Almanya’da bulunan kiliselerin üye kaybı devam ediyor.
Kiliseden ayrılanların yanı sıra nüfus değişimleri de bu gelişmede büyük rol oynuyor. 2017 yılında Protestan Kilisesi’nin üye sayısı 390 bin azalarak 21 milyon 500’e gerilerken, Katolik Kilisesi’nin üye sayısı 270 bin kişilik düşüşle 23 milyon 300 bin olarak kaydedildi.
Geçtiğimiz günlerde Almanya Protestan Kilisesi ve Katolik Alman Episkoposlar Konferansı’nın açıkladığı verilere göre, iki kilisenin bir yıllık toplam üye kaybının 660 bin olduğu belirlendi. 2016 yılında ise bu sayı 530 bin olarak kaydedilmiş, ancak yine de halkın %54’ü iki kiliseden birine üye olduğu belirtilmişti. Buna ek olarak Ortodoks ve Protestan kiliselerinin üyeleri de bulunuyor.
Kiliselerin üye kaybının en önemli nedeni ise nüfussal yani demografik değişimler. 2017’de Protestan Kilisesi’ne üye 350 bin kişi ve Katolik Kilisesi’ne üye 240 bin kişi hayatını kaybettiği belirtilirken kiliseden ayrılanların sayısında da bir artış gözlemlendiği söylendi. Protestan kilisesinin doğmasına vesile olan keşiş ve ilahiyat profesörü Martin Luther’in tezlerinin 500. yılı etkinliklerine sahne olan 2017’de Protestan Kilisesi’nden ayrılanların sayısı yaklaşık 200 bin oldu. 2016’da bu sayı 10 bin daha düşüktü. Almanya’daki Katolik Kilisesi’nden ayrılanlar da bir önceki yıla göre 6 bin artarak 168 bin oldu.
Gençler ve Dindar Olmayan İnsanlar Kiliseye Uzak
Martin Luther’in reform sürecini başlatmasının 500. yıldönümünün üye sayılarına olumlu bir şekilde yansımaması, uzmanları şaşırtmıyor. Alman epd haber ajansına konuşan Leipzig Üniversitesi’nden din sosyoloğu Profesör Gert Pickel, gençlerin ve dindar olmayan insanların kiliseye çok uzak olduğunu ve bu yıldönümünden pek haberdar bile olmadıklarını belirtiyor. Pickel, sene boyunca yapılan etkinliklerle Protestan Kilisesi’nin daha çok kilise ile bağı olan insanların bağını güçlendirdiğini belirtiyor.
Katolik Episkoposlar Konferansı Sekreteri Hans Langendörfer ise, kiliseden ayrılanların sayısını “acı verici” olarak nitelendirdi. İnsanların neden kiliseden ayrılma kararı aldıklarının sorulması gerektiğini belirten Langendörfer, kilisenin neden insanlar için kendilerine yön gösterebilecek bir mekan olarak algılanmadığını anlayıp, ne gibi değişikliklere gidilebileceğinin düşünülmesi gerektiğini vurguladı.(DW)
