Doğa Hayatı Koruma Vakfı (WWF), dünyanın yıllık doğal kaynak kapasitesinin bugün itibariyle tükendiğini bildirdi.
WWF-Türkiye açıklamasına göre, tüketim alışkanlıklarının gezegenin geleceğini tehdit etmeye devam ettiği, dünyadaki doğal kaynakların kendini yenileyebilmesi için tüketimin belli bir seviyede tutulması gerektiği, mevcut tüketim alışkanlıklarının ise bu sınırları zorladığı aktarıldı.
Gezegenin yıllık biyolojik kapasitesinin kullanıldığı ve tüketimin talebin üzerine çıktığı gün olan “Dünya Limit Aşımı Günü”nün, bu yıl 13 Ağustos’a denk geldiğinin altı çizilen açıklamada, geçen yıla göre gezegenin “bütçesinin” 6 gün önce tükendiği kaydedildi.
2030’da 2 gezegene ihtiyaç olacak
Küresel sera gazı emisyonlarının 2030’da günümüzden yüzde 30 daha daha az olacağı belirtilen açıklamada, bugünkü iklim politikalarının devam etmesi halinde, 2030’da Dünya Limit Aşımı Günü’nün haziran sonuna kayacağı, yani insanlığın ihtiyaçlarını karşılamak için 2 gezegene ihtiyaç duyulacağı ifade edildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen WWF-Türkiye Doğa Koruma Yönetmeni Mustafa Özgür Berke, Türkiye’nin, karbondioksit cinsinden ölçülen ve üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü olan “karbon ayak izi”nin, 1990’dan bu yana yüzde 110 oranında arttığını belirtti.
Bunun ana nedeninin enerji sektörü olduğunu vurgulayan Berke, “Zengin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla Türkiye bu artışın önüne geçebilir. Örneğin, elektrik enerjisi üretimi için yapılan yatırımlarda kömür yerine rüzgar ve güneşe öncelik verilirse hem elektrik talebi karşılanabilir hem de emisyon artışı sınırlandırılabilir. İnsanlığın ihtiyaçlarını karşılamak için iki gezegene ihtiyaç duyulacak” ifadelerini kullandı.
“Mevcut kaynaklar gezegenin ihtiyaçlarını karşılamıyor”
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ise doğal kaynakları fütursuzca tüketmenin, kuraklık, kıtlık, ormansızlaşma, toprak erozyonu, biyoçeşitlilik kaybı ve doğal afetlerle geri döndüğünü kaydetti.
Mevcut kaynakların, 7 milyarlık nüfusa sahip gezegenin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini aktaran Baştak, şunları kaydetti:
“Bu durum, düşünce sistemimizden başlayarak yaşam biçimimizi ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini açıkça gösteriyor. Gezegenin sınırlarını aşmadan herkes için gıda, su ve enerji güvenliğini sağlamak mümkün. Sürdürülebilirlik, herkesin gezegenin kapasitesine uygun bir şekilde yaşamasını gerektiriyor. Bu da ekolojik ayak izimizi dünyamızın doğal kaynak bütçesi içinde tutabildiğimiz sürece mümkün. Dünya genelinde ve tüm sektörlerde acilen cesur adımların atılması gerekiyor.”
