’ın üstünde “ey baba” dedi, “ruhumu ellerine teslim ediyorum”. Haç’ın sırrı bu. Pandemi var korkutuyor bizi, aşılar var, aşılanalım mı aşılanmayalım mı kaygıları var. Ama bütün bunlarda ne yaparsanız yapın, Tanrı’ya teslim olarak yapın. O bizi korur. Sabah anahtarınız dua olsun, akşam da anahtarınız dua olsun. Günü duayla açın duayla kapatın. O zaman güzel bir şeyler olmaya başlıyacak hayatınızda. Tanrı’nın sizinle beraber olduğunu bileceksiniz. Bu küçük bir şey değil. İşte bu Haç’ın sırrıdır. Tanrı ile uyumayı öğrenmektir Haç…
Onun için sevgili kardeşlerim hepinizi Haç’ın gücüne teslim ediyorum, Mesih’in Haçı’nın ve Tanrı hepimize cesaret versin. Haç taşıma cesareti, güçlükleri imanla karşılama cesareti versin. Tanrı’ya emanet olun, Tanrı’da büyüyün, esenlikle kalın. Amen.”
Vaazın ardından Rab’bin duası okundu. Sonrasında “Hağortutyun” Kutsal Ekmek – Komünyon dağıtımına geçildi. Ayin sonunda tüm Rab’de uyuyanlar için Hokehankisd duaları okundu. Ardından kortej halinde Kilise bahçesine çıkıldı, burada Türkiye Ermenileri Patrik Kadasetli Sahak II’nin son takdisi ve Rab’bin duasının okunması ile tören son buldu.
Törenin ardından, Kilisenin “sevgi sofrası” günü nedeni ile tüm inanlılara Kilise bahçesinde kokteyl ve yemek sunuldu. Uzun bir aradan sonra açık havada düzenlenebilen bu sevgi sofrası nedeni ile, katılan inanlılar da mutlu oldular. Patrik Hazretleri’nin yemek duasının ardından tüm katılanlar bahçede birbirleri ile sohbet de ederek özlem giderdiler.
Haçverats Yortusu ayini Patrikliğin Facebook sayfasından canlı olarak da yayınlandı.
“HAÇVERATS” (Haçın yüceltilişi) HAÇ BAYRAMI
327 yılında İsa Mesih’in Haçlandığı çarmıh yani tahta Yeruşalim’de bulunur. Dönemin Bizans imparatoru Kostantin ve Annesi Aziz Helena, İsa Mesih’in çarmığa gerildiği Golgota tepesine büyük bir kilise inşa ettirirler. Yapıldığı dönemde dünyanın en büyük mabetlerinden biri olan bu “Diriliş Kilisesi”nin içine de bu Haç koyulur. 614 yılında Pers imparatorluğunun saldırısı ile Kudüs talan edilir ve mabetteki Haç alınarak İran’a esir götürülür. Bu olay Hristiyan dünyasında şok yaratır. 14 yıl boyunca savaş hazırlığı yapan dönemin Bizans İmparatoru Heraklos, 628 yılında Ermeni askerlerinin de katılımı ile hazırladığı büyük ordusunu İran’a sürer, yapılan tüm savaşları kaybeden Pers’ler çaldıkları Haç’ı iade ederek savaşı sonlandırırlar. Esaretten kurtulan Haç İstanbul’a getirilene dek Anadolu da geçtiği tüm yerleşim yerlerinde halk tarafından coşkuyla ve Reyhanlar Fesleğenlerle süslenerek karşılanır. İstanbul’a gelen Haç daha sonra Yeruşalim’e götürülerek yeniden mabede koyulur. O haç sonraki yıllarda, yeniden tehlikede olmaması için parçalanarak dünya kiliselerine dağıtılır. Büyük bir parçası Yeruşalim Ermeni Apostolik kilisesinde bulunan bu haçtan, sonraları inşa edilen kiliselerin Haçı için küçük parçalar gönderilir.
Ermeni Apostolik Kilisesi de bu tarihi olayı kendi kilise takvimine ekleyip 5 büyük yortudan biri olarak kutlar.
