Geçtiğimiz Çarşamba günü, Dışişleri ve Güvenlik Politikası Birliği temsilcisi Federica Mogherini, Avrupa Parlamentosu genel kurul toplantısında Ortadoğu’daki Hristiyanların kötü durumuna ilişkin bir bildiri yapacağını belirtti. Bildiri akabinde, Şubat’ın ilk haftasında, Parlamento Suriye ve Irak’ta yaşayan aşırı radikaller tarafından işkence gören, kaçırılan, tacize uğrayan ve öldürülen Hristiyanlar ve diğer inançlardan olan insanların durumuyla ilgili oylama yapılmasını umuyor.
ADF Birleşmiş Milletler Avukatlar Birliği Uluslararası Müdürü Sophia Kuby, “ Sayın Mogherini ve Parlamento üyelerine Orta Doğu’daki Hristiyanların durumunu ele alarak, onları Suriye ve Irak’taki diğer azınlıklara yapılan ve soykırım olarak gördüğümüz zulümlere karşı cesaretlendirdikleri için teşekkür ediyoruz. Orta Doğu’daki Hristiyanların neler yaşadığını dünyanın acilen duyması, nelerin olup bittiğini öğrenmeleri gerekiyor. Diğer diplomatik kavramların tersine ‘soykırım’ veya ‘sistematik katliamlar’ uluslararasında tanımlanan bir kavram. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yönlendirilmiş bir dosyayı ve BM Güvenlik Konseyi’nde konuşulmuş bir çözüm önerisini ileri adımlar için çağrıda bulunmak gerekir.” dedi.
Uluslararası hukuk, bir soykırım durumu çağrısı doğru olduğunda kriterlerini net olarak ortaya koymalıdır. Birleşmiş Milletler 1948 Soykırım Toplantısı bildirgesinde yapılan eylemlerin soykırım sayılabilmesi için “bir ulusun tamamının veya bir kısmının yok edilmesi etnik, ırksal veya dinsel sebeplerle yok edilmesi gerekiyor.” şeklinde tanımlandı.
Sadece birkaç yıl içinde Suriye’deki Hristiyan nüfusu 1.25 milyondan 500 bine ve Irak’ta ise 1.4 milyondan 275 binden daha az bir sayıya düştü.
Kuby, “ Tüm kriterler bu bölgedeki durumu soykırım olarak açıkça ortaya koyuyor. Bu acıları çeken insanları inkar etmek insana korkunç acı verir.” dedi. (BA)