İngiltere Canterbury Başepiskoposu Justin Welby, salgının başlangıcında “riskten fazla kaçındığını” itiraf etti. Financial Times’a konuşan Başepiskopos Welby, geçen yıl “Mayıs” ya da “Haziran” civarında, rahiplerin bile özel ibadet için izin verilmediği ölçüde kiliselerin kapatılmasının bir “hata” olduğunu fark ettiğini söyledi.
Welby, ”Başlangıçta pek çok şeyi yanlış anladım ve çok çabuk öğrendim. İlk kapatmada kiliseleri en azından bireysel dua için açık kalacak kadar zorlamadım. Ayrıca din adamlarının içeri giremeyeceğini söyledik ve şahsen bu konuda bir hata yaptığımı hissediyorum. Her türlü mazeret bulabilirim. Ancak hala riskten fazla kaçındığımı düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.
İlk kapatmadan sonra, ülkenin dört bir yanındaki kiliseler ibadetleri internete taşımak zorunda kaldılar. O zamandan beri Kilise, sanal hizmetlerin yeni gelenleri çekmedeki başarısını takdir etti.
Salgın sona erdiğinde Kilise’nin bu yeni gelenleri fiziksel kiliselere nasıl teşvik edebileceği sorulduğunda, Başepiskopos emin olmadığını itiraf ederek, ”Gerçekten bilmiyorum. Gerçekten bir cevabım yok. Karma şeyler yapmaya devam etmeliyiz” dedi.
Başepiskopos ayrıca salgının duygusal etkisinin uzun süre hissedileceğinden korktuğunu da dile getirdi: ”Bizi sarsan muazzam bir şey. Bir anlamda ulusal bir travma sonrası stres bozukluğu vakamız var, bu da kendini gösterecek.”
Başepiskopos Justin Welby, salgın boyunca Londra’daki resmi ikametgahı Lambeth Sarayı’nın bitişiğinde bulunan St. Thomas Hastanesinde papaz olarak hizmet vermekte. Welby, son vedalarını sevdiklerine şahsen söyleyemeyen hastalarla dua etti.
Geçen yılın manevi bir dönem olduğunu düşünüp düşünmediği sorulduğunda, “çok sayıda insan için” öyle olduğunu söyleyerek, ”Bu kırılganlık duygusu: Beklenmedik, kontrol edilemeyen ve yoğun bir şekilde korkutucu dış olayların sadece çok uzakta olan ülkelerin başına gelmediğinin farkına varılmasıdır” cevabını verdi.
Başepiskopos, keder karşısında Tanrı’ya kızmanın “insanca” olduğunu söyledi, ancak aynı zamanda insanların “çaresiz bir keder kurbanı” olmaktan nasıl kaçınabileceğine dair tavsiyesini paylaştı: ”Konuşacak insanlara sahip olmak, “tutunulacak anılar” ve “ağıt ve protesto duaları” Ama aynı zamanda kutlama anlarını da yakalamanız gerekiyor. Hassas günlere saldırın yoksa onlar size saldırırlar” dedi. (CT)
