fbpx
17 Mayıs 2024 Cuma

Yenikapı Surp Tateos Partoğomeos Ermeni Kilisesi Sevgi Sofrası Ve Kutsal Sunu

Başepiskopos Aram Ateşyan riyasetinde, 3 Aralık Cumartesi günü, Rahip Şınork Donikyan eli ile sunulan Surp Badarak (Kutsal Sunu Ayini) ile, kilisenin ismi olan Aziz Tateos ve Aziz Partoğomeos anılarak Yenikapı Kilisesi’nin isim günü kutlandı.

Yenikapı Surp Tateos Partoğomeos Kilisesinde, 4 Aralık Pazar günü, Türkiye Ermenileri Patriği Kadasetli Sahak II’nin riyaset ettiği ayinle kilisenin yıllık “Madağ”ı (Sevgi Sofrası) kutlandı.

Kilise’nin din görevlisi Peder Nerses Ayvazyan eli ile sunulan Surp Badarak’ta diyakos ve okuyucular Rab’bin sofrasına hizmet ettiler.

Peder Şirvan Mürzyan, Yenikapı Kilisesi vakfı başkanı Murat Karaman, yöneticiler ve inanlıların hazır bulunduğu törende ilahileri, Samatya Korosu üyeleri, şefleri Sevan Agoşyan yönetiminde ve orgu eşliğinde seslendirdiler.

Kutsal Sunu Ayini’nin ardından Patrik Kadasetli Sahak II, Ermenice ve Türkçe vaaz verdi. Türkçe vaazından bazı bölümler şöyle;

İsa, 30 yaşında vaaz etmeye başladı ve 3 sene vaaz etti. Üç sene kime vaaz etti? İsrailoğulları’na, Yahudilere. Üç sene içinde İsa meyve aldı mı? Vaazlarının meyvesini aldı mı? Körlerin gözünü açtı. Topallar yürüdüler. Sağırlar işittiler. Cüzzamlılar temizlendiler. Ölüler dirildiler. Bunları görüp Yahudiler imana geldiler mi? Gelmediler. Meyve vermediler. Ve incir ağacı Kutsal Kitap’ta Yahudi halkının sembolüdür. Yani İbrahim’in soyu, Peygamberlerin ve kitapların geldiği halk, onlar Tanrı’nın meyvelerini verdiler, bazen vermediler. Ve İsa diyor ki; bir yıl daha bekleyelim. O bir yıl daha dediği şey aslında İsa’nın, İsa’nın ömrü kadardı, yani 33 sene. 33’de öldü İsa, bir 33 sene sonra Yahudilerin yıkımı gerçekleşti. Çünkü Roma İmparatorluğu’na isyan ettiler, halk kılıçtan geçirildi, Yeruşalim’i yaktılar, mabedi yıktılar, taş üstünde taş bırakmadılar. Yani o süre içinde de meyve vermediler çünkü kiliseye işkence ettiler, baskı uyguladılar. Aziz Stefanos’u öldürdüler ve bir şekilde o meyveyi vermediler ve Tanrı onları bir şekilde kesti ve dünyanın dört bir tarafına dağıtıldılar. Ve dünyanın sonuna kadar dünyaya dağılmış olarak yaşayacakları bildirildi. Ve şu anda tekrar toplandılar dünyanın her tarafından kendi memleketlerine. Bu da dünyanın sonu ile ilgili en önemli alametlerden birisi, gerçekleşmesine yönelik. Şimdi elbette ki bu meseli İsrailoğulları’nın üzerine yorumlamak çok kolay, ve kendimizi de meyve veren bir ağaç gibi görmemiz çok muhtemel ama öyle miyiz biz? Biz meyve veren insanlar mıyız?

Aslında Tanrı bize diyor ki insanın da meyvesi böyledir. İnsan verdiği meyve ile hem başkasına faydası olur, ama aynı zamanda ölümsüzlük tohumuna ulaşır. O zaman nedir bizim meyvemiz? Kendimizden çıkan şeydir. Bizden çıkan bir şeydir. Dün Aziz Tateos ve Aziz Partoğomeos’un günüydü, ikisi de İsa’nın havarisi, ikisi de Ermenistan’a gelmiş vaaz etmiş, orada Ermeniler tarafından da şehit edilmiş. Kilisemizin ilk kurucuları, ilk şehitleri. Bakın onların meyvesi ne olmuş? Kendilerinden çıkan kanı olmuş. Kanlarıyla meyve vermişler. Kanlarıyla bir kilise kurmuşlar, hayatlarıyla, kendilerinden o çıkmış. O zaman bizden de bir şey çıkması lazım. İlla kan mı çıkacak bizden? Bir de beyaz şehitlik var. Kızıl şehitlik kanınla olan. Beyaz şehitlik senden çıkan beyaz şey, senin terin, emeğin başkaları için.

İsa onun için dedi ; ” buğday tanesi yere düşüp ölmezse yalnız kalır, ama ölürse bol ürün verir” bunu cenazeler için söylemiyor, bunu yaşayan insanlar için diyor. Burada İsa’nın sözünü ettiği ölüm, ölmeden önce ölmek, yani bir ideale sarılmak. Yani bizden daha yüce bir şey için hayatımızı harcamak, emek sarf etmek. Bizim meyvemiz bu.

Bir dosta telefon açmamız, bir hastayı ziyaret etmemiz, birisinin cebine sessiz sedasız bir kaç kuruş koymamız, düşmüş olanı elinden kaldırmamız, bütün bunlar bizim meyvelerimiz. Tanrı bekliyor bu meyveleri. Bizi Tanrı, insan olmak için yarattı, biz insan olduğumuzda zaten, kendi meyvemizi veririz. Az yada çok veririz. Biliyorsunuz meyve vermeyen ağaçların çoğunun dikeni vardır. Tanrı meyve vermemizi istiyor, kendi varlığımızdan. Kendisine ve insanlara.

Hiç kimse demesin ki benim meyvem yok. Herkesin bir meyvesi vardır. Başkasına hiç bir şey yapamıyorsan, dünya için dua et. Kutsal kitabını oku. Aklına gelen tanıdıklarını hatırla ve onlar için hayır duası et. Çünkü dua atmosfere saldığımız oksijen gibidir.

Bugünkü, Selaniklilere yazılı mektupta Pavlus diyor ki; “kardeş sevgisi konusunda kimsenin size öğretmeye ihtiyacınız yok. Çünkü siz üstünüze düşenden fazlasını yaptınız diğer kiliselere.” Ne güzel bir övgü. Çünkü diyor siz bunu Tanrı’dan öğrendiniz. Kimse öğretmedi size, Tanrı ile olan ilişkiniz, Kutsal Kitabı öğrenmeniz, azizlerin, peygamberlerin hayatını okumanız, bizleri örnek almanız. Size Tanrı öğretti, içinizden iyilik yapmanın güzelliğini. Vermenin, paylaşmanın değerini öğretti. Öğrendiniz. Kimsenin size ders vermesine ihtiyacınız yok bu konuda. Çünkü Tanrı size öğretti. Nasıl öğretti? Romalılar 5.5’de diyor” Tanrı’nın sevgisi Kutsal Ruh vasıtasıyla yüreklerimize dökülmüştür. O sevgi azaldığında meyve de azalıyor. Ama Tanrı sevgisi içimize girdiğinde, Mezmur 1’in dediği gibi “iyi ve imanlı insan sular kenarına ekilmiş ağaca benzer. Yaprakları hep yeşil kalır ve meyvesini zamanında verir.” O zaman bizim sevgiyi artırmamız lazım. Tanrı sevgisi ile kendimizi ve başkalarını sevmemiz gerekir. Bu dünyadan ötekine gittiğimizde boş ellerle gitmemeliyiz. Ellerimiz meyvelerimizle dolu olmalı.

Vaazların ardından Yenikapı Kilisesi için tüm hizmet etmiş ve emeği geçmiş olan Rab’de uyuyanlar için Ayin-i Ruhani (Hokehankisd) duaları okundu. Sonrasında Patrik Hazretleri Yenikapı Surp Tateos Partoğomeos Kilisesi’nin “Madağ”ını (Sevgi Sofrası) kutsadı.

Hep birlikte söylenen Rab’bin duası ile tören son buldu. Kilise’nin din görevlisi, yöneticiler, diyakoslar, okuyucular ve Sahakyan Korosu üyeleri, Patrik Hazretleri ile toplu fotoğraf çekildiler. Daha sonra kilise salonunda, salgın şartları nedeni ile az sayıda katılımla sevgi sofrasına geçildi.

Cezayir’de Pastörün Cezası Onandı

Cezayir'in Tizi Ouzo kentinde pastör Youssef Ourahmane'ye yasadışı ibadet hizmeti düzenlediği gerekçesiyle verilen bir yıllık hapis cezası...

Nijerya’da Dokuz Öğrenci Kaçırıldı

10 Mayıs'ta Nijerya'nın Kogi eyaletindeki Confluence Üniversitesi'ne düzenlenen saldırıda 9 öğrenci kaçırıldı.  Nijerya, Hristiyanlar için en tehlikeli ülkelerden...

Vatikan, İklim Değişikliği Tartışmalarına Ev Sahipliği Yapıyor

Avrupa Birliği'nin finanse ettiği Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S), Nisan ayında deniz yüzeyi sıcaklıklarının rekor seviyeye ulaştığını...

BM Uyardı: “Gazze’de Tüm İnsani Yardımlar Durabilir”

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin (OCHA) Gazze'de görev yapan sözcüsü Olga Cherevko, Gazze'ye istikrarlı yakıt...

Bu haberleri okudunuz mu?Benzer İçerikler
Sizin için önerildi