Dünyanın kurtarıcısı olan İsa Mesih, Yahudi bir ailede doğdu. Çatışmaların şiddetlendiği ve kutuplaşmanın arttığı bir dönemde insanların Tanrı’ya yakınlaşmasının zor olduğu düşünülebilir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan çatışmalar ve şiddet, bölge halkını ümitsizliğe sürüklüyor. İnsanlar İsa’nın sunduğu esenliğe ve özgürlüğe ihtiyaç duyuyor.
Konuya ilişkin görüşlerini paylaşan SAT-7’nin Arapça kanallarının direktörü Rami Al Halaseh, ‘‘Arap kökenliyim. Orta Doğu’da doğup büyüdüm ve memleketim olan Ürdün’de yaşıyorum. Tanrı’nın Arap dünyasındaki insanların yüreklerinde ve zihinlerinde işlediğini görüyorum. Cezayir gibi bazı ülkelerde kiliseler kapatılıyor, pastörler zulme maruz kalıyor ve inanlılar tehdit ediliyor. Müjde’yi baskı altına almak istiyorlar. Ancak ışığı söndürmeye çalıştıklarında, İsa herkese daha açık bir şekilde görünüyor. İsa’nın takipçileri, Tanrı’nın gerçeğini kucakladı ve bu gerçek onları özgür kıldı. Yahudi bir ailede doğan İsa’da sağlam kayayı buldular. Milyonlarca Arap için şuan umutlu olunacak bir durum yok. Bölgedeki savaş insanları korkuya sevk ediyor. Birçok ülke ekonomik sıkıntılarla mücadele ediyor. Aileler korku içinde ve umuda sahip olmak istiyor. SAT-7 aracılığıyla İsa’yı Arap dünyasına tanıtıyoruz. Canlı yayın, uydu televizyonları ve sosyal medya aracılığıyla neredeyse her eve ulaşıyoruz. Onlara İsa’daki esenliği ve umudu gösteriyoruz. Bu bir umut mesajıdır. İsa’nın hayatını ve hizmetini duyurmak istiyoruz. İsa, bizlere Tanrı’ya giden yolu göstermek için geldi. İsa ile tanışan Araplar, Müjde’ye kayıtsız kalamaz. Her şeyin yok olduğu düşünülen Arap dünyasında Tanrı’nın işlerini görebilmek için ruhsal gözlerimizi açmalıyız. Karanlığın en yoğun olduğu zamanlar, aynı zamanda Tanrı’nın en etkin olduğu anlardır. İman gözüyle dua ediyoruz. Çünkü duanın gücüne inanmadıkça değişimi göremeyiz. Tanrı’nın Krallığı henüz Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da hakim olmadı’’ dedi.
(Kaynak: Christian Post)
